Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

Sanayide patlama ve yangın!

2024.05.25 20:55 - Son Güncellenme: 2024.05.25 20:55
A

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 2017 yılından bu yana Türkiye'de her yıl gerçekleşen endüstriyel yangınlar ve patlamalara yönelik hazırladığı 'Endüstriyel Yangınlar ve Patlamalar 2023' yılı raporunu açıkladı.

Gelin isterseniz önce verilere göz atalım.

KMO İstanbul Şubesi'nin tespitlerine göre 2023 yılında, Türkiye'de 529 endüstriyel yangın ve patlama meydana gelirken, bu olayların 496'sı endüstriyel yangın, 33'ü ise endüstriyel patlama olarak sınıflandırılmış.

Gerçekleşen bu endüstriyel yangın ve patlamalarda 22 işçi hayatını kaybetmiş, 152 işçi yaralanmış.

2018 yılından 2023 yılına kadar meydana gelen endüstriyel yangın ve patlamaları karşılaştırıldığında özellikle son 3 yıllık dilimde sürekli olarak artış olduğu görülmüş.

Raporda, "Yaşanan yangın ve patlamaların niteliklerinden kaynaklı olay sayılarına paralel olarak, hayatını kaybeden işçilerin sayılarında herhangi bir azalma olmadığı ortadadır" deniyor.

2018 yılında en az 436, 2019 yılında ise en az 541, 2020 yılında ise 493, 2021 yılında 394, 2022 yılında ise 587 endüstriyel yangın ve patlama gerçekleşmiş.

2023 yılı endüstriyel yangın ve patlamaların sektörel dağılımının da incelendiği raporda sırasıyla; ağaç, kağıt, mobilya, metal, kauçuk, plastik, tekstil, gıda, petrokimya, yağ ve çimento, cam, seramik sektörlerinde yoğunluk görüldü.

Tespit edilen yangın ve patlamaların 114 tanesinin ağaç, kâğıt, mobilya (yüzde 22), 111 tanesinin metal (yüzde 21),79 tanesinin kauçuk, plastik (yüzde 15), 73 tanesinin tekstil (yüzde 14), 51 tanesinin gıda (yüzde 10), 35 tanesinin bilinmeyen (yüzde 7), 23 tanesinin petrokimya,yağ(yüzde 4), 21 tanesinin çimento, cam,seramik(yüzde 4), 8 tanesinin boya (yüzde 1), 7 tanesinin kozmetik, temizlik(yüzde 1) ve (yüzde 1) enerji sektörlerinde faaliyet gösteren endüstriyel tesislerde gerçekleştiği görülmüş.

Örneğin, yaz aylarında yaşanan olay sayısında artış görülmüş.

Raporda, "Bu durum yaz aylarında sanayi tarafında ekonomik aktivitenin düşük olmasına rağmen hava sıcaklığı etkisini göstermektedir" diye ifade edilmiş.

Tüm yangın ve patlamaların en az yüzde 72'si metal, tekstil, ağaç, kağıt, mobilya, kauçuk ve plastik sektörlerinde gerçekleşmiş.

Geçtiğimiz sene de bu oran benzer şekilde yüzde 68 idi. Endüstriyel yangın ve patlamaların yaklaşık yüzde 7'sinin ise sektörü tespit edilememiş.

En çok endüstriyel yangın ve patlama olan sektör 2018 yılında tekstil, 2019 yılında metal, 2020 yılından itibaren ise ağaç, kağıt, mobilya olmuş.

Bölgesel dağılımlar incelendiğinde ise, Marmara Bölgesi'ndeki yangın ve patlamalar toplamın yüzde 47,4'ünü, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgeleri toplamı ise yüzde 39,7'sini kapsamaktadır.

Raporda uyarı da yapılmış.

"Özellikle bu bölgelerde alınan önlemler, yapılan çalışmalar ve denetimler arttırılmalıdır" deniyor.

BURSA DÖRDÜNCÜ SIRADA!

Rapora göre, 2023 yılı endüstriyel yangın ve patlamaların illere göre dağılımında ise İstanbul 177 (yüzde 33,46) olayla ilk sırada yer alırken, onu İzmir 98 (yüzde 18,53), Ankara 38 (yüzde 7,18) ve Bursa 25 (yüzde 4,73) olayla takip etti.

Raporun devamında verilere ilişkin değerlendirmeler ve sonuç yer alıyor.

Sonuç bölümünde plansız yerleşim ve sanayileşmenin altı çizilmiş.

Burada mekânsal planlamanın önemini bir kez daha hatırlatmakta fayda var.

Buraya dikkat!

Özetlediğim şekliyle  raporda öneri ve talepler ise şöyle sıralanıyor.

"Başta İstanbul olmak üzere birçok büyükşehirde yangın ve patlamaların önemli bir kısmının artık yaşam alanlarının yanı başında hatta içinde kalan tesislerde gerçekleştiği görülmektedir. Bu durum plansız yerleşim ve sanayileşmenin bu kentlerde yaşayan insanlar için çok önemli bir risk olduğunu ortaya koymaktadır. En yakın örnek olarak etkilerini hala yaşadığımız 6 Şubat 2023 tarihinde Maraş merkezli 7,6 şiddetindeki depremden sonra İskenderun Limanı'nda çıkan ve günlerce söndürülemeyen yangın da ortaya koymuştur. Olası Marmara depremine ilişkin bölgedeki tehlike yaratabilecek olan sanayi tesislerinin sıklığı da düşünüldüğünde, deprem sonrası endüstriyel yangın ve patlamalar dâhil tüm kimyasal tehlikelerin önlenmesi için çalışmalar yapılmalıdır."

"2023 yılında meydana gelen 529 yangın ve patlamadan 78'inin Organize Sanayi Bölgeleri'nde (OSB), 16'sının ise OSB'ler haricindeki sanayi sitesi vb. sanayi bölgelerinde olduğu tespit edilmiştir. Endüstriyel yangın ve patlamaların çok önemli bir bölümünün sanayinin toplandığı yerlerde olmadığı, kent ve çevreyi tehdit ettiği görülmektedir."

"TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak daha önceki açıklamalarımızda da söylediğimiz üzere riskli üretim tesisleri Organize Sanayi Bölgeleri'nde toplanmalı ve yaşam alanlarında risk oluşturmamalıdır. Özellikle kimya sektörüne ait tesislerinin Organize Sanayi Bölgeleri'nde toplanması gerekmektedir. OSB'ler kurulurken bölgenin halk ve çevre sağlığı açısından, ekolojik ve lojistik olarak bu yükü kaldırıp kaldırmayacağı meslek örgütlerinin, bölge halkının ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak karar verilmeli, OSB'ler etkin bir şekilde yetkili merciler tarafından denetlenmelidir."

"Tesis büyüklüğü ayırt etmeden, gereken bütün önlemlerin alınması yasal bir zorunluluktur. Tesislerde yaşanan yangın/patlamalar yalnızca tesis için bir risk unsuru değildir. Çevresindeki yapılar için de benzer riskler söz konusudur. Yangın/patlamanın etkisi ile çevredeki yapılar zarar görmekte ve can kaybı ya da maddi kayıplar yaşanmaktadır. Mevcut tesislerde komşu yapılarıyla aralarına set oluşturabilecek şekilde güvenlik önlemi alınması bir zorunluluktur. OSB'lerin ve fabrikaların kurulumunda yerleşim alanlarına yönelik riskler dikkate alınmalı, hali hazırda çalışan tesislerden de yerleri uygun olmayanlar tespit edilerek yerlerinin değiştirilmesi için çalışmalar başlatılmalıdır."

"Kimyasal madde üreten ve kullanan işletmelerde, 15.02.1954 tarih ve 6269 sayılı Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliği Hakkında Kanuna uygun olarak "Sorumlu Müdür" bulundurulması zorunludur. Artık işverenlerin ve yerel yönetimlerin bu zorunluluğun ne kadar önem arz ettiğini anlamaları ve kanunda yazanları hayata geçirmeleri gerekmektedir."

"Özellikle büyük kentlerde birçok fabrika ve atölye, yerleşim yerleri içinde kalmıştır. Birçok sınai işletmenin plansızca kent içinde kalması, böyle kazaların daha fazla insanı etkilenmesi ve daha fazla can kaybına yol açması anlamına gelmektedir."

"Tehlikeli kimyasalların bulunduğu iş yerlerine yönelik bir risk haritası hazırlanmalıdır. Bu çalışmalar yerel yönetimlerin, bakanlıkların, başta Kimya Mühendisleri Odası olmak üzere ilgili örgütlerin ve bu risklere yakın yerlerde yaşayan halkın etkin katılımıyla gerçekleştirilmelidir. Bu çalışma kamuoyu ile paylaşılmalıdır."

"Elektrik yangınları, ortaya çıkan yangınların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Elektrik tesisatlarının doğru montaj, periyodik bakım ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması, elektrikli çalışmalarda iş güvenliği kurallarının uygun hareket edilmesi gibi hususlara önem verilmelidir. Elektrik kaynaklarının haricinde statik elektrik kaynaklarının da patlamadan korunma dökümanına uygun olarak kontrol altına alınması özellikle patlamaların önlenmesi için kritik önemdedir."

"Tehlikeli kimyasal kullanan iş yerlerinin ruhsatlandırma sürecine yerel yönetimler, itfaiye ve devlet kurumlarıyla beraber Kimya Mühendisleri Odası da dâhil edilmeli, kullanılacak kimyasalların envanterinin tutulması, güvenli kullanım koşullarının sorgulanması gibi konulara denetimlerde daha fazla önem verilmelidir."

"İl ve bölge bazında "Tehlikeli Kimyasal Maddeler Envanteri" çıkarılması gerekmektedir. Kent içindeki kimyasalların envanteri tek bir elde toplanmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Kamu denetiminden sorumlu birimler ve yerel yönetimlerin ilgili müdürlükleri kimya mühendisi istihdam etmeli ve mevcut kimya mühendisi sayısını artırmalılardır."

Rapordan özetle öne çıkanlar bu şekilde.

Umarım böyle kritik bir konuda TMMOB Kimya Mühendisleri Odası (KMO) İstanbul Şubesi'nin hazırladığı rapor, görüş ve önerileri ciddiye alınır ve ortak akıl ile hareket edilir.

Umarım yapılan çalışmalar boşa gitmez ve ortaya planlı yerleşim ve sanayi modeli ortaya konur.

Son olarak...

Bursa'da son yıllarda çok sayıda fabrika yangınları meydana geldi.

Duyduğumuzda ise, "Niçin yanıyor bu fabrikalar?" dedik.

Bursa'da fabrika yangınları üzerine araştırma yaptım.

Saha çalışmalarımdan edindiğim bilgilere göre, 2023 yılında 276 ve 2024 yılı içerisinde de 108 fabrika sanayi yangınları olaylarına müdahale edilmiş.

Bu olaylar tamamen yanan fabrika değil, başlangıç aşamasında söndürülen, bacası yanan durumları da içeriyor.

Çıkarılacak sonuç net!

Endüstriyel yangınlarda, plansız yerleşim ve iş güvenliği tedbirlerinin yetersiz olması en önemli sebep olarak görebiliriz.

İkinci olarak ise, elektrik tesisatlarının periyodik bakım ve kontrollerinin yapılmaması ve yangına müdahale sırasında bilgi eksikliği diyebiliriz.

Üçüncü olarak depolama hataları.

Özellikle yanıcı ve patlayıcı olarak bir arada olmaması gereken kimyasalların lokasyon eksikliğinden kaynaklı bir arada olması sebepler arasında sıralayabiliriz.

Yanlış depolama sonucunda yangın müdahale edilemez hal alabilir.

Hemen her sektörde kimyasal madde kullanılıyor ve bu maddelerin yanıcı ve patlayıcı özelliğiyle yangın ve patlamalarda etkili oluyor.

Doğru depolama ve planlanma şart!


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları