Türkiye Yüzyılı ve Erdoğan'ın zamanlaması

2022.10.31 19:12 - Son Güncellenme: 2022.10.31 19:12
A

Zamanlama önemli olsa gerek.

Yani salt bu tarihin seçimi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına denk gelmesiyle ilgili değildir.

Burası da çok önemli ama ifade etmek istediğimiz zamanlama biraz daha farklı.

Şöyle ki; "Türkiye Yüzyılı" ve "TOGG" açılışı bundan 4 ay önce yapılsaydı aynı etkiyi yaratmazdı herhalde.

Emin olun; bu iki organizasyon 30 Ağustos'a da yetiştirilirdi.

Belki de daha öncesine.

Yetişirdi ama aynı etkiyi oluşturamazdı.

Biraz daha açık anlatalım...

Pandemi ile birlikte ekonomik anlamda ciddi daralmalar yaşandı.

Hayat pahalılığı oluştu.

Alım gücü düştü.

Kimine göre ise ekonomik kriz, içinden çıkılmaz bir hal aldı.

Ve erken seçim gerekliydi.

Vatandaş da muhalefetin bu propagandasından hayli etkilenmişti.

Kafalar karıştı.

Erdoğan ve AK Parti'ye oy verenler bile sorgulama yoluna gitti.

Muhalefetten umut aramak üzere arayışa girdi.

Millet İttifakı ya da Altılı Masaya umut gözüyle bakıldı.

Muhalefet partileri sahada etkin muhalefet yaparak AK Parti'den kopmaların yaşanması hususunda başarılı olmaya başladı.

Kamuoyunda da "Değişim olacak galiba" izlenimi doğar gibi oldu.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bu iş bitti" denildiği her seferde bir şekilde çözüm üreterek kamuoyunun karşısına çıktı.

Yeniden umutla bakılır oldu.

Kriz öncesine dönülmesi mümkün olmasa bile umut olarak görülmeye devam etti.

AK Parti'den uzaklaşmaya başlayanlar yeniden dönüş için kıpırdanmaya başladı.

Kemikleşen bir oy kitlesi zaten umudunu yitirmemiştir.

Bu doğru.

Ama arafta kalanlar az değildi.

Geçtiğimiz yaz mevsiminin başlangıcıyla birlikte ekonomik manada iyileşme sinyalleri gelmeye başladı.

Maaş artışları ile alım gücündeki düşüş hafifletilmeye ve kayıplar telafi edilmeye çalışıldı.

Yavaş yavaş bu konuda umutlu bakışlar görülür oldu.

Erdoğan ve AK Parti'den uzaklaşıp arada bekleyenlerde dönüş sinyalleri hızlandı.

Cumhur İttifakı ortağı Milliyetçi Hareket Partisi'nde de bir toparlanma belirtisi görüldü.

Kamuoyuna yansıyan oy düşüşü olduğuna yönelik haberleri yalanlarcasına mitingiler düzenlendi.

Zamanla bir süreliğine muhalefet partileri lehine esen rüzgar tersine dönmeye başladı.

Rusya Ukrayna Savaşı ile birlikte üstlenilen rolün olumlu etkisi iç politikaya yansımaya başladı.

Emeklilikte yaşa takılanlar, Alevi açılımı ve yeni anayasa gibi çıkışlarla kamuoyunu belirlemede üstünlük yeniden Erdoğan ve AK Parti'ye geçmiş oldu.

Dolayısıyla "Türkiye Yüzyılı" ile ilgili açıklama için zemin hazırlanmış, kamuoyu bu vizyona kulak kabartacak ortama hazırlanmıştı.

Akabinde "Türkiye Yüzyılı" büyük bir şölenle açıklanmış oldu.

Bir gün sonra ise yerli otomobil TOGG'un banttan inişi gerçekleşti.

Dememiz o ki; 29 Ekim tarihi bu manada seçilmiş faklı bir tarih oldu.

Yazımızın başında dile getirdiğimiz "Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı" olması da son derece değerli.

Söz konusu tarih seçilirken hem "Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı" vurgusu yapılmış ve muhalefetin önemli bir argümanına sahip çıkılmış hem de topluma sahip çıkacağı bir vizyon sunulmuş oldu.

Buradaki mesajı salt iç politikaya yönelik yorumlamak doğru olmayacaktır.

Söz konusu vizyon açıklamasıyla dış kamuoyuna da bir mesaj var aslında.

Bize göre dış politika bağlamındaki etkisi daha fazla hatta.

Belki de bir politika değişikliği içermesi açısından da ilgi çekici.

Belki de Erdoğan'ın birleştirici söylemlerinden hareketle bir politika değişiminin işareti de verilmiş gibiydi.

Her ne kadar seçim yaklaşırken ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ya da Başkanlık Sistemlerinde kutuplaşmayı engellemek zor gibi görünse de verilen mesajlar toplumun ve hedef kitlenin ne şekilde algılayacağı kıymetli olacaktır.

Aksini söyleyenler çıksa da söz konusu "Türkiye Yüzyılı Toplantısı" partililerde ve toplumun önemli bir kesiminde heyecan yaşatmışa benziyor.

Üstelik 20 yılın vermiş olduğu yıpranmışlık ve ekonomik sıkıntıları rağmen.

Kim bilir belki de altılı masanın alternatif görünmemesi ya da henüz görünmemesi de etkili olabilir, bilemiyoruz.

Ama bu yorumlara bakıldığında AK Parti'nin sanki ilk kez kurulmuş bir parti gibi hareket ettiği söylenmekte.

Yeni Türkiye sloganı olarak "Türkiye Yüzyılı" önemli bir hedef olarak konulmuş oldu.

TOGG konusuna gelince.

Teknik boyutlara ilişkin söylemi uzmanlarına bırakmak gerekiyor.

İlk bakışta gözümüze hoş geliyor.

Yeni araba alma durumu olanların en azından eşdeğer bir araba alma imkanı olacaklar için fiyat abartı olmayacaktır.

İlk bakışta yorumlar açısından ortaya çıkan rakamlar yüksek görünse de eşdeğerlerine bakıldığında daha gerçekçi bir yaklaşım sergilemiş olacağız.

Rakam açıklanınca daha rahat yorum yapma imkanı olacaktır.

TOGG markasıyla verilen mesaj daha başka esasen.

Yıllardır var olan bir hayalin gerçeğe dönüşmesi açısından kıymetli.

Dolayısıyla salt bir otomobil olarak bakmak doğru olmayacaktır.

"Biz yapamayız, Adamlar yapıyor, biz nerede yapacağız?" gibi umutsuz söylemleri terk edeceğiz muhtemelen.

Bakalım Erdoğan'ın açıkladığı "Türkiye Yüzyılı" mottosu nasıl yankı bulacak Türkiye'de ve Dünyada?

Ve hangi yeni adımları beraberinde getirecek.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları