Türkiye Dünya'da çekim gücünü artırabilir

2020.04.20 09:48 - Son Güncellenme: 2020.04.20 09:48
A

Son zamanların önemli bir konusu aslında.
Kimi zaman da tartışma konusu.
Tartışma boyutunu yazımızda değinmeyeceğiz. 
Ama anlatmak istediğimiz husus belki de bunu tartışma konusu haline getirenlere yanıt olacak. 
Bizim amacımız yanıt vermek değil. 
Bir sav ortaya koymak olacaktır. 
Şöyle ki; Dünya pandemi ile mücadele ederken birçok ülke sınıfta kalmış durumda. 
İtalya örneğinde olduğu gibi. 
Hatta ulus üstü örgüt olan Avrupa Birliği ve uluslararası örgütler olumsuz bir sınav vermiş göründüler. 
Belki olayın boyutunu öngöremediler belki de ellerinden bir şey gelmedi. 
Belki de içi boş ve işlevini yitirmiş devasa örgüt konumunda oldukları ortaya çıktı.
Tartışılacaktır önümüzdeki süreçte.
Burada Türkiye açısından bakıldığında Dünya'da önemli bir konumda yer almak üzere olduğunu söylemek gerekiyor. 
Eğer bu süreci kendi sınırları içinde en az hasarla atlatabilirse iyi bir mesaj vermiş olacak ve ihtiyacı olan ülkelere yaptığı yardımlarla da Türkiye'nin imajını iyi noktalara çıkaracaktır. 
*
Konuya Prof. Dr. Çağrı Erhan'ın bir söylemiyle devam edelim...
Erhan: "Bugünler geçtiğinde üç şey hatırlanacak. Virüsü Dünya'ya bela eden Çin, 'Herkes kendini kurtarsın' diyen ABD ve karşılık beklemeden ihtiyacı olan herkese yardım eden Türkiye."
Yine AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan'ın bir sözünü paylaşalım...
Diyor ki Arslan: "Önümüzdeki dönemde ABD ve Avrupa'nın mal temini konusunda, büyük ihtimalle Çin'e bağımlılıktan kurtulmaya çalışacaklarına tanık olacağız. Türkiye olarak bu süreçte daha güçlü bir üretim üssü haline gelebiliriz. Salgın ekonomik ve toplumsal dönüşümler tetikleyecek." 
Bu tarz söylemlere farklı isimlerden eklemeler yapılabilir mutlaka. 
Zira Türkiye kendi içindeki yaraları sarmaya çalışırken diğer yandan da Dünya'da ihtiyacı olan gelişmiş ülkeler dahil bir çok yere yardım göndermiş durumda. 
Bu tarz yardımlar geleneklerimizden geliyor şüphesiz.
Son derece de önemli.
Yukarıdaki iki ismin mesajından yola çıkarak konuyu değerlendirecek olursak; Türkiye pandemi ile mücadelede ihtiyacı olan ülkelere gönderdikleri yardımlarla çekim gücünü artıracaktır.
Şöyle ki; Uluslararası arenada "Soft Power 30 İndeksi" ilgi çekici analizlerle takip edilmektedir. 
Önemli bir prestij sıralamasıdır.
Kavram Uluslararası İlişkiler alanında Dünya'da önde gelen isimlerden biri olan Joseph Nye tarafından Soğuk Savaş sonrasında kavramsal çerçevesi oluşturularak tanımlanmıştır. 
Nye, "yumuşak güç" kavramını, "sert güç" kavramıyla karşılaştırarak yorumlamıştır. 
Nitekim, askeri güç ve ekonomik büyüklük gibi sert güç araçları ile diğer ülkelerin pozisyon değiştirmelerini sağlamak genellikle mümkündür. 
Bu durum büyük ölçüde havuç-sopa şeklinde algılanır ve sağlanır. Oysa yumuşak güç, zorlama olmadan veyahut bir bedel ödemekten ziyade kendine çekme ve cazip gelme yoluyla istediğini yaptırabilme sürecidir.
Şüphesiz tek başına pandemi ile mücadelesi ve gelişmiş ülkelere bile yardım göndermesi tek başına belirleyici unsur olacak değil.
Yani yumuşak güç konusunda iddialı konuma gelecek tek kriter değil.
Ancak bir etki yapacağı kesin. 
Türkiye 2019 değerlendirmelerinde 29. sırada yer almış durumda.
Rusya ise 30. sırada.
İlk sıralarda Fransa, Birleşik Krallık, Almanya, İsveç ve ABD gibi ülkeler yer almış. 
Yeni dönemde sıralamanın değişeceği yüksek ihtimal. 
*
Pandemi bir şekilde hasar bıraksa da bitecek.
Ve zaman zaman dile getirdiğimiz üzere hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 
Dünya'da Soğuk Savaş sonrası oluşan çok kutuplu yapı yeni denge arayışına girecek. 
AB kendisini sorgulayacak ve Avrupa Komisyonu'nun Beyaz Kitap'ta belirlediği 5 gelecek senaryosunu yenilerini ekleyerek tartışacak gibi.
Esnek modelleri daha ciddi şekilde değerlendirecek. 
AB kuşkuculuğu önemli yer tutacak. 
Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, NATO vb. uluslar ötesi kuruluşlar daha fazla sorgulanacaktır. 
Ulusal hükümetler kendi içlerinde farklı önlemler almaya çalışacaklardır. 
Yeni kuruluşlar ihdas edilecektir. 
Turizmde seyahat edilebilirlikler, uluslararası taşımacılık, sınır güvenliği, göç tanımları, sosyal devlet olgusuna yeni tanımlar eklenecektir. 
Tüm bu değerlendirmelerle birlikte Türkiye süreçten başarılı çıkarsa yeni döneme daha hazır olabilecektir. 
Gerekli reformları hayata geçirmesi, pandemi öncesinde yaşadığı sorunları sürdürülebilir hale getirmesi halinde diğer ülkelere nazaran yeni döneme daha hazırlıklı olabilecektir.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları