Suriye'de ne oluyor? Sığınmacılar, terör, ABD, Filistin-İsrail...

2025.01.17 18:38 - Son Güncellenme: 2025.01.17 18:38
A

Anlaşılması zor bir denklemden söz ediyoruz.

En azından sığ bir bakış açısıyla anlaşılmasının zor olduğunu ifade ediyoruz. 

Nitekim hiçbiri birbirinden bağımsız değil. 

ABD'deki yönetim değişimi de Filistin-İsrail arasındaki ateşkes de Türkiye'de Suriye'nin kuzeyine yönelik bir operasyon ve terör örgütü unsurlarının kendilerini lağvetmesi ya da İmralı'ya yapılan çağrı da birbiriyle bağlantısız değil. 

Ya da Türkiye'nin hamlelerinin hiçbiri hesapsız değil. 

Ayrıca bu unsurların hiçbiri de sabit durmamakta. 

Hepsinin kırmızı çizgileri ya da ittifakları ve çıkarları bulunmakta.

Suriye olayına bakarken de geniş bir pencereden yaklaşmak gerekmekte.

Ve iç politika ile birlikte yorumlamamak gerekmekte.

Şüphesiz dış politika iç politikayı etkilemekte.

Hele Türkiye'de bu etkileşim çok daha yüksek seviyede olmakta.

Uzunca bir süredir böyle.

Belki de 1850'lere kadar uzanmak bile gerekebilir bu yorumu desteklemek için. 

Ancak Suriye politikasını popülist politikalara kurban etmemek önemli olsa gerek. 

Suriye çok denklemli bir bölge.

İran olayı var.

Enerji güzergahı açısından ve İsrail ile Doğu Akdeniz'e doğru kritik bir bölge. 

Çin bile bu denklemde yer almakta.

Daha doğrusu Çin'e uzanan yol açısından ve İran-Rusya denklemi bağlamında bir yerde yer almakta. 

Trump ile birlikte daha belirgin olarak görme imkanı olacak gibi. 

Dediğimiz gibi Suriye meselesi çok aktörlü bir yapıya işaret ediyor.

Yok gibi görünse de Rusya var.

ABD özellikle bazı bölgelerde konuşlanmış ve terör örgütünü himaye etmekte.

Türkiye'yi ilgilendiren husus da burası.

Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan bu vurguyı yapmıştı.

Fransa vb. ülkelere de mesaj göndermişti.

Şimdi bölgedeki terör unsurlarının temizlenmesi için geri sayım izlenimi var. 

Ancak burada kurşun atmadan teslim olunma beklentisi söz konusu.

Dolayısıyla hamileriyle yani ABD ile diyalog sürüyor.

Türkiye'de Bahçeli'nin çıkışını da  bir bütün içinde görmek gerekmekte.

Terör örgütünün psikolojik olarak bitirilmesi arzu ediliyor. 

Burada özellikle belirtmek gerekir ki, Suriye meselesi çok boyutlu bir organizasyonu ve politikayı zorunlu kılıyor. 

Kim derdi ki, Suriye yönetimi bu kadar kolay çökecek?

Oysa yıllara sair bir çalışmanın ürünü bu.

Aktörlerin kabul eder noktaya getirilmesi basit bir konu değil. 

Yine kim dersi ki, Gazze ve çevresinde ateşkes bir anda sağlanacak.

Burada da bir hazırlık süreci var.

Ama en önemlisi ABD'deki yönetim değişimi. 

İsrail de baskılara ve ABD'nin yeni yönetimine hazırlık yapmakta. 

Türkiye'deki olası kabine revizyonu bile bize göre 20 Ocak sonrasını bekliyor. 

Hulasa Suriye Türkiye için çok önemli bir mesele. 

Sığınmacılardan tutun da terörden arınmış bir ülke olmaya; Suriye'de ulusal çıkarımıza uygun olmayan bir yapıyı engellemekten Filistin meselesine ve sonraları daha çok gündeme gelmesini beklediğimiz Kıbrıs

Adası ve Doğu Akdeniz'e kadar çokça konuyu buradan bakarak görüyoruz. 

O nedenle de ülke kamuoyu olarak Suriye ve çevresindeki politikamızı iyi okumamız gerekmekte.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları