Seçimin kazananı kim?

2023.05.15 13:47 - Son Güncellenme: 2023.05.15 13:47
A

Aslında rakamlar her şeyi söylüyor.

Kazananı da belli, kaybedeni de.

Ya da kazananlar da belli kaybedenler de.

Nereden baktığınıza bağlı.

Nereden baktığınızla değişkenlik gösterme durumu siyasi partiler açısından var elbette.

Şu anda hangi siyasi partiye sorarsanız sorun; kazandıklarını gösteren bir veri paylaşacaklardır.

Daha doğrusu anlatmak istediğimiz; seçim sonuçlarına ilişkin kaynaklardan gelen farklı bilgiler değil.

YSK tarafından açıklanacak sonuçlardan ziyade rakamların yorumlanması ile ilgili sözünü ettiğimiz.

Madde madde sıralayarak daha açık olarak anlatmaya çalışalım...

Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda yurt dışı oyların beklendiğini görüyoruz.

Ancak ikinci tura kalma ihtimalinin arttığını da ifade edebiliriz.

Buna rağmen seçim akşamı televizyonlardan açıklanan rakamların doğru olmadığından hareketle süreci değerlendiren Cumhuriyet Halk Partisi bakımından hayal kırıklığını görmek mümkün.

Seçim öncesinde %60'lı rakamları bile telaffuz ediyorlardı.

Bu açından kazanmak bir yana YSK verileri bakımından bile hayli geride kalındığı

CHP'nin ve Millet İttifakı açısından 'kazanan" ifadesini kullanmak şimdilik gerçekçi olmayacaktır.

İkinci tura kalması halinde yeniden değerlendirme yapılabileceğini ifade ediyoruz.

İkinci turda rakamları eğseniz de bükseniz de kazanan net olarak açıklanacaktır.

Buna rağmen 2018 seçimleri ile kıyasladığımızda ittifaklar farklı olsa da Muharrem İnce'ye göre çok daha fazla oy alındığı görülmekte.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu seçimde Erdoğan'a oy oranı olarak en çok yaklaşan aday konumuna ulaştığı düşünülebilecektir.

Cumhur İttifakı Adayı Tayyip Erdoğan için 'kazanan' ifadesini kullanmak da kolay değil.

Zira reel olarak güven tazelemesi ve YSK tarafından kazanan aday olarak açıklanmış olması gerekmekte.

Toplum Erdoğan ile ilgili değerlendirme yaparken 10'un üzerinde seçimi kazanmış olmasından hareketle rakamlardaki olumlu yönlerden ziyade kazanıp kazanmadığı ile ilgilenmekte.

Seçimin Cumhurbaşkanlığı ile ilgili kazananlarından biri de Ata İttifakı Adayı Sinan Oğan olsa gerek.

%5'lerde aldığı oy siyasete yeni bir aktörün kazandırıldığına işaret etmekte.

Bu saatten sonra artık Türkiye siyasetinde güçlü bir Sinan Oğan ismi görülecektir.

Aldığı bu oy oranı oldukça sürpriz karşılanmış görünmekte.

"Kaybeden" olarak ifade edebileceğimiz tartışmasız isim ise Muharrem İnce olarak dillendirilecektir.

İnce seçim öncesinde adaylıktan çekildiğinde tüm anket firmaları açısından oldukça düşük bir oy oranından söz etmekteydi.

Adaylıktan çekilme gerekçelerinden biri de buydu aslında.

Yeni dönemin tablosunda Muharrem İnce'den söz etmek kolay olmayacaktır.

TBMM açısından değerlendirdiğimizde ise durumlar biraz farklılaşıyor.

Aslında yine hangi siyasi parti açasından bakıldığına göre değişkenlik gösterecektir.

Yani her siyasi parti kendisini başarılı gösterebilecek bir argümana sahip olacaktır.

Sırasıyla başlayalım...

Cumhur İttifakı açısından bakıldığında TBMM'de çoğunluğun elde edildiği görülmekte.

Sonuçlar net olarak açıklanmasa da genel kabul görmüş tablo böyle.

Millet İttifakı ise TBMM'de kaybetmiş bulunmakta.

Ancak partiler bazında aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Daha doğrusu milletvekili çıkarımı dışında oy oranlarına bakıldığında aynı net yorum yapılamamakta.

Mesela HDP'nin devamı olan Yeşil Sol'un aldığı oyla çıkardığı milletvekili sayısı orantılı değil.

MHP ve İYİ Parti, Yeşil Sol'dan daha çok oy almasına rağmen milletvekili çıkarımı konusunda geride kalmış görünmekte.

Bu da illerin milletvekili sayılarıyla ilgili.

AK Parti'nin ittifak ortaklarıyla birlikte çoğunluğu elde etmiş olmasına rağmen birçok ilde oylarını düşürdüğü de görülmekte.

Yurt dışı oyları değişim yaratmazsa Bursa'da milletvekili sayısının azalması söz konusu. 

Bir anlamda mevcudun korunamadığı gerçeği ile yüzleşmeleri ihtimal dahilinde.

MHP'nin kendileri açısından sürpriz olmayan ancak anket firmaları bağlamında incelendiğinde sürpriz oy oranına ulaştıkları dikkat çekmekte.

İttifak içinde oy kaymaları yaşanabileceği gibi MHP'nin kırılgan seçmenini de yuvaya döndürdüğü düşünülebilecektir.

İYİ Parti ise hayal kırıklığı yaşayan parti olarak kayıtlara geçmekte.

Öyle anketlerle partililer motive edilmişti ki, çıkan sonuçlarla hayal kırıklığı yaşamış oldular.

Eğer baraj %10 olsaydı ve ittifak içinde seçime girilmemiş olunsaydı belki de baraj altı kalınacaktı.

6'lı masa sürecindeki tavrından dolayı mı, başka unsurlardan dolayı mı, bilemiyoruz ama seçmenin İYİ Parti'ye bekledikleri desteği vermedikleri açık.

Seçimin hem kazanan hem de kaybedenlerine ilişkin farklı bir pencere de açmak gerekmekte.

Şöyle ki; Saadet Partisi hem kazanan tarafta hem de kaybeden konumda.

İttifak içinde olmasa ve Kemal Kılıçdaroğlu aday yapılmasa belki de CHP listelerinden TBMM'ye bu denli yüksek olarak giremeyeceklerdi.

DEVA ve Gelecek Partileri açısından da aynı şekilde bir yorum yapmak mümkün.

Çünkü milletvekili çıkarması neredeyse imkânsız halde görünürken az sayılmayacak düzeyde milletvekiline sahip konuma gelecekler.

Gelecek Partisi için de benzer bir durumu söylüyoruz zaten.

Demokrat Parti için de bu ifadeleri kullanabiliriz elbette.

Tüm bu unsurlarla birlikte Cumhurbaşkanlığı seçiminde kaybeden tarafta olmaları halinde siyasi gelecekleri de sorgulanacaktır.

DEVA ve Gelecek Partileri olarak ilk çıktıkları atmosferi yeniden yakalayabilmeleri kolay olmayacaktır.

Ayrıca CHP'ye katkıları da sorgulanacaktır.

Sonuç olarak resmi rakamlar açıklandığında daha net yorumlar yapılacaktır.

Bu manada her parti kendisini başarılı gösterme bağlamında bir argüman bulacak ve ona sarılacaktır.

Anket firmaları da kendilerini sorgulayacaktır.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları