Bursa'da hesaplar tutmayabilir! Aktaş, Bozbey, Türkoğlu, Yalçın, Kazancı...

2024.02.09 20:04 - Son Güncellenme: 2024.02.10 00:13
A

Basit bir hesap yapıyoruz genelde.

Detaylandırmayı yani doğru hesaplamayı ya bilmiyoruz ya da kolay olanı tercih ediyoruz. 

AK Parti'nin 2004'ten beri seçimlerde yüksek oy almasından hareketle ve son yerel seçimde %50'ye yaklaşan iki rakibin oyları neticesinde değerlendirmeyi bu şekilde yapıyoruz.

Oysa Cumhurbaşkanlığı seçimindeki gibi bir durum yok yerel seçimde.

%50 artı 1 oya ihtiyaç yok. 

En çok oyu almak yeterli.

Bir başka ifadeyle adayların tümünün ciddi oranda seçmeni etkilemesi halinde %25'lerle %30'larla bile seçim kazanmak mümkün.

Kazananın oyunun o denli düşeceğini sanmıyoruz ama bir durum tespiti yapmak açısından bilinmesini istiyoruz. 

Dolayısyla bu seçimin de %50'lere ulaşması çok zor bir ihtimal.

Ve kazanan aday daha düşük oylarla seçimi kazanacak gibi görünmekte.

Bilindiği üzere AK Parti'de Alinur Aktaş yeniden aday gösterildi.

Seçimin favorisi de kendisi.

Diğer favori isim ise geçmiş seçimin CHP Adayı Mustafa Bozbey.

Bozbey 3-4 yıldır bu seçime hazırlanıyor. 

Bu kez oldukça iddialı bir şekilde hazırlanıyor.

 Örgütü de belki de ilk kez bu denli kazanmaya kilitlenmiş durumda. 

Diğer partilerin motivasyonu biraz daha farklı.

Her ne kadar "oyları bölüyorsunuz" tarzında ifadelerle karşı karşıya kalsalar da gerçek olan ve doğal olan partilerin kendi başarılarını düşünmeleridir. 

Bu gayet doğal bir durumdur.

Her biri gücü yetiyorsa tek başına olmuyorsa da ittifakla başarıya ulaşmak istemekte.

Eğer böyle bir hedefi yoksa zaten varolmasının bir anlamı da bulunmamakta. 

Hal böyle iken; birilerinin gördüğü gibi bir partinin başarısı için kurulmuş olmaları siyasetin gerçekleriyle bağdaşmamakta.

İYİ Parti'nin kuruluşuna destek verenler Erdoğan karşıtlığı ve MHP'nin saf dışı bırakılmasını arzulamışlardı.

Fakat İYİ Parti'nin çıkışları ve hamleleri CHP'yi ve bu denli destekleri olanları memnun etmemişti. 

Bir kere şunu söylemek şart.

İYİ Parti de başka partiler de kendi programları ile hedefe ulaşmak istemektedirler.

Yerel seçime tek başına girmeleri ve aday çıkarmalarını da doğal görmek gerekmekte.

Benzer şekilde pazarlıklarda istediğini alamayan Yeniden Refah Partisi'nin aday çıkarmasını da öyle görmek gerekmekte. 

Kendi partilerini düşünmekteler.

Ne geçmişteki baba dostluğu ne de başka bir argümanın önemi bulunmakta.

Siyasetin gelecek vizyonunda Türkiye'de kendilerine fırsatlar doğacağını görmekte Yeniden Refah ve Genel Başkanları Fatih Erbakan. 

AK Parti'den beklediğini bulamayan ya da koltuklarını kaybedenlerin kopuşlarını da böyle görmek lazım. 

Sedat Yalçın kazanamıyorsa da gördüğü ilgiden memnun bir şekilde belki de gelecek genel seçime yatırım yapıyor.

Haksızlık etmeyelim diye farklı bir cümle kuralım.

Geçmişte AK Parti'de çok seçim görmüş olan Sedat Yalçın kazanıp kazanamayacağını ya da ne kadar oy alacağını az çok ölçebiliyordur.

Hedeflerini belirlerken de bunu görüyordur.

Adaylık sürecinde ismini gündeme getiren yakın dost olarak gördüklerinin gerçek planını biliyor olsa bile bu süreçte aday olmaktan memnun görünmekte. 

Ama salt bugünü değil geleceği de düşünüyor olsa gerek. 

İYİ Parti'nin Bursa Adayı Selçuk Türkoğlu.

AK Partili Aktaş ve CHP'li Bozbey'in dışında kendisinin üçüncü yol olduğunu düşünüyor ve oy istiyor.

Bu durum CHP'nin aleyhine gibi görünse de asıl hedefi kazanmak olmuyorsa da genel seçimde aldıkları %10'un üzerindeki oyu daha da yükseltmek.

Alinur Aktaş'ın kaybetmesini istese de Mustafa Bozbey'in aleyhine bir durum gibi görünse de asıl derdi kendisi ve partisi doğal olarak. 

Zafer Partisi'nin Adayı Bayram Kazancı oldukça heyecanlı bir şekilde sahaya çıkarak seçmenin teveccüh gösterdiği düşüncesi ile kazanmak istiyor.

Toplum aynı şekilde bir heyecana sahip mi, bilemiyoruz elbette.

Başka partiler de aday çıkarıyorlar doğal olarak.

Kimi pazarlık unsuru olarak kimi ise partisini düşünüp en yüksek oyu almak istemekteler.

Kimin kazanacağı ile bile ilgili değiller belki de. 

Sonuç olarak yazımızın girişinde de ifade etiğimiz üzere bu seçimin sonucu oransal olarak öncekilerden farklı olacak gibi.

Bugünün koşullarında öyle görünüyor.

Son hafta seçmenin tercihini etkileyecek yeni durumlar yaşanır mı, bilemiyoruz ama son hafta daha belirgin bir hava olması muhtemel.

Oyların bölünme tartışmasını da bir kenara bırakmak lazım artık.

Bölünme durumu kim bilir belki de avantajlarına olacaktır.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları