BAL-GÖÇ Türkiye'nin Soft Power'ıdır, sivil gücüdür

2021.01.18 19:51 - Son Güncellenme: 2021.01.18 19:51
A

Bu önemli bir başlık.

Anlamı bir başlıktan ötedir.

Zira günümüz dünyasında soft power (yumuşak güç) yaklaşımları ülkelerin en büyük politik destekçileridir.

Elbette tek başına değil ama önemi yadsınamaz düzeydedir.

Yani yumuşak güç hard power ile birlikte çok daha anlamlıdır.

Bu bağlamda ABD, yumuşak güç açısından örmek gösterilen ülkedir.

Şöyle ki; 1980'li yıllara veda edilirken Joseph Nye tarafından kullanılan yumuşak güç kavramı bir devletin, diğer bir devlet üzerinde güç veya zor kullanmadan, bu devlete istediğini yaptırabilme yeterliği olarak açıklanmaktadır.

Burada sivil güç kavramını da kullanabiliriz elbette.

Zira AB açısından sivil güç kavramının önemli bir argüman olduğunu söylemek gerekiyor.

Buradan hareketle Balkanlar üzerinden bir değerlendirme yapmaya çalışalım.

@

Balkanlar, Rusya'nın her daim ilgi odağı olmuştur.

ABD, Balkanlar'da hakimiyet kurmayı sürekli önemsemiştir.

AB açısından somut adımlarla bunu görmek mümkündür.

2004 genişlemeleri ve mevcut genişleme politikaları bağlamında ilgi odağıdır.

Elbette Türkiye için vazgeçilmez noktadadır.

Üstelik Türkiye'nin ayrılmaz bağları söz konusudur.

Bu bağlamda AB ve ABD'nin elinde çokça destekleyici argüman bulunmaktadır.

Gerek ekonomik ve güvenlik gerekse siyasi.

Dolayısıyla güç mücadelesi had safhadadır.

Yıllar önce yani Bulgaristan'dan göç hareketinin başladığı yılların başında 1985 yılında kurulan ve akabinde kamu yararına çalışan dernek statüsü kazanan BAL-GÖÇ, Türkiye açısından önemli bir konumda bulunmaktadır.

Yöre dernekleri de aynı şekildedir.

İş dünyasına yönelik kuruluşlar da öyle.

Yani salt kültür ve dayanışma derneği değil, Türkiye'nin yumuşak gücü ya da sivil gücü konumundadırlar.

Bu yönde çalışan başka derneklerimiz de mevcuttur.

Batı Trakya Türkleri Derneği ile Rumeli Dernekleri Federasyonu gibi.

@

Sonuç olarak BAL-GÖÇ kurulalı tam 36 yıl olmuş.

Mümin Gençoğlu başta olmak üzere emeği geçen tüm kuruculara, sonrasında görev alan başkan ve yöneticilere, şimdiki Başkan Veli Öztürk nezdinde teşekkür ermek gerekiyor.

Resmi hükümetlerin/kurumların yapamayacağı birçok konuda üstlendikleri görevler nedeniyle Türkiye adına önemli olduğunu söyleyerek nice yıllara diyoruz.

Umarız soydaşlarımız arasında birliğin sağlanmasına yönelik tehlikeler atlatılıp gücünü sürdürür.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları