AK Partinin 100 günlük projesi işe yarayacak mı? CHP ve İYİ Parti ne yapacak?

2022.08.12 19:47 - Son Güncellenme: 2022.08.12 19:47
A

Zaman daralıyor.
Süreç işliyor.
Tahmini olarak 10 aylık bir süreçten söz ediyoruz.
Hatta aday belirleme sürecini de hesaba katarsak eğer; yeni yıla girmeden seçim havasını iyiden iyiye hissetmiş olacağız.
Belki şu anda da kokusu vardır ama sözünü ettiğiniz biraz daha farklı.
Zira yeni yılla birlikte seçim havası adına daha hareketli bir ortam göreceğiz.
Belki siyasilerin söylemlerinin desibeli daha da artacak ve sansasyonel haberlerle karşılaşacağız.
Belki de partiler arasında yeni ittifakları göreceğiz.
Elbette gerek Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci ile milletvekili adaylıkları hususunun gündemi meşgul edeceğine tanıklık edeceğiz.
İktidar adına seçim ekonomisine başvurulacağını ve muhalefetin de iktidarı zor duruma düşürecek hamlelerini duyacağız.
Hepsi ihtimal dahilinde.
Zaten şimdiden benzer yaklaşımları görmüyor muyuz?

Muhalefet bir süredir sahada.
Pandemi ile derinleşen sıkıntılar, alım gücünün düşmesi ve umutsuzluk algısı, sığınmacı sorunu, muhalefet partilerinin en büyük argümanı oldu.
Kısmen de başarılı oldu muhalefet partileri.
İktidarın bir süre izlemekle yetindiği ve krizin izlerini silme çabalarıyla geçirdiği bu dönem, "iktidar değişiyor mu?" sorusunun sorulmasını sağladı. 
Ancak muhalefet partilerinin istediği netlik oluşmadı.
Yani AK Parti ve MHP'den uzaklaşıp kararsız kalanlar, tercihlerini yeni partilere yönlendirmede istekli davranmadı.
AK Parti ve MHP'nin kemikleşmiş oylarının erimediği görüldü.
Tüm kamuoyu araştırmalarında bunu görmek mümkün.
Şimdi AK Parti ve MHP'nin daha yoğun şekilde sahada olduğunu görüyoruz.
Ekonomik anlamda kısmi iyileşmelerin en azından umut vadettiği düşüncesi, Cumhur İttifakının elini güçlendirir gibi oldu.
Ve gittiği düşünülen oyların toparlanması açısından bir işaret alınmış oldu. 
Bu konuda hayli umutlular.
Toparlayacaklarına inanıyorlar.
Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanı seçileceğini ve TBMM'de de çoğunluğu sağlayacaklarını düşünüyorlar.
Kısa zamanda halktan işaret alacaklarını ve uzattıkları elin karşılık bulacağını umuyorlar. 
Bursa'da da öyle.
AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ve ekibi gruplar halinde halkla buluşuyor.
Milletvekilleri de öyle.
Dillendirmeseler de zorlanmadıklarını söylemek yalan olur herhalde. 
Çünkü sahada iktidar aleyhine ciddi bir set ortamı oluşmuştu.
Bunu ortadan kaldırmaları kolay olmayacaktır.
Temas etmeleri şart.
Ekonomik manada rahatlamayı hissettirmeden bunu başarmaları kolay değil.
Merkez sağ partilerin 1950'lerden itibaren dillendirdiği "milli irade" ile "halkın aklıselimi" ve sağda 1969 itibariyle Milli Görüş ideolojisinin benimsediği "İslam milleti" söylemleri tek başına yeterli değil.
AK Parti bu söylemleri harmanlayarak politika üretiyor ve oy istiyor. 
Sistem karşıtı söylemler karşılık görüyordu.
Halen de bu yönde hareket ediyorlar. 
MHP de "milli irade ve beka" söylemlerini her fırsatta dile getiriyor. 
Ancak dünyada popülizm, oy tercihlerini önemli ölçüde etkiliyor.
İdeolojik söylemler de etkili elbette ama sığınmacı konusunda olduğu üzere Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde prim görüyor.
Türkiye'de de aynı şekilde. 
Şerif Mardin'in deyimiyle "Türkiye'de sol sağ oldu, sağ sol" gerçeği yadsınamaz.
Sosyal medyanın geldiği nokta ortada.
Ne yazık ki, hem iktidar kanadı için hem de muhalefet partileri açısından sosyal medyanın sağlıklı olmayan yönleri var.
Dezenformasyon büyük sıkıntı.

Günümüz siyaset arenasını birçok açıdan değerlendirmek mümkün.
Bu doğru.
Oy verme tercihlerinin salt hizmetle ilgili olmadığı da bir gerçek.
Dezenformasyon hususu büyük sorun.
Seçim süreci resmen başladığında çok daha iyi bir tartışma ortamının olacağını öngörmek zor.
Ortam gergin.
Oyları etkileyecek her türlü çalışmayı görmek olası.
Dolayisiyla partiler 2023 seçimine çok daha fazla anlam yüklüyorlar. 
Bu nedenle "sakin bir seçim izlemeyeceğiz" gibi görünüyor. 

Sonuç olarak başlıkta ifade ettiğimiz üzere AK Parti ve MHP daha yoğun bir şekilde sahada.
Bunu görüyoruz. 
100 günlük bir program bu.
Sahada muhalefetin elde ettiği kazanımları geri almak ve oy verenlerini geri kazanmak için çabalayacaklar. 
Muhalefet partileri de boş durmayacaktır herhalde. 
Psikolojik üstünlüğü kaptırmamak için uğraşacaklardır.
Dolayısıyla çekişmeli bir ortam göreceğiz.
Burada merkezi hükümetin atacağı adımlar da önemli olacaktır.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları