AK Parti'nin 21 yıllık karnesi nasıl?

2022.08.15 16:29 - Son Güncellenme: 2022.08.15 16:29
A

Şüphesiz bu başlığa çokça yorum gelecektir.

Hele salt başlık üzerinden bile  onlarca yorum yapılacaktır.

Zira kimi zaman içeriğe bakmadan, sloganlar üzerinden değerlendirmeler yapılıyor ve subjektif bakış açılarıyla hadiselere yaklaşılabiliyor.

Zaten söz konusu siyasi partiler olunca içeriğinden ve doğruluğundan çok bakış açılarına göre değerlendirmeler yapılıyor.

İçerik doğru olmasa bile kişi inanmak istiyorsa sorgulamıyor bile.

Dolayısıyla yazımızın başlığına yapılacak yorumlarda da bunu göreceğiz muhtemelen.

Elbette okuyucuların kendi bakış açılarıyla yapacakları yorumlara saygı duyuyoruz.

Duyulmalı da.

Hatırlanacaktır.

Türkiye 2000'li yılların başında zor bir dönemdeydi.

Ekonomik koşullar yönetimleri hayli zorluyordu.

Koalisyon hükümetleri arasında uyum sorunları vardı.

Cumhurbaşkanlığı makamı ile ilgili de problemler vardı.

Anayasa kitapçığı fırlatıldığında ekonomik tablonun nerelere sürüklendiği daha da belirginleşiyordu.

Başbakan Ecevit'in sağlık durumu ile ilgili spekülasyonlar had safhaya ulaşmıştı.

Bu zamanlarda Recep Tayyip Erdoğan'ın sesizce gelişini duyuyorduk.

Bir dip dalga gibi.

14 Ağustos 2001'de adına "Erdemliler Hareketi" dedikleri oluşumu resmen duyurdular. 

3 Kasım 2002 seçimleri geldiğinde bazı partilerin TBMM dışında kalmasıyla %34'lük oy oranıyla aşkın bir temsil yakaladılar.

Ve tek başına iktidar oldular. 

O dönemden bakıldığında bugünleri görenlerin sayısı son derece azdır herhalde.

Aralıksız 20 yıl iktidarda kalınacağını tahmin etmek hayli zor olsa gerek.

Bilindiği üzere Tayyip Erdoğan milletvekili seçilemiyordu.

Mevzuat değişimi ile Siirt'te gerçekleşen ara seçimde Erdoğan 2003 yılında Milletvekili seçilmiş oldu.

Ardından da Başbakan olarak görevi devraldı.

2004 yerel seçimlerinde de AK Parti adından daha çok söz ettirir olmuş, 11 Büyükşehir ile birlikte yaklaşık %41 oy oranına ulaşmıştı. 

Artık geçici bir yönetim olunmadığı izlenimi vermek istiyorlardı AK Partililer.

2007 yılında gerçekleşen seçimde ise bunu perçinlemiş oldular belki de.

Oy oranı %46'yı geçmiş oldu.

Tek başına iktidar devam etti.

2009 yerel seçimlerinde de benzer başarıyı gösterdi AK Parti.

2008 yılında AK Parti kapatma davasını da hatırlatmış olalım. 

Dava reddedilmişti.

2010'da ise referanduma gidilmişti.

Burada değişikliğe %57.88 "Evet" oyu verilmiş oldu.

2011 seçimlerine gelindiğinde ise %49.53 oy oranına ulaşmıştı AK Parti.

2014 yerel seçimlerinde de AK Parti ilk sırada yer aldı.

Ve 18 büyükşehir belediyesi kazanmış oldu.

Aynı yılın Ağustos ayında bir ilk yaşandı.

Doğrudan halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı.

Burada %52 oy oranına ulaşıldı.

15 Temmuz darbesi ile de karşılaşan ülkemizde 2017 yılında halk oylamasına gidildi. 

Ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmiş oldu.

2018'de yapılan seçinde AK Parti %42'ler seviyesinde oy aldı.

Erdoğan da %52 ile yeni sistemde Cumhurbaşkanı seçildi.

2019 yerel seçimlerinde gelindiğinde AK Parti yine birinci parti oldu ama İstanbul ve Ankara'yı kaybetti.

Bu AK Partililerde moral bozukluğu yaratmasının yanında muhalefette "AK Parti gidiyor" motivasyonu verdi.

Ardından da muhalefet partileri ittifaklar kurarak değişimi yakalayabileceklerine inanmış oldu. 

Gelinen noktada AK Parti 20 yıldır iktidarda.

Birçok badire atlatmasına rağmen, içinden yeni partiler çıkmasına karşın iktidarda kalmayı başarmış durumda.

Şimdi yeni bir süreçte ve sınavdalar.

Ve bu kez daha da zor bir durumdalar.

Ekonomik sıkıntıları aşmaları, sığınmacı sorununu çözmeleri ve halka 20 yıllık yıpranmışlığın karşısında yeni bir şey sunmaları lazım.

Umut vermeleri gerek.

Tüm olumsuz tabloya rağmen birinci parti olma konumlarını koruyorlar.

Bu tabloya rağmen muhalefet partilerinde ciddi bir yükseliş görülmüyor.

Yeni kurulan partilerin alternatif olmaları kolay görünmüyor.

Dolayısıyla AK Parti 20 yılı geride bıraksa da tüm yıpranmışlığa rağmen önemli bir konumda duruyor.

Ama birinci parti olmak yetmiyor.

Yeniden Millet İttifakını geçebilecek bir oya ulaşmaları gerekiyor MHP ile birlikte.

Bu nedenle AK Parti'nin "1 olduk 21" olduk sloganının ve beraberinde yapacakları çalışmaların karşılık bulup bulamayacağını görmüş olacağız.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları