Yazarlar
Politika faizine değil politika metnine bakalım!
2022.08.24 08:35 - Son Güncellenme: 2022.08.24 09:30Geçtiğimiz hafta ekonomide iki önemli gelişmeye tanık olduk. İlki Merkez Bankası'nın faiz kararıydı. Uzun bir aradan sonra Merkez Bankası faiz indirerek politika faizini %13'e çekti.
İkincisi ise takip eden gün Resmî Gazete'de yayınlanan makro ihtiyati tedbirlerdi.
100 baz puanlık indirimin yapıldığı TCMB'nin faiz kararı yayınlandıktan sonra katıldığım bir televizyon programında karar metnini değerlendirip "Politika faizine değil, politika metnine bakalım." şeklinde bir yorum yapmıştım. Aşağıda bunun nedenini açıklayacağım.
Türkiye'nin manşet enflasyonu %79,60. Hali hazırda enflasyonun %79,60 olduğu bir dönemde devam eden negatif reel faiz politikası açısından indirimin teknik etkisi değil algısal etkisi daha önemliydi. Çünkü ekonomistler iki şekilde reel faiz hesabı yapar. Birincisi gerçekleşen enflasyon (ex-post) ile politika faizi arasındaki farka göre hesaplanır. Böyle bakarsak reel faiz, yapılan indirimden önce -eksi- %65,6 idi.
Diğer reel faiz yaklaşımına göre beklenen enflasyon (ex-ante) ile politika faizi arasındaki farka bakılır. TCMB'nin yayınladığı son Piyasa Katılımcıları Anketi verilerine göre 12 ay sonrası için beklenen enflasyonun %41,99 olduğunu görüyoruz. Buna göre reel faiz ise -eksi- %27,99 çıkıyor. Yani her iki durumda da yapılan son faiz indiriminin etkisi teknik olarak ciddi bir farklılığa işaret etmiyor. Ancak başta da söylediğim gibi algısal yönü daha kuvvetli zira politika metnine odaklandığımızda görünen o ki büyük ihtimalle önümüzdeki ayda da bir faiz indirimi planlanıyor.
Alınan son faiz indirimi kararının teknik yönü açısından konuya bakarsak durum bu. Ancak yazımın başında da belirttiğim gibi politika metnindeki ifadeler politika faizinden daha önemli noktalara işaret ediyordu.
Faiz kararının ilan edildiği metni okuduğumda en çok dikkatimi çeken cümle şuydu: "Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının parasal aktarımın etkinliğini azalttığı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede kurul, makroihtiyati politika setini, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarla daha da güçlendirmeye karar vermiştir."
Metindeki bu ifadeleri okuduktan sonra TCMB'nin bankaları kredi vermeye ve hatta faizleri aşağı çekmelerine zorlayan bir adımın geleceğini öngörmüştük. Zira TCMB'nin politika faizi ile kredi faizleri arasındaki makasın açılmasından duyduğu rahatsızlık ile son dönemde krediye erişimde yaşanan problemlere ilişkin artan şikayetlerin bizzat TCMB Başkanı'nın katıldığı toplantılarda sıkça telaffuz edilmeye başlanması bu konuda adım atılması ihtimalini kuvvetlendirmişti.
Öyle de oldu. TCMB yayınladığı son makroihtiyati tedbir seti ile bankaların özellikle ticari kredi faizlerini aşağı çekmeye zorlayacak bir dizi önlem hayata geçirildi. Söz konusu adımla bir yandan bankaların daha düşük kredi faizi tesis etmesi teşvik edilirken diğer yandan zorunlu karşılık yerine menkul kıymet tutulması sağlanarak hazine tahvillerinin faiz oranlarının düşürülmesi hedeflenmiş. Bu adımın ilk etkisini dün gördük. 19 Ağustos Cuma gününü %17,62 ile kapatan 2 Yıllık hazine tahvili dün itibariyle %15,75'e gerildi. Hatta gün içinde %14,23'e kadar da düştü.
Şimdi gelelim sonuca. Elbette TCMB'nin attığı bu son adımla ticari kredi faizlerinin düşmesini bekliyoruz. Bu konuda kamu bankalarının öncülük edeceği aşikâr. Ancak aynı şeyi özel bankalar için söylemek güç görünüyor. Hali hazırda kredi tesis etmekte çekingen davranan bu bankaların alınan yeni tedbire de ayak uydurmayacağını değerlendiriyorum. Yılın ilk iki çeyreğinde astronomik karlar elde eden özel bankaların yılın kalanında kredi tesis etmek yerine beklemeye geçmesi muhtemel görünüyor. Elbette uygulamanın ne gibi sonuçlar vereceğini kısa zaman içinde göreceğiz. Ancak özel bankaların geçmişte hayata geçirilen "aktif rasyosu" uygulamasının etrafından nasıl dolaştığına ilişkin tecrübelerimiz söz konusu yeni uygulama için de beni biraz karamsar kılıyor.
Yazarın diğer yazıları
- Merkez döviz almasa ne olur? 07 Mayıs 2024 Salı, 17:21
- Gözler Fed'e çevrildi 30 Nisan 2024 Salı, 11:48
- Seçimsiz bir dönemde ekonomi politikaları 02 Nisan 2024 Salı, 10:24
- Seçim sonrası için senaryolar 19 Mart 2024 Salı, 11:32
- ABD enflasyonu ve karşımızdan esen rüzgarlar... 12 Mart 2024 Salı, 21:34
- Enflasyon gelişmeleri ve beklentiler 05 Mart 2024 Salı, 22:56
- 2024 tahminlerimizden zor geçebilir! 13 Şubat 2024 Salı, 19:24
- Kızıldeniz sorunu giderek büyüyor 17 Ocak 2024 Çarşamba, 10:15
- İmalat sanayi yavaşlamaya devam ediyor, tüketim ise hız kesmiyor! 02 Ocak 2024 Salı, 20:47
- Ekonomide 2024 beklentileri... 26 Aralık 2023 Salı, 14:05
Yazarlar
- Özkılınç dönmez mi? Çınar'ın akıbeti ne olacak? Aysın Komitgan
- Başkan Bozbey'den Bursaspor şifreleri Serkan Yetişmişoğlu
- Bu kadarı bile play-off kadar değerlidir Engin Aksöz
- Deniz Dalgıç dikkat çekiyor "Farklı&nbs... Çetin Sabırlı
- Üniversite-Kent Bütünleşmesi: BTÜ Rektörü Ça... Hasan Boztürk
- Bursa ilk üçte! Elif Didem Danacıoğlu
- En büyük pazarda en büyük şov! Emre Özpeynirci
- Kim demiş o daire başkanı torpilli diye? Pınar Yeniyiğit
- Bursaspor'da çarşı pazar karıştı Kaan Vardar
- Merkez döviz almasa ne olur? Levent Yılmaz
- Şehirlerarası otobüsler ne kadar güvenli? Ümit Akkuş
- Mesir macunu diplomasisi Ramazan Başan
- Bu hafta burçları neler bekliyor? Fatma Zühre Doğan
- Savaş tiyatrosu Metehan Demir
- Geleneksel Türk evleri ve 17. YY. Osmanlı ev... Kamuran Vatansever
- Kapatmak çözüm mü? Mahmut Uçakcan
- Güvenmek kolay mı? Şeyma Polat
- Bursa Büyükşehir'de dağ yöresinden 4 isime ö... Hasan Yalçın
- Misafirlerinizi etkileyecek Trileçe tarifi! Nurdan Ercan
- Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın "İHA"sı yeni ... Hacı Bektaş Aykut
- Enflasyon muhasebesinde beklentiler... Kemal Tığoğulları