Levent Yılmaz

Levent Yılmaz

Nedir bu borç tavanı tartışması?

2023.05.23 13:16 - Son Güncellenme: 2023.05.23 13:16
A

Biz seçim süreci içerisindeyken ve ikinci tura odaklanmışken küresel ekonomi tarafındaki gelişmeler de hız kesmeden devam ediyor. Her ne kadar arada iyi haberler gelse de gelişmeler ağırlıklı olarak riskli alanlarda oluyor. Bu riskli gelişmelerden bir diğeri de yine ABD'den. ABD'deki borç tavanı krizi halen devem ediyor. Peki nedir bu borç tavanı?

Tıpkı dünyadaki diğer ülke örneklerinde olduğu gibi ABD Hazinesi de borçlanma araçlarını kullanıyor. Ancak bunun bir üst limiti var. Bu üst limiti belirtmek için "borç tavanı" kavramı kullanılıyor. Üstelik bu üst limit meselesi ABD Anayasası'na dayanıyor. Uygulamaya göre ABD Anayasası, ABD Hazinesi'nin borçlanma üst limitini belirlemek üzere yasa çıkarma yetkisini ABD Kongresi'ne veriyor. Yani ABD hükümeti yasa ile belirlenen borç tavanına ulaşırsa ilave borçlanabilmek için Kongre'den yeni bir yasa geçirilmesi gerekiyor.

"Peki bunda ne var?" diye sorabilirsiniz. Her ne kadar bu sorunun cevabı ilk bakışta çok basit gibi görünse de aslında işlerin çetrefilli hale geldiği bir durum var. Çünkü eğer ABD Başkanı Cumhuriyetçi ise ve Kongre de ağırlıklı olarak Demokratlardan oluşuyor ise yeni bir yasa çıkarmak çok ciddi bir siyasi krize dönüşebiliyor.

Elbette borç tavanının yükseltilmemesi de mümkün ancak 1960'dan bugüne kadar Kongre'nin borç tavanını 78 kez yükselttiğini, revize ettiğini veya uzattığını biliyoruz. Tahminen yine aynı şekilde olacak bu sorun yine çözülecek. Ancak çözülene kadar ortaya çıkan risklerden sadece ABD etkilenmiyor. Çünkü ABD Doları küresel rezerv para ve Dolar'ın sahibi ülkede yaşananlar tüm dünyayı etkiliyor.

Sorunun çözülmesi için Beyaz Saray ile ABD Kongresi'nin anlaşması gerekiyor. Eğer anlaşma sağlanamazsa ABD Hazinesi'nin bazı yükümlülüklerinin temerrüde düşmesi sorunu ortaya çıkıyor. Buna maaşların ödenmesi de dahil. Bu bakımdan şu an ABD'nin en önemli konularının başında söz konusu borç tavanı sorununun bir an önce çözülmesi geliyor. Hatta maalesef bu konu bizim gibi gelişmekte olan ekonomileri de yakından ilgilendiriyor.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Kongre'nin borç tavanını yükseltmemesini "ekonomik felaket" olarak tanımlıyor. Yellen, ABD'nin son birkaç aydır olağanüstü tedbirler uygulanmasına rağmen artık durumun sürdürülemez hale geldiğini ve işin artık oldukça ciddi bir krize dönüşmek üzere olduğunu söylüyor. Bu bakımdan konu ABD Başkanı Bıden'ın da masasında. Biden dün Meclis Başkanı Kevin McCarthy ile uzun bir görüşme yaptı ancak henüz bir sonuç alınabilmiş değil.

Konu tüm dünyayı ilgilendirdiği için tartışmaya Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde da dahil oldu. Bildiğiniz üzere AB ekonomisi hali hazırda ciddi risklerle karşı karşıya ve henüz enflasyon meselesinde tünelin ucundaki ışığı görebilmiş değiller. Dolayısıyla borç tavanı krizi Lagarde tarafından da büyük bir risk olarak görülüyor. Lagarde dün yaptığı bir açıklamada "Eğer ABD temerrüde düşerse bu hem ABD ekonomisi hem de küresel ekonomi için felaket bir gelişme olur" ifadesini kullandı.

Her ne kadar bu durum daha önce onlarca kez yaşanıp çözülmüş olsa da bu kez durum oldukça farklı. Zira Biden ile McCarthy arasında kişisel bir gerilim var. İkincisi görüşmeler daha önceki krizlere nazaran oldukça geç başlamış durumda. Son olarak ABD ekonomisindeki diğer riskler önceki dönemlere görece olarak çok daha yüksek. Bu bakımdan başta bizim gibi gelişmekte olan ekonomiler olmak üzere dünya ekonomisinin bu krizin bir an önce çözülmesine ihtiyacı var. Zira bu kriz bizim gibi yüksek döviz talebi olan ekonomilerde zaten düşük olan döviz arzının daha da ciddi bir problem haline dönüşmesine neden olabilir.

 

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları