Levent Yılmaz

Levent Yılmaz

Hükümetlerin enflasyon korkusu ve atılan adımlar

2022.08.16 12:43 - Son Güncellenme: 2022.08.16 12:43
A

Küresel enflasyon ve yüksek enflasyonun ekonomiler üzerindeki olumsuz etkileri gün geçtikçe artıyor. Bir yandan ülke merkez bankaları enflasyonla mücadele edebilmek için sıkı para politikaları uygularken diğer yandan da ekonomi yönetimleri enflasyonun vatandaşlar üzerindeki etkilerini hafifletmek için paketler hazırlayıp uygulamaya koyuyor.

 

Bu konudaki son örneği Japonya'dan gördük. Japonya hükümeti artan yaşam maliyetleri karşısında Japon halkına yardımcı olmak için yeni bir destek paketi hazırlıyor. Paketin içeriğindeki en dikkat çekici konulardan birisi yurt içi un üreticilerine satılan ithal buğdayın fiyatının Ekim ayından başlayarak sabit tutulması konusunda atılan adım. Ayrıca ülkedeki akaryakıt fiyatlarının da düşürülmesine yönelik bir plan geliştirilmesi için de kollar sıvanmış durumda.

 

Benzeri bir çalışma da ABD'de tamamlanmak üzere. Geçtiğimiz hafta içinde ABD Temsilciler Meclisi, enflasyonun düşürülmesine yönelik kapsamlı sağlık, iklim ve vergi düzenlemelerini içeren "Enflasyonu Düşürme Yasası" başlıklı yasa tasarısını onayladı. Söz konusu yasa tasarısı; iklim değişikliğiyle mücadele, ilaç fiyatlarının düşürülmesi ve vergi uygulamalarına ilişkin düzenlemeleri içeriyor. Bu yasa tasarısı uyarınca atılacak olan adımlarla enerji faturalarının yılda 500 ile 1000 dolar arasında düşürülmesi hedefleniyor.

 

Yüksek enflasyon Almanya'nın da gündeminde ve hükümet yüksek enflasyonla mücadele edebilmek için vergi politikalarında değişime gitti. Almanya Maliye Bakanlığı'nın açıkladığı plana doğrultusunda, gelecek yıl 10,12 milyar Euro, 2024'te ise 17,5 milyar Euro'luk vergi gelirinden feragat edilerek vergi dilimlerinde değişikliğe gidiliyor.

 

Enflasyonla mücadele konusunda önemli adımlar atan bir diğer ülke de Fransa. Fransa'da da "yaşam pahalılığıyla mücadele yasa tasarısı" Ulusal Meclis'te kabul edildi. Söz konusu tasarıda kira artışlarını geçici olarak askıya almak ve emekli maaşlarına zam yapmak ile kamu çalışanlarının gelirlerini artırmak gibi maddeler yer alıyor.

 

Enflasyonla mücadele ve vatandaşların alım gücünü artırmaya yönelik olarak ülke örneklerini artırmak mümkün. Ancak genel olarak ülkelerin salt para politikaları yerine maliyet kanalından gelen baskıyı da azaltacak önlemlere odaklandığını da görüyoruz. Özellikle başta yüksek enerji fiyatları olmak üzere vatandaşlara ciddi oranda etki eden ürün gruplarına odaklanılmış durumda.

 

Benzeri uygulamalar bir süreden bu yana Türkiye ekonomi yönetimi tarafından da uygulanıyor. Mesele kira artışlarında üst limit geçici olarak %25'e sabitlendi. Halen konutlarda kullanılan 1. Kademe elektrik faturasının %50'si hükümet tarafından sübvanse ediliyor. Diğer yandan konutlardan kullanılan doğalgazdaki sübvansiyon oranı da %80'lere dayanmış durumda.

 

Bu konudaki en son adım ise Tarım Kredi Kooperatifleri'ne ait marketlerde belirli ürünlerde yapılan indirimler. Son uygulamaya göre söz konusu marketlerde hali hazırda satışta olan 30'dan fazla ürünün fiyatında %25 ila %30 arasında indirime gidildi. Önümüzdeki dönemde Et ve Süt Kurumu'nun da benzeri indirimleri hayata geçireceği ilan edilmiş durumda.

Özetle yüksek enflasyonun tüm hükümetler üzerinde oluşturduğu etki sadece para politikaları ile mücadele yaklaşımının aşılmasına neden olmuş durumda. Özellikle enerji, gıda ve konut kiralarında vatandaşların üzerindeki baskıyı azaltmak için fiyat kontrolleri de dahil olmak üzere her türlü adım atılıyor. Elbette bu adımların kalıcı olmasını beklemiyoruz ancak fiyatlama davranışları dengeleninceye kadar hükümetlerin bu adımları atmaya devam edeceği de aşikar. Görünen o ki bu sene kış aylarında enerji krizinin derinleşmesi ile daha radikal adımlar ve tedbirler de gündeme gelebilir.

 

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları