Levent Yılmaz

Levent Yılmaz

Alacak tahsilatının önemi

2023.11.21 12:31 - Son Güncellenme: 2023.11.21 12:31
A

Bildiğimiz üzere bir süreden bu yana ekonomi yönetimi enflasyonla mücadele ve bütçe açığının kapatılması için sıkılaştırma programı uyguluyor. Bu sıkılaştırma programının ilk hedeflerinin başında kredi genişlemesinin azaltılması ve piyasadaki fazla likiditenin çekilmesi olduğunu görüyoruz.

Son dönemde özellikle tüketici kredilerinde belirgin bir yavaşlama tesis edilmiş durumda. Elbette burada ana amaç talebi düşürmek. Elbette iç talebin düşmesinin enflasyonla mücadele kayda değer bir etkisi olacaktır. Ancak dış talebin de bu denli azaldığı bir ortamda iç talepteki düşüşün de çok ciddi yan etkileri olacağını gözardı etmemek gerekiyor.

Bu yan etkilerden birisi de nakit döngüsünün bozulması. Yani alacakların tahsilinin zorlaşması ve borçların ödenmesinin gecikmesi. Bu konudaki ilk sinyaller gelmeye başladı.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verileri göre; Ekim ayında karşılıksız işlemi yapılan çeklerin bankalara ibraz edilen çeklere oranı; tutar olarak %1,4 ve adet olarak %0,9 oldu. Böylelikle karşılıksız çekler bir önceki aya göre %99,9 oranında artarak 8,1 milyar TL'ye ulaştı. Karşılıksız çeke düşen tekil kişi sayısı da bir önceki göre  %52 artmış oldu.

TBB'nin açıkladığı verilere göre; 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde bankalara ibraz anında karşılıksız çıkan, 13,8 bin keşideciye ait 122 bin adet çekin toplam tutarı 44 milyar TL oldu. Karşılıksız işlemi yapılan 8.811 keşideciye ait toplam 7,5 milyar TL tutarındaki 23,1 bin adet çek daha sonra ödendi.

Bu verilere göre önceki yıla görece olarak ibraz edilen çek adedi de %2, keşideci sayısı (tekilleştirilmiş) %9 ve çek tutarı ise %74 artmış oldu.

Öte yandan 2023 yılı Ocak - Ekim döneminde, karşılıksız işlemi yapılan çek tutarının en yüksek olduğu 5 il sırası ile İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Antalya oldu. Elbette bunda söz konusu illerdeki ekonomik faaliyetlerin de Türkiye'deki en yüksek olan iller olmasının etkisi büyük.

Sonuç olarak sıkılaşma devam ettiği için firmaların bu rakamlardaki bozulmanın artarak sürme ihtimali olduğunu göz önünde bulundurarak faaliyetlerine devam etmesi gerektiğini not edelim. Alacakların tahsilatının son derece önemli olduğu bir dönemdeyiz. Artan politika faizi ile beraber artan kredi maliyetlerini göz önünde bulundurursak tahsil edilemeyen alacakların şirket bilançosu üzerindeki yükü tahmin edilenden daha yüksek olabilir. Bu bakımdan nakit akışının sürdürülebilirliğinin tesisi için gerekirse makul iskontolar yaparak mevcut alacakları tahsil etmek firmalar açısından daha ucuz bir çözüm olabilir.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları