Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

iletisim@bursadabugun.com

Bursa ayakta kalmak için voltajı artırmalı!

2021.07.28 23:25 - Son Güncellenme: 2021.07.28 23:25
A

DÜNYADA artık egzoz emisyonlarından kaynaklı çevre sorunlarının önüne geçmek için otomotiv endüstrisinin geleceğini elektrikli araçlar üzerine inşa ettiği gerçeği karşımızda. Özellikle Avrupa Komisyonu'nun 14 Temmuz'da aldığı karar ile aksi bir durum olmazsa emisyon oranlarının (şu an ortalama 95 gr/km) 2030 yılında yüzde 55 azalması, 2035'te ise sıfıra inmesi hedefleniyor. Bu da 2025'ten itibaren artık içten yanmalı, yani benzinli ve dizel araç satışlarında hızla sona gelineceğini gösteriyor. 2030'daki hedeflere şu anki mevcut teknolojilerle hibrit otomobillerin bile ulaşması zor görünüyor. O yüzden ister kabul edin ister etmeyin, gelecek hızla elektrikli araçların üzerine inşa ediliyor.

Zaten Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün de benzer paralelde açıklama yaparak, dizel, benzinli ve hatta hibrit araçların 5 yıllık satış ömrü kaldığını, üretimlerinin ise en fazla 10 yıl daha devam edebileceğini söylüyor.

YA ELEKTRİK YA HİÇ

Yani Avrupa'da otomobil satmak istiyorsanız, 5 yıl içinde yüzde f00 elektrikli modellerinizin hazır olması gerekiyor. Aksi takdirde, ihracatı filan unutun. Bugün Türk otomotiv sanayinin ihracatının yaklaşık yüzde 80'ini Avrupa'ya yaptığı düşünülürse, ayakta kalabilmek için tek şansı var, o da voltajı yükseltmek.

Bugün bunun farkında olan Ford Otosan, 2 milyar Euro yatırımla 2023'ten itibaren tamamen elektrikli araç üretimine dönüyor. Gölcük'te hem 2 adet batarya montaj fabrikası kuruyor hem de tüm üretimi elektriğe çeviriyor.

Bu noktada gözler Türkiye'nin Detroit'i olan Bursa'ya çevrilmiş durumda. Türkiye'nin en çok otomobil satan iki fabrikası Tofaş ve Oyak Renault'un ne zaman yüzde 100 elektrikliye döneceği merak konusu. Renault, Bursa'da geçen sene hibrit fabrikası da kurarak, Clio'nun hibrit modelini üretip, ihraç etmeye başladı. Ama bu araç bile 2-3 yıl sonrası için yeterli olmayacak. O yüzden bir an önce yüzde 100 elektrikli projeleri devreye sokmaları gerekiyor.

ASIL PROBLEM TOFAŞ'TA

Ama asıl problem Tofaş'ta ortaya çıkıyor. Egea Ailesi ile iç pazarda satış rekorları kıran Tofaş'ın ihracatı ise mevcut koşullarda bile zayıf durumda. Çünkü Avrupa'da emisyon ortalamasını tutturacak ne bir hibrit ne de elektrikli modelleri var. Eğer 400 bin adedin üzerindeki kapasiteyi doldurmak istiyorlarsa, ihracatı artırmaları şart. Bunun için de düşük emisyonlu hibrit ve elektrikli araçları biran önce devreye sokmaları gerekiyor.

Tofaş'ın bağlı olduğu Fiat Chrysler Auto'nun PSA Grubu'ya birleşerek Stellantis ismini almasının ardından gözler Bursa'ya verilecek yeni rollere çevrildi. Avrupa'daki emisyon sınırlamasını da hesap ederek Tofaş'ın en geç 1 yıl içinde elektrifikasyon projelerini devreye sokması gerekiyor. Fiat'ın en kârlı üretim merkezi olduğu düşünülürse, bunun gerçekleşmesine açıkçası kesin gözüyle bakıyorum. Zaten olmazsa sadece iç pazar için üretim Tofaş'ı bir yere kadar götürebilir. Bekleyip göreceğiz ama OSD Başkanı Haydar Yenigün'ün, "Türkiye'deki tüm otomotiv fabrikaları elektrikli araç konusunda fizibilite çalışmalarına başlamıştır"  yorumuna katılıyorum.

SONU HONDA GİBİ OLMASIN

Eğer voltajı artırmayan, elektrikli araçları devreye sokmayan olursa durumu aynı Honda'ya benzer. Japon marka elektrikli dönemde rol vermediği için Eylül sonunda Gebze fabrikasını kapatma kararı aldı. Tofaş ve Oyak Renault'un sonunun kesinlikle aynı olmayacağını düşünüyorum ama yine de ellerini çabuk tutmalılar.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları