Yazının başlığını okuyunca kuşkusuz ki oldukça meraklandığınıza ve özellikle vurgu yaptığım bu önemli uyarının ne, neden, ve de niçin olduğunu bir an evvel öğrenmek isteyerek bu satırları  bir çırpıda okumak istediğinize eminim.

Baştan belirteyim zaten de öyle olacak....

 Ve siz değerli köşe okurum bu yazıdaki her bir kelimeyi dikkatle okuyacak ve de sona geldiğinizde ne yazık ki büyük endişe duyarak  Bursa Valisi Sn. Yakup Canbolat'a en azından bir telefon ile  dahi de olsa ulaşmak isteyip anlatacağım mevzu ile ilgili gerçekçi ve de radikal  bir adım atmasını ivedilikle bekleyeceksiniz.   

Tarih 6 Şubat 2023 !

Türkiye'nin doğusunda tam 11 il, yani koskoca bir ülke büyüklüğündeki  devasa alan 11 şiddetindeki iki ayrı depremle ardı ardına sarsıldı.

Ortaya çıkan tablo çok korkunçtu, tüyler ürperticiydi...

Öyle ki;

Olumsuz hava koşullarını da göz önünde bulundurursak yaşanan felaket adeta bir cehennemi andırıyordu....

Dikkatinizi çekti mi bilmem amma velakin geçen hafta Gemlik'te bir  deprem çalıştayı düzenlendi. Gemlik Belediyesi'nin ev sahipliğini yaptığı "Marmara Depremine Gemlik'ten Bakış ve Afet Zararlarını Azaltma Çalıştayı" adı altında yapılan bu programda deprem felaketine dair öylesine tehlike arz edici konular gündeme geldi ki Bursalı bir gazeteci yazar  olarak bu yazıyı hiç vakit  kaybetmeden yazma gereği hissettim.

Program katılımcılarının her biri alanında uzman, önemli isimlerdi.

Misal;

Prof. Dr. Bahar Yetiş Kara konuşmasında, afete önceden hazırlanmanın şart olduğunu özellikle vurgularken yerel idarelerin bu tür felaketlerde çok çok önemli aktör olduklarını ifade etti ki;

Kanımca programın bu kısmı oldukça düşündürücüydü.

İlaveten;

Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür şu  mühim açıklamalarda bulundu; "Marmara depremi geliyor" diye bağırmaya başladık. Elazığ'da söyledik. Bizi alkışladılar. Deprem geldi, vurdu. Ancak, hiçbir şey yapmadılar. "Kahramanmaraş depremi geliyor" dedik. Ancak, dinlemediler. Bir gece de insanlarımızı gömdük. Bir millet ne zaman uyanır? Bütün bilim adamları, 'Marmara'ya deprem gelecek' diyor. Ne zaman uyanacağız?

Şimdi Hoca'nın ifadesine göre; 

Bursa ve civarında ciddi faylar var. 1855'de 7'nin üzerinde 2 büyük depremin üretildiği faylar da buradalar. Balıkesir'e doğru yine çalışan faylar var. Yaşadığımız bölge, çok ciddi bir deprem bölgesidir. Keza Marmara Bölgesi'nde Minimum 7.2 ve 7.6 büyüklüğüne varabilecek depremler beklenmektedir.

İşte bendeniz Çalıştaya katılan bilim insanlarının yukarıda örnek verdiğim ciddi uyarılarını tüylerim ürpererek dinledim ve de hemen akabinde Bursa'nın bir evladı olarak şehrin her türlü güvenliğinden sorumlu Sn. Vali Yakup Canbolat'a şu sualleri sorma gereği hissettim.

Bir;

Türkiye'nin maddi ve manevi anlamda ciddi zararlar gördüğü afetlere karşı 'Neler yapılabilir özelinde' yaşadığımız şehir Bursa'nın durumu nedir?

İki;

Özellikle olası İstanbul ve Bursa Depremine hazır mıyız? Depreme hazırlığı arama kurtarma özelinde mi konuşmalıyız? Yoksa  'Deprem olsun müdahale ederiz' mantığı yani kriz yönetimi Bursa için hala en önemli afet yönetimi politikası mıdır?

Üç;

Bursa da risk yönetimini hayata geçirecek ehliyetli ve liyakatli kadrolar mevcut mudur?

Sorularıma biraz özelleştirme katarak devam edeyim;

 Gemlik'te düzenlenen Bursa' nın deprem afetine hazırlanması farkındalığına afet ve acil durumdan sorumlu vali yardımcısı neden katılmamıştır?

2009 yılında 5902 sayılı yasa ile kurulan ve toplumun afetlere karşı direncini arttırarak bütünleşik afet yönetimini sahada tesis etmekle görevli İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü yetkilileri bu toplantıya neden katkı sunmamıştır? Veya neden istifade etmemişlerdir?

Konuyu siyaseten irdelersek eğer;

Bursa ve Bursalılar koskoca bir deprem gerçeği gözümüzün önünde dururken  bir takım siyasi kutuplaşmalara kurban edilecek kadar önemsiz midirler?

Tablo böyle iken o zaman Bursa'da İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü diye bir kurum var mıdır? Varsa bu kurumun müdürü böyle mühim bir toplantıya neden iştirak etmemiştir?

Bursa ve Bursalılar için en hayati konu olan afete hazırlıkla ilgili düzenlenen, Türkiye'nin en önemli akademisyenlerinin katıldığı bir programda İl AFAD Müdürlüğü'nün temsil edilmemesine nasıl bir anlam yüklemeliyiz ?

Sayın Valim Yakup Canbolat...
Kahramanmaraş depreminde sahadaydınız. Uzun zaman görev yaptınız. Afet yönetimi konusunda mutlaka gördüğünüz, tespit ettiğiniz eksik ve aksaklıklar olmuştur. Son sorumu da bu çerçevede soruyor ve çağrımı şimdilik sonlandırıyorum.

 Afet zararlarının en büyük nedeni ehliyetsiz ve liyakatsiz yöneticiler değil midir? Sorumluluğunun farkında olmayan, koltuğundan başka özen gösterdiği hiç bir şey bulunmayan, vatandaşın derdi ile dertlenmeyen kamu kurumu yetkililerinin vurdumduymazlığı, aymazlığı ve kişisel çıkarları bizim ülkemizin en büyük afeti değil midir?
'Takdir Sizindir' diyor Bursa özelinden tüm Türkiye'ye afetsiz günler diliyorum...