Ormanlarımız hakkında çarpıcı gerçekler

2021.08.02 15:42 - Son Güncellenme: 2021.08.02 15:42
A

Siz değerli okuyucularımıza hatırlarsanız iki hafta önce dünyanın belki de gün gelecek pandemi sürecini bile arayacağı çok daha sıkıntılı karmaşık yoğun ve kötü günlere doğru sürüklenebileceği ihtimaliden bahsetmiştim. Yanılmayı çok isterim ama tablo oldukça dramatik. 

Ardarda tatsız gelişmeler yaşanıyor. Sıradışı iklim değişiklikleri, doğa ve hava olayları, seller, depremler, yangınlar, siber saldırılar, göç dalgaları,  insan, hayatını doğrudan etkileyecek büyük elektrik, su, doğalgaz kesintileri, kuraklık, su sıkıntısı ve daha burada sayamayacağımız nice başlık belirli bir kabus geçidi gibi sıra ile karşımıza geliyor. 

Yani pandemi sürecinde boğuşurken bunlar da teker teker hayatımızın üzerinden geçiyor ve biz allak bullak ediyor.

Şimdi de maalesef 130 civarında bölgede hepimizi kahreden acı sonuçları ile güzel ülkemizi kasıp kavuran yangınlarla mücadele ediyoruz.  

Ama aslında genel duruma bakıldığında, belki de en doğru söylem; 'Yangınla mücadeleyi sahada görevlilerle halk yaparken biz de birbirimizle 'asıl sen suçlusun' diye kavga ediyoruz' demek olacak bu noktada. Her zamanki gibi. 

Bugün Habertürk yazarı Esra Boğazlıyan Türkiye'de ormanlar, mevcut riskler ve yangınlar hakkında oldukça önemli detaylar ve istatistikler paylaşmış. Sabah da Habertürk'te Ebru Baki ile Paragündem programında detayları konuştuk. 

İŞTE O İSTATİSTİKLER

Verilen istatistiklere göre; 

'2011-2020 arası yıllık ortalama orman yangını sayısı 2631, yanan alan ise ortalama 9096 hektar.
2020'de ise orman yangını sayısı 3399, yanan alan hektarı da 20971'e. Son bir yılda orman yangınlarında yüzde 29,19, kaybettiğimiz orman alanında ise yüzde 131,55 artış var. 

Yine Boğazlıyan'ın haberinden devam edelim. Net tablo şu an olmasa da Türkiye Ormancılar Derneği'nin ilk belirlemelerine göre sadece Manavgat'ta 10 bin hektar yandı. Bunun en az yarısı orman alanı. 

12.5 MİLYON HEKTAR RİSKLİ

'Türkiye'deki orman varlığı 22.7 milyon hektar. Bu orman varlığının 12.5 milyon hektarı ise yangına hassas. Yangına hassas orman alanları Maraş'tan başlayıp Adana, Osmaniye, Mersin, Antalya, İzmir, Muğla, Çanakkale, Trakya'ya kadar uzanıyor. Bu bölgeler yangına hassas çünkü Kızılçam ağaçlarından oluşuyor. Akdeniz ekosisteminde en çok yangına hassas ormanlar Antalya, İzmir, Aydın ve Muğla'da...Geçen yıl orman yangınlarını söndürmek için yaklaşık 600 milyon lira harcandı. Söndürme ve ağaçlandırma masraflarıyla ülke ekonomisine 800 milyon liraya mal oldu.' 

Evet tablo aynen böyle. 

Uzmanların yaptıkları açıklamalara bakıldığında aslında Türkiye'nin bu kadar çok riskli orman alanına sahip olması bize bir tek şeyi gösteriyor. O da kapsamlı, gelecek dönemi çok iyi planlanmış orman yangınları ile mücadele stratejisi. 

Bu ise birbirimize girerek uçak mı faydalı, helikopter mi faydalı, Türk Hava Kurumu hala neden iyi çalışmıyor, sen suçlusun ben değilim, tartışmaları ile değil, bu ülkenin, İhtiyaçlarına uygun bir genel politika ile mümkün. 

Her yangından sonra Türk Hava Kurumu uçaklarının çalışmama meselesini tartışmaktan gerçekten herkes çok sıkıldı. Ve sonuç da alınmamasından kızgın. Bu konunun bugüne dek defalarca halledilmesi gerekiyordu. Ayrıca orman alanları ile ilgili alınacak tedbirler de tüm devlet kurumlarının koordinasyonuyla ortak bir yapıda oluşturulmalı. 

Genel çerçeve bize bundan sonra yaşanabileceklerle ilgili acilen almamız gereken tedbirleri aslında söylüyor. 

Tamam yerli ve milli bir mücadele stratejisi ile uçağı ile helikopteri ile uzman personeli ile ve gerektiğinde diğer devlet kurumlarının destekleri ile acil hareket edebilme kabiliyetine sahip bir yapının acilen oluşturulması. 

Olayın siyasi manipülasyon ve taraflar arası kavgadan uzaklaştırlarak yangınla mücadele stratejisinin milli bir mesele olduğu bilincinin gelişmesi. 

Unutmadan bir dipnot şüphesiz herkes fidan seferberliğinde elinden geleni yapmaya çalışıyor. 

Ama önemli olan hemen fidan dikmekten de öte nerede ne tür ağacın gerekli olduğunu saptayıp, orman karakteristiklerine kulak verip, uzmanları da dinleyip hareket etmek. 

Tabii ki her zaman olduğu gibi fidan seferberliği adına para topluyoruz diye mülki ve yerel idare amirlerinin isim ve kurumlarının adını kullanan ve para sızdıran sahtekarlara da dikkat edin. 

Bu konuda Manavgat Belediye Başkanı'nın uyarıları çok önemli. 

Bu millet büyük millettir bunu da yener. Akıl, bilim ve birlik beraberlik olduğu sürece.

Sağlıkla kalın.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları