Nasıl bir kinse, Türkiye ortak endişeymiş...

2021.02.05 10:21 - Son Güncellenme: 2021.02.05 10:21
A

İşler giderek tatsız bir hal alıyor.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi işbaşına geldikten sonra Washington ve Avrupa Birliği ile ilk temasını gerçekleştirdi. Ve hemen merak edilen açıklamalarını yaparak önceliklerini seslendirdiler. Ve inanılmaz bir çıkışla ortak endişeleri bulunduğunu, bunların da Çin ve Türkiye olduğunu söylediler. 

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sulllivan ile AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen'in Kabine Şefi Bjoern Seibert arasındaki telefon görüşmesi sonrası hem de acil kodu ile Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, 'Çin ve Türkiye de dahil olmak üzere, karşılıklı endişe uyandıran konularda birlikte çalışma konusunda anlaşıldı' ifadeleri kullanılması son dönemdeki en kritik gelişme olarak kayda geçti. 

Hadi Çin bir çok açıdan Avrupa ve Amerika bloğunun karşısında bir rakip. 

Ancak; Türkiye hem Avrupa'nın bir çok ülkesi ile Amerika'nın NATO'daki müttefiki, hem de Avrupa Birliği'ne aday ülke statüsünde bir konumda. 

Ama gelinen noktada Amerika ve Avrupa'ya göre endişe merkezi. 

Artık bu saatten sonra karşı taraf dilinin altındaki baklayı çıkarmış ve önümüzdeki aylarda Türk dış politikasının Washington ve Batı Avrupa ekseninde fırtınalı bir sürece gireceği  kendini hissettirmeye başlamıştır. 

POZİTİF GÜNDEM 

Aslında Türkiye bu sene başında dış politikada önemli bir revizyona giderek yaşanan krizleri azaltmak amacıyla pozitif gündem başlığıyla neredeyse tüm sorumlu ülkelerle yeni bir sayfa açmak istediğini açıkça belirtmişti. 

Ancak bu yeni olumlu politika çıkışımıza rağmen karşı tarafta hazırlıkların tam aksi yönde olduğunu görüyoruz. 

Bu çerçevede bu pozitif gündemli dış politika planının ne kadar hayata geçirebileceği nasıl olumlu sonuçlar verebileceği ise büyük bir soru işareti olarak karşımızda duruyor.

Birkaç gün önce Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın, Türkiye endişeli  Jake Sullivan ile gerçekleştirdiği uzun telefon görüşmesinde tahmin ediyorum bu konu gündeme gelmiştir. Kalın 'bu ne demek?' diye sormuştur. 

Ancak bana kalırsa; Türk Dışişleri Bakanlığı'nın da Washington'da muhataplarına Türkiye ile ilgili endişe kaynağı ifadesinden ne kastedildiğini açıkça ve resmen sorması gerekiyor. 

Bir yandan, 'Türkiye müttefik diyeceksiniz, Rusya'ya kaymamalı ve batı ile yakın olmalı' diyeceksiniz, öbür taraftan da Avrupa ile yaptığınız ilk telefon görüşmesinde Çin'in yanında Türkiye'yi de bir endişe olarak göreceksiniz. 

Ve ortak çalışma kararı alacaksınız. 

Şu saate kadar Amerika'dan bunu düzelten ya da ne kastedildiğini açıklayan bir çıkış gelmedi. O zaman tam bu noktada önümüzdeki dönemde sert fırtınalara hazır olma gerekliliği ortaya çıkıyor. 

Türkiye'nin Amerika ile ilişkilerinde önemli sorunlar var. 

Ama ana kilidi, Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S-400 füzeleri konusundaki 'bu alımı derhal iptal edin ve topraklarınızdan çıkarın' yönündeki kabul edilmez anlamsız ısrarı oluşturuyor. 

Bu saatten sonra bence Türkiye'nin haklı milli duruş ve stratejik gerçeklik anlamında geri adım atması mümkün değil. 

İşte tam bu noktada kilit açılmayacak bir şekilde giderek sıkıntılı bir hal alıyor. 

Bekleyip görelim, çünkü bu işi ancak bir mucize çözer. Mucize ne derseniz bir çok teori var ama gerçek anlamda bunun cevabının net olarak bilindiğini sanmıyorum. 

Siz Türkiye'nin yerinde olsanız Amerika ile ilişkiler iyi olsun diye S-400 füzeleri alım kararından vazgeçip geri adım atar mısınız? 

Güzel ve güçlü günler Türkiye'nin olsun.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları