Liyakat ve kamu harcamalarını da çözersek iş çözülür

2019.07.11 14:31 - Son Güncellenme: 2019.07.11 14:31
A

Türkiye'de sürekli bir israf konusu konuşulur. Peki sizce bu israf ağırlıklı olarak nereden kaynaklanır? 

Muhtelif yanıtlar gelebilir ama şüphesiz en önemlisi belediyeler ve genel kamu kaynaklı olanıdır. 

Gelirleri gereksiz yerlere savurmak yerine, ülkenin güç temin edilen, fedakarca biriken kaynaklarının verimli olarak kullanılması, ihtiyaç duyulan alanlara aktarılması ve eksiklerin giderilmesi asıl en önemli noktadır. 

Bana kalırsa bu bilinçli harcama kültürüne bir de ek olarak liyakatli, vicdanlı ve akıllı harcamalar yapan kadrolar her kurumu ve böylece her ülkeyi ayağa kaldırır. Yani, aynen özel sektörde olduğu gibi. 

Size sorayım; şirketiniz veya işletmenizde iş yapmaya yeterli olmayan, ehil olmayan ve bütçenizi har vurup harman savuran bir personeli çalıştırır mısınız? Tabii ki hayır. Bir performans kriteri devreye girer. 

Devlette de, kamu kurum kuruluşlarında da ve belediyelerde de bunun önemi kanımca giderek bir milli güvenlik sorunu olarak dikkatimizi çekmektedir. 

Milli güvenlik sorunu diyorum; çünkü harcamalarını kontrollü yapan, liyakatlı kadrolarımızla ülkemiz dünyada gücüne güç katar. Yani vatanını seven ve liyakat sahibi insanların ön planda olduğu bir ulusal hareket. 

Bu konuda birlikte çok mesai yaptığımız sevgili dostumuz Profesör Emre Alkin ile çok konuşuruz. Son anlattıklarını da bu çerçevede sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü çok önemli tespitlerde bulunuyor;

NEDEN FAİZLER DÜŞMÜYOR?

"Bir sıkıntı olduğunda Özel Sektör hemen masrafları kısar. Ancak kamu böyle yapmıyor. Harcamaları kısmadan gelirleri artırmaya çalışıyor. Sonra da "neden faizler düşmüyor" diye şikayet ediyoruz. 
Son gelişmeler bize gösteriyor ki, kamunun harcamaları kısma niyeti yok. Ancak, gelirlerini artırmak için vatandaştan daha fazla feragat istediği ortada. 
Yeni bir vergi tasarısının Torba Yasa şeklinde TBMM'ye sunulması ile daha önce yapılan yanlışın tekrar edilmediğini görüyorum. Bu benim için sevindirici oldu. Ancak, Merkez Bankası'ndaki yedek akçelere kadar sirayet etmiş ciddi bir finansman açığı olduğu gözüküyor. Kamu Kesiminde "acaba maaşların vaktinde ödenmeyeceği anlar yaşanabilir mi ?" şeklinde endişelerin başladığı da söyleniyor. Umarım rivayettir. 

Yunanistan ile dalga geçerken şu konulara dikkat edelim; İşin esasında, hükümetlerin büyümeye bu kadar önem vermesinin sebebi bu durumdan çok net olarak anlaşılıyor. Paradoks şu ki, büyümenin sağlanması amacıyla atılan adımların bir süre sonra ekonomik daralma yaratması kaçınılmaz oluyor. Kamuyu çok büyütünce, reel vergi geliri ve katma değer yaratmada sıkıntılar çıkıyor. Getirisi en az 30 yıl olan yatırımlar için tüm kaynaklar harcandıkça kısa ve orta vadede finansman sıkıntısı ortaya çıkıyor. Deregülasyon veya özelleştirme faaliyetlerinin planlı bir şekilde icra edilmemesi sebebiyle de hem özel sektör hem de devlet zarar ediyor.
Özetle, Meclise sunulan Vergi Tasarısının teknik olarak doğru bir hamle olduğunu söylerken, diğer taraftan kamudaki finansman ihtiyacının ciddi bir boyuta geldiğini göstermesi açısından bir parametre olduğunun altını çizmek istiyorum.
Faiz ödemeleri hariç, Kamu Harcamaları Kamu Gelirlerinin üzerinde seyrettiği sürece borç sarmalına girme ihtimali artıyor. Yunanistan ile dalga geçerken, Türkiye'nin aynı duruma düşmesi trajikomik bir durum olur. Aman dikkat.' 

Doğru. Aman dikkat. 

Neden mi? 

Çünkü; Ülkemizden değerlisi yok. 

Derdimiz; Türkiye hep iyi olsun. Olsun ki gelecek nesillerimiz iyi olsun...

Sağlıcakla kalın...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları