Çalmayan telefonun gürültüsü

2021.03.12 07:44 - Son Güncellenme: 2021.03.12 07:44
A

Adettendir, her yeni seçilen ülke lideri ya da etkin Başbakan göreve gelir gelmez kendisini tebrik edenler ve belli ilişki içinde olduğu ülke liderlerini arar. 

Telefonda, karşılıklı izlenecek politikalardan, varsa mevcut sorun ve pürüzlerin giderilmesine hatta yeni yol haritalarının oluşturulmasına dek bir çok konu ele alınabilir. 

Ya da en azından başlıkların üzerinden geçilir.Bu normaldir. Bazen yoğun programlardan dolayı yeni seçilen liderin mevkidaşlarını araması biraz sarkabilir. 

Yine de, diğerlerine 2. Tur aramalara geçmeden hiç olmazsa ilk geri dönüş turları bitirilir. En azından belli başlı ülkelerin. Örneğin müttefikler, G-7, G-20 ülkeleri gibi. Bu durum eğer yeni bir ABD Başkanı seçildiğinde de geçerlidir. Ve global diplomasi literatüründe yakından takip edilen konulardan biridir. Dünyanın sonu değildir ama gelecek dönemde uluslararası siyasetin nasıl şekilleneceği konusunda genel fikir vermesi açısından analitik öneme haizdir. 

Öncelikle bu açıdan bakıldığında, ABD Başkanı Joe Biden'ın durumu da özellikle dikkat çekici bir başlık olmaya aday. 20 Kasım'da göreve gelen ABD'nin yeni Başkanı ve kabinesi tüm dünyada Amerika Birleşik Devletleri'nin yeniden tüm global anlamda geri dönüş yaptığının sinyallerini yansıtıyor. 

Şüphesiz, Türkiye'nin Amerika Birleşik Devletleri ile yıllardır gergin ilişkileri hepimizin malumu. Bir önceki Başkan Donald Trump döneminde ilişkilerde inişli çıkışlı ve genelde S-400 füzeleri ve F 35 uçakları ekseninde hatırı sayılır krizler yaşandı. 

Ama, Donald Trump'dan bir önceki Başkan Barack Obama döneminin son aylarında ise ağır sancılar yaşanmıştı.  Nefretle vedalaşılmıştı.

Şimdi yeni Başkan Kabinesine baktığımızda ve aynı zamanda Biden'ın söylemlerini incelediğimizde, Türkiye ile ilgili tatsız söylemleri görüyoruz. 

Ancak, 20 Kasım'da işbaşına gelen ABD'nin yeni Başkanının normalde bugüne dek kendisine tebrik mesajı gönderen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a geliş dönüş yapmaması, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'yla soğuk telefon görüşmesi ve de öncesinde bir de Türkiye sözde müttefik ifadesini kullanması kafaları iyice karıştırdı. Amerika hala S 400 füzeleri ile ilgili tehdidini de açıktan sürdürüyor. 

Burada; Biden'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a  hala telefon etmemesinin bir gerekçesi var;  kafası çok karışık ve ne diyeceğini bilemiyor. 

Daha önceki yazılarda belirttiğimiz gibi, bir yanda Türkiye'yi kaybetmek istemiyor, Amerikan dış politikasının ana bacaklarından biri olduğunu düşünüyor. Öbür tarafta da Türkiye'ye karşı Obama döneminden gelen nefretinin yansımaları nedeni ile telefon edemiyor. 

Evet gelen telefon dünyanın sonu değil ama eğer ABD ve Türkiye iki 'müttefikse' bu saate kadar bir telefon görüşmesini gerçekleşmemesi bize çok şey anlatıyor. S 400'lerden,  F 35 uçaklarına, Suriye'de terör örgütü PYD'ye verilen desteğe dek başta olmak üzere ABD tarafında tansiyon yüksek. Bu paralelde de, Türkiye ile pek karşılaşmak istenmiyor. 

YAKINDA...

Bize gelen bilgiler bu telefon görüşmesinin kısa sürede gerçekleşeceği yönünde. 

Gerçekleşecek olsa da, asıl önemli olan bu konuşmada neler söyleneceği. 

Sizce ne söylenebilir? Yanıtı pek parlak görünmüyor.  

Yelkenler karşılıklı şişiyor ve gemiler hızla birbirine hızla burundan yaklaşıyor. O nedenle telefon bahane, bir cisim yaklaşıyor tespiti şahane.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları