14 Haziran gerilimi

2021.05.29 09:41 - Son Güncellenme: 2021.05.29 09:41
A

Ekonomide, piyasalarda bir süreden beri tatsız bir dalgalanma var. Merkez Bankası Başkanlığı'ndan ani bir kararla alınan Naci Ağbal sonrasında 6.80'lere kadar inen Amerikan Doları artık neredeyse 8.50'nin altına inmez oldu. 

Şüphesiz bunun ekonomi politikaları ve yanlış yapılıyor diye eleştirilen noktalarla açıklanabilecek durumu da söz konusu. 

Ancak bunun bu kez siyasi okumasını yapacağız. Türk Amerikan ilişkileri uzunca bir süreden beri oldukça tatsız bir seyir izliyor. F-35 savaş uçaklarının Türkiye'ye teslimatının iptali, Rus S-400 füzelerinin alımı üzerine Amerika'nın Türkiye'ye yaptırımlar uygulamaya başlaması, FETÖ ile mücadelede Washington'un beklenen adımlar atmaması, Suriye'de PYD-YPG terör eksenlerine Amerika'nın açıkça destek vermesi, Halkbank davasında sürekli olarak Türkiye'ye üstü kapalı bir tehdit sinyali ve diğer alt başlıklar eşliğinde önceki Başkan Donald Trump döneminden bu yana ilişkiler sürekli negatifte gidiyor. 

ABD'nin yeni Başkanı Joe Biden da, 20 Kasım'da göreve geldiğinden bu yana bu anlattığımız tabloyu daha da tatsız bir noktaya doğru çekiyor. 

20 Ocak'ta göreve yemin ederek başlayan Biden, 23 Nisan tarihine kadar muhatabı diğer tüm ülke başkanlarının neredeyse hepsini ararken Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a telefon etmemişti. Hoş gerçi Ankara da buna ölüp bayılmamıştı ama yine de diplomatik nezaket kurallarına aykırı idi. Gerginliği tırmandırıyordu. 

Biden, 23 Nisan gününde de (Hem de Türkiye için tam da anlamlı bir bayram gününde) Türkiye'nin asla kabul edemeyeceği ve neredeyse Türk Amerikan ilişkilerinde unutulmaz yara açacak bir çıkışla geri dönüş yaptı. 

Biden, sözde Ermeni soykırımını bugüne kadar eski Amerikan başkanlarından farklı olarak resmen tanıyan ve açıkça soykırım ifadesini kullanan bir açıklama yaptı. Ancak ardından Türkiye'den sert tepkiler yükselse de ilginç bir şey oldu. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada ve arkasından Ankara'dan bunu takip eden yazılı bildirimde, ABD Başkanı Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NATO zirvesinde bir araya gelerek ikili ilişkileri ele alacağı söylendi.

Ve akabinde de bazı çevrelerde 'acaba yeni bir dönüm noktası mı olacak?' beklentisi oluştu. 

Ancak sonrasında, ABD'nin Suriye'de PYD-YPG'ye açıkça sivil ve askeri desteğini artırması, rahatsız edici açıklamaların devam etmesi ile tansiyonun pek düşmediği görüldü. 

GÖZLER O TARİHTE 

Şimdi gözler 14 Haziran'da Brüksel'de NATO'nun dev zirvesinde. Çünkü Belçika'daki bu toplantıda uzun süreden beri beklenen Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görüşmesi gerçekleşecek. 

Ancak konuyu yakından takip edenler, piyasalar ve analistler bu görüşmenin pek parlak geçmeyeceğini söylüyor. 

Bu nedenle de bu psikoloji de Türk Lirası'nın ABD doları karşısında ciddi bir baskı altına girmesine yol açıyor. Tabii ki TL-Dolar paritesinde başka belirleyici faktörler de var ama bu nokta da küçümsenmeyecek kadar kritik. 

Dolar inşallah olmaz ama artık 9 Lirayı zorluyor. Bu gergin havanın piyasaları 14 Haziran'a kadar baskı altında tutmaya devam etmesi kaçınılmaz gibi görülüyor. 

Açıkça söylemek gerekirse yukarıda saydığımız birbirinden zorlu konular göz önüne alındığında, 14 Haziran'da bir mucize beklemek ya da çok olumlu bir tablo ile karşılaşmak pek olası değil.

İki gün önce ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman Ankara'ya geldi. Geziyi sizler için yakından takip ettik. Acaba, Amerika 14 Hazirandaki bu zirve öncesinde gönderdiği üst düzey diplomatı ile yeni bir sayfa açmak için birkaç adım atacak mı diye. 

Fakat perde arkasından gelen bilgiler pek bir ilerlemenin olmadığını söylüyor. Sherman'ın temaslarında yine 'Türkiye ABD ile ilişkileri düzeltmek istiyorsa Rus S-400 füzelerinden vazgeçmesinin şart olduğunu' seslendirmiş. 

Bu şartlar altında da Türkiye haklı bir şekilde aldığı bu kararından tabii ki vazgeçmeyecek ve Rus yapımı bu S-400 füzelerini asla geri iade etmeyecek. 

Olay da zaten, Amerika'nın da Türkiye'nin bu füzeleri topraklarından çıkarması konusundaki ısrarında kilitleniyor. 

Dediğimiz gibi, Ankara tabii ki böyle bir şey yapmayacak. Eğer yaparsa zaten bundan sonra uluslararası politikada tırnaklarınızla kazıyarak geldiğiniz yerden yüzlerce kilometre geriye düşersiniz. Bundan sonra sizi her tehdit edenin baskısına boyun yersiniz. 

ABD Başkanı Brüksel'deki toplantıda eğer büyük sürpriz yapıp, 'Peki o zaman S-400'ler sizde kalsın, bir ara yol buluruz, işi tatlıya bağlarız' demezse ve Washington ısrarını sürdürürse sistemin kilidini açmak çok zor. 

Bu da, 14 hazirandaki kritik eşik sonrası yeni büyük dalgalanmaların habercisi olabilir. 

Türkiye iç siyasi kavgaları ve kaotik çekişmeleri ışığında bu gündemdeki dış politika sıkıntılarını da aşmaya çalışıyor. 

Ama tablo Türk Amerikan ilişkileri açısından şu an 14 Haziran'a kilitlenmiş durumda. Ve ilişkilerde tünelin ucunda şimdilik pek bir ışık görülmüyor. Yine de diplomasi sürprizlerle doludur diyelim ve bir küçük açık kapı aralığı bırakalım. 
Ama tablo parlak değil. 

Sağlıkla kalın.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları