Yeni kuşağın yaratıcılığı üst düzeyde

2022.06.09 18:28 - Son Güncellenme: 2022.06.09 18:28
A

Litvanya- Türkiye milli maçını; Fenerbahçe BEKO, Anadolu Efes arasındaki play-off karşılaşması nedeniyle izleyemedim..

Basketbol maçının bitiminde zaplayıp dönüş yapsam da; sonları yaklaştığı için kalan dakikalardan bir şey anlayabilmek mümkün olmadı..

Aminaye söylemle 'atı alan Üsküdar'ı geçmişti' bir kere;

O zaman geriye ne kalıyor?

Maçın özetini beklemek;

Bereket TRT'nin spor servisi canlı yayınladığı maçların özetlerini tekrar tekrar izletme konusunda hem çok deneyimliler, hem de ısrarcı olmaktan vazgeçmiyorlar.

Ben de öyle yaptım...

Oturdum basketbol maçı bitince TRT Spor'un karşısına; arka arkaya iki kez özetine takılarak açığımı telafi ettim.

Yeri gelmişken bir saptama yapmak istiyorum.

'Futbol' denince akan suların durduğu bir süreçten gelmiş birisi olarak; meşin topun yerli, milli öyküsü ne yalan söyleyeyim beni eskisi kadar enterese etmiyor.

'Bir soğuma durumu mu var' derseniz ' kesin hayır' diyemem!

Hem de fazlasıyla var soğuma.

Nedeni de Bursaspor'un bizlere yaşattığı hayal kırıklığı.

Süper Lig şampiyonluğundan sonra sürekli irtifa kaybederek en sonunda 2. Lig'e düşmesi.

Bir alt ligde oynamasına bile gönlümüz elvermezken, 2. Lig'in müşterisi olmak asla kabul edilecek bir futbol gerçeği değildir...

Koskoca bir futbol şehrinin yeni sezonda Karacabey Belediyesi ya da İnegölspor'dan birisinin grubunda yer alacak olması ise akıllara seza bir durum.

Bursa olarak böyle bir futbol gerçeğiyle yüzleşmeyi asla hak etmedik.

Bugünlerin yaratıcılarını Allah nasıl biliyorsa öyle yapsın, şehrin sporseverleri olarak da haklarımızı helal etmiyoruz...

İbrahim Yazıcı'dan sonra kimler gelip geçmişse; (bu yönetim istisnadır) bu tarihi hezimetin hesabını taraftar önünde eninde sonunda vereceklerdir.

Ama bugün, ama yarın mutlaka...

Stefan Kuntz'un Litvanya maçında şans tanıdığı oyuncuların performansı dikkat çekecek kadar başarılıydı.

Oynayanı da vardı, oynamayanı da;

Görünen o ki ilerleyen yıllarda Doğan Alemdar, Orkun Kökçü, Yunus Akgün, Cenk Özçakar, Eren Elmalı, Ferdi Kadıoğlu, Rıdvan Yılmaz, Salih Özcan, Doğukan Sinik isimlerini daha sık duyup, uzun yıllar boyunca kendilerinden yararlanacağız.

Merih Demiral, Cengin Ünder, Mert Müldür, Halil Dervişoğlu, Kerem Aktürkoğlu gibi kramponlar ise iyice gençleşen milli takımın an itibariyle en kıdemlileri pozisyonunda.

Nereden nereye gelindi değil mi?.

Ağırlığını gurbetçilerin oluşturduğu bu kuşağı yarınlarda futbolumuzun değişmez oyuncuları olarak alkışlamaya hazırlanalım.

Litvanya'nın zayıf ve etkisiz olması değerlendirme yapmak için bir mazeret sayılmamalı.

Bir örnek vermek gerekirse; Antalyasporlu Doğukan Sinik'in 14 dakika içinde attığı 2 golle yıldızlaşması öyle kolay kolay unutulacak gibi değildi.

Halil Dervişoğlu ile Kerem Aktürkoğlu'nun yanı sıra sezonun en iyi yerli oyuncularından Yunus Akgün'ün kat ettiği mesafe ise olağanüstü düzeydeydi.

Sizleri bilemem ama; ben kendi payıma milli takımın son iki maçtaki performansıyla uluslararası arenada prestij kaybetmeye başlayan futbolumuzun geleceği adına bir kıvılcım çaktığını söyleyebilirim.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları