Yasakları ve sıcaklığıyla Katar 2022 Dünya Kupası

2022.11.25 17:47 - Son Güncellenme: 2022.11.25 17:48
A

Katar'da devam eden 2022 Dünya Kupası'nın daha önceki etkinliklerden ayrılan tuhaf yönleri de var.

Düzenlenmeye başladığı 1930 yılından bu yana dünya kültürlerinin birbirleriyle kaynaştığı bu etkinlikte teknoloji, belki de ilk kez neyi nasıl konuştuğumuzu bu kadar etkiliyor. 

Katar'ın Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacağı aslında 2010 yılı itibariyle konuşulmaya başlanmıştı.

Petrol zengini bir refah ülkesinin; organizasyonu alınca az nüfusu ve fiziksel koşullarının yaratacağı dezavantajlarıyla turnuvanın popülaritesine sekte vurabileceği daha o günlerde tartışılma konusu oldu.

Az nüfus, yakıcı çöl iklimi ve çok farklı bir yaşam biçimi;

Üstelik kitabı Kur'an'ın kurallarına sıkı sıkıya bağlı müslüman bir ülke olmak; en büyük handikap gibi duruyordu diğer ülkelerin gözünde.

Farklı kültürlerle, dinlerin buluşacağı bu futbol şöleni bir yerinden sonra sorunlar zinciri haline gelebilir miydi hep kafalarda soru işareti gibi durdu.

Sadece 1 ay sürecek turnuva için Katar'da 12 yılda yaklaşık 5 milyon göçmen işçinin çalışmasıyla 8 stadyum, sayısız otel ve binlerce etkinlik alanı inşa edildi.

Kupanın başlamasına az bir süre kala; bu inşaatlar sırasında yetersiz güvenlik önlemleri nedeniyle 6500 civarında işçinin yaşamını yitirdiği gerçeğiyle yüzleşildi.

(Hiçbir sosyal güvencesi olmayan bu işçilerin büyük çoğunluğunun, ülkenin sıcak ikliminin avantajıyla açıkta ve çadırlarda yatırılması kuşkusuz bir insanlık dramı olarak belleklerde yaşamaya devam edecektir.)

Göçmen işçi ölümleri büyük tartışmalarla, boykot hareketlerini beraberinde getirmiş olsa da; fanatik taraftarlar bütün zorlukları göz önüne alarak Katar'daki maçların tribünlerinde renkli görüntüler oluşturmaya devam ediyorlar.

Süreç içinde hayatını kaybeden göçmen işçilerin sayısı, ülkedeki büyükelçilikler aracılığıyla edinilip The Guardian tarafından haberleştirilse de Katar bu iddiaları sürekli reddetti.

Ardından kaza geçiren göçmen işçilerin tazminat gibi haklara kavuşması için çalışmalar başlatıldı.

Turnuva için 220 milyar dolardan fazla para harcayan Katar; 3 milyonu bulan nüfusuyla tribünleri dolduramayacağını bildiği için; ülke olarak  bu açığını  kapatma  amacıyla turizme büyük yatırım yapma kararı aldı.

Turnuvaya katılan ülkelerde turizm seferberliği ilan eden Katar; modern binaları dışında hiçbir cazibesi bulunmayan yarımadasına gelecekleri 'kış aylarında bir cennet vaadiyle' inanılmaz paralar harcayarak nispeten cezbetmeyi başardığı söylenebilir.

Beklentiler karşılandı mı derseniz?

Tribünler neredeyse her maç dolu gibi görünse de; 'turist Ömer'ler' hal ve hareketleriyle futbolseverlerden ayrışarak kendilerini belli ediyorlar!

Bir başka iddia; Katar'ın daha turnuva başlamadan her ülkeden gelecek belirli sayıdaki taraflara günlük 250 riyal, yani 1300 TL ücret teklif etmesi.

Yeme içme, konaklama da şirketten!

Farklı kültürlerden paranın gücüyle toparlanan seyircilerle, adı 'dünya kupası' olan bir turnuva an itibariyle bütün heyecanıyla devam ediyor.

Her ülkenin formasını giyip marşını söyleyen aslen "Pakistanlı gündelikçi taraftarlar"ın ortaya çıkış öyküsü işte böyle.

Olumsuz detaylara gelecek olursak;

Katar'ın müslümanlığa özgü yasakları; organizasyonun en eleştirilen tarafı;

FİFA'nın Katar hükümetinden gelen bu yöndeki talebi kabul etmesi yoğun eleştirileri de beraberinde getirmişti.

İki gün öncesinden stadyum içinde ve çevresinde alkolün yasaklanmasının yanı sıra; LGBT'lilerle ilgili alınan özel önlemler futbolseverlerin büyük tepkisini topladı.

FİFA Başkanı da bu yasaklara karşı batılı ülkeleri suçladı!

Gianni İnfantino 'Ben Katarlı değilim, müslüman da. Eğer en büyük mesela buysa eğer ben istifa ederek, plajda yatmaya gidiyorum !' diyerek kendince ilginç bir tepki sergiledi.

Cümlesini şu ilginç benzetmelerle tamamladı.

'Müslüman ülke olunca büyük problem oluyor. Bu son dakika değişikliğinin sebebi, o ana kadar yapıp yapmayacağımızı görmekti. Ben elbette Katarlı değilim, gay de değilim, engelli de, göçmen işçi de!. Onları anlıyorum çünkü yabancı bir ülkede ayrımcılığa uğramak ne demek biliyorum. Eğer Avrupa bu göçmenlerin kaderini gerçekten önemsiyorsa, Katar'ın yaptığı gibi hukuki yollar açarak, bu kişilerin Avrupa'ya çalışmaya gelmesinin önünü açar. Onlara bir gelecek ve biraz umut sağlar'.

Yasaklar sadece alkolle sınırlı değil elbet. Biraz sıkıcı ve özgürlüğüne alışmışlara zor gelebilir.

Örneğin;

Stat etrafındaki barlar, maçtan sonra 1 saat açık kalacak.

Toplum içinde flört ve birbirleriyle yakınlaşma kesinlikle yasak.

Amigo kadınlar omuzdan dize kadar örtülü kıyafetlerle mütevazı giyinmek zorunda!

Yüksek sesli müzik dinlemek ve küfür etmek yasak.

Domuz eti tüketmek yasak.

Bu zorunlu yasaklar ülkeye maç için gelmiş turistlerin önemli bir kısmının, baskılar ve yasaklar nedeniyle Dubai'deki otellerde kalmaya mecbur bıraktı.

 Zira Dubai daha esnek ve batı kültürüne uygun kurallara sahip bir Arap ülkesi. 

Bir başka yaptırım da doğrudan saha içine uygulanıyor. LGBT+ topluluğuna sembolik olarak destek verme anlamı taşıyan 'One Love' kol bandının takılması turnuva boyunca yasaklandı. Takan futbolcuya da sarı kart verileceği açıklandı.

Takım kaptanları tarafından klasik kol bandı yerine tercih edilen bu kol bandı, ilk olarak Hollanda tarafından kullanılmıştı. Ardından pek çok Avrupa ülkesi tarafından desteklendi. Ancak FIFA Katar'da kullanılmasını yasakladı bu bandı; hatta para cezası yanına bir de takana sarı kart cezası eklendi. Takım kaptanlarının kart görmemesi için ülkeler bu pazu bandından vazgeçmek zorunda kaldılar.

Özetleyecek olursak;

Tarihinde ilk kez bir müslüman ülkede düzenlenen dünya kupası ilginç yasakları ve farklı tribün kültürüyle bile olsa; futbolun her koşulda sevilip, oynanabildiğinin adeta belgesi gibi.

2022 bitip, 2026 için geri sayım başladığında bu kez Kuzey Amerika'da düzenlenecek kupa ile ilgili ritüeller konuşuluyor olacaktır;

Bekleyip göreceğiz...

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları