TRT kime hizmet ediyor?

2022.09.26 17:57 - Son Güncellenme: 2022.09.26 20:32
A

Kimin suçu var Amedspor-Bursaspor maçının TRT'den yayınlanamamasında?

Direkt TRT'nin;

Ne alaka Ömer Furkan Banaz, Alinur Aktaş'la, İbrahim Burkay!..

Kumanda onların değil, genel müdür Prof. Dr Mehmet Zahit Sobacı'nın elinde.

Eskiden Uludağ Üniversitesi'nde akademisyen idi kendisi.

Sonra geçici görevle TRT'ye genel müdürü olarak  atandı.

Niksar doğumlu olsa da; en azından çalıştığı kurum itibariyle Bursa ile bir aidiyet bağı var.

Var da; söz konusu Bursa olunca menfaatleri noktasında kendisini harekete geçirecek birisinin olması gerekiyor.

Yöneticilik de işte tam bu noktada işe yarar.

Yani karşı taraf daha harekete geçmeden atağa geçmek.

'Sayın müdürüm bu maç bizim ve şehrimiz için çok önemli. Lütfen ilgini esirgeme'.

Ama sen Bursaspor olarak gafil avlanıyorsun; alavere dalavere ile Amedspor maçı önce federasyon sitesinden, sonra da TRT yayınından kaldırıyor.

Kızmaca darılmaca yok; büyük bir siyasi lobi zaferidir söz konusu ambargo Diyarbakırlı Amedspor'un.

Osmanlı payitahtı Bursa'nın ise milletin TRT'sinde zerre kadar esamesinin okunmadığının resmi;

En önemlisi; iktidarın büyükşehir belediyeleri arasında tek kalesi konumundaki Bursa'nın da;  iktidarı, muhalifi tüm milletvekilleriyle sınıfta kaldığının ispatlı belgesidir.

'Hık, mık mı'?

Haydi oradan !...

Bursaspor bugün başkan Ömer Furkan Banaz'ın basın toplantısında söylediği o tarihi sözün tam ortasında yapayalnız ve terk edilmiş konumda durmakta.

'Kalabalık bir yalnızlıkla karşı karşıyayız'...

Bursaspor'un an itibariyle en çarpıcı profili bu sözler:

Tam isabet; dört dörtlük bir teşhis.

Ama bu yalnızlığın ortasında sadece bu şehrin milletvekilleri değil; sanayici, tüccarı, iş adamı, taraftarı, hatta medyası; anlayacağınız A'dan Z'ye herkes, hepimiz varız.

Zaman içinde kulübü kim yönetir bilemem; eğer Furkan başkan devam edecek olursa eğer;

2023 seçimlerinin arifesinde oy devşirme adına yeşil beyaz kaşkolları ile kulübün kapısını aşındıracak beyefendilerle, hanımefendilere randevu filan vermesin çok rica edeceğim.

Kendi milletvekillerin de dahil başkanım!..

Hepsi sınıfta kaldılar geçtikleri son sınavdan;

Hiçbirisi gerçek Bursasporlu değilmiş;

Anladım ki alayının Bursaspor umurlarında bile değil; sadece işlerine geldiğinde kullanacakları bir oyuncak sanki !...

TRT cephesinin çark edişi derinlemesine araştırmalıyız.

Hangi siyasi güç, ya da hangi siyasi erk bu maçın yayınlanmaması için devreye girdi de devletin kurumundan istediğini elde etti?

Bilmiyoruz, bilmek hakkımızdır!..

Acaba PKK paçavraları ekranda görünmesin,  atılan 'Bağımsız Kürdistan' sloganları duyulmasın diye olabilir mi?.

Böyle olsa bile; Bursa gibi bir Osmanlı payitahtı Diyarbakır'a nasıl tercih edilir; bunun açıklamasını mutlaka yapılmalı; öyle es geçmekle, geçiştirmekle olmaz.

Ömer Furkan Banaz başkana dünkü basın toplantısında soru sorma yerine, yukarıda yazdığım bilinmezliği genel müdürden öğrenerek, kamu oyuyla paylaşmasını istedim.

TRT Genel Müdürü sayın Mehmet Zahit Sobacı;

Mülki erkanla, milletvekillerimizi anlarım da;

O kurumda Bursalı titriyle oturan birisi olarak bir işe yarasaydınız o kadar iyi olacaktı ki?.

'Benim haberim yoktu' diyemezsiniz, deseniz de kimse inanmaz.

Önce yayınlama kararı alıp, ardından son dakikada başka bir karşılaşmayla değiştirmenin gereği neydi?

Sizden habersiz kurumuzda sinek uçamayacağına göre (!);

Bursasporlu bunun nedenini gerçekten öğrenmek istiyor;

TRT'yi sorgulamadan BTSO'nun başkanıyla, kulübü yönetenlere sallamak doğru değil.

Kumanda onların değil, TRT'nin elinde.

Çark etmenin nedenini önce en tepedeki itiraf etmeli,

Diğerleri için gereği nasılsa yapılır.

Ömer Furkan Banaz'ın açıklamalarından yönetmelik mevzuatlarıyla ilgili dersini iyi çalışmadığını gözlemledim.

Toplantıdan hemen sonra Futbol Federasyonu departmanlarında uzun yıllar çalışmış yakın bir dostum aradı.

Toplantıyı başından sonuna izlediğini söyledikten sonra 'Başkan yanlış bilgilendirilmiş. Şikayetleriyle ilgili açıklamalarının neredeyse hepsinin altı boş' dedi.

Sonra da Diyarbakır'daki olaylar sırasında nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili bazı çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Aktarıyorum.

'  Sahanın içine yabancı cisim yağarken neden anons yapılmadığından şikayetçi olması; yeni kuralları bilmediğini gösteriyor. Anons sistemi kalkalı neredeyse 5 yıl oldu!.

Anonsu hakem yaptırır, temsilci değil. Temsilci sahanın içinde gördüğü olayları rapor eder. Sonra konu Disiplin Kuruluna aktarılır. Gerekirse ceza verilir.

Maçı temsilci değil, hakem tatil eder.

Artık gözlemcinin ismi de temsilci oldu.

Böyle bir maça gidilirken hazırlıklı olunması gerekirdi.

Kaleciye ısınırken bıçak atılması çok feci bir durum. O anda 'bizim can güvenliğimiz yok. Oynamıyoruz' diye içeri girselerdi her şey çok farklı olurdu.

Olay vali, Emniyet Müdürü, Federasyon Başkanına kadar intikal ettirilirdi.

Blöf yaparak koridora yönelseler; belki de olayları başlamadan önlemek mümkün olabilecekti. 65. dakikadan sonra telefonla yapılacak aramanın hiç bir değeri olmaz.

Geç kalınmış bir eylem.

Bir diğer konu ise hakem. İkinci maçına çıkmış. Süper Lig'in oynanmadığı bir haftada böylesine önemli bir karşılaşma için daha iyi bir hakem istenir; 3 temsilci için de bastırılırdı. İbrahim Burkay'ın federasyon yönetim kurulunda bulunması Bursaspor için büyük bir şans. Onun üzerinden iyi bir hakem ve 3 temsilci atanması için  ısrarcı olmak gerekirdi. Kendisi bugünlerde işe yaramayacaksa ne zaman yarayacak?

Tabii bunların hepsinin maçtan önce federasyona iletilmesi gerekirdi. Sanırım tecrübesizlikten olacak ihmal edilmiş.'

Olayın bir de emniyet cephesi var.

Bursaspor maçlarında görev alan spor polisinin uygulamalarını iyi bilen birisi olarak; Diyarbakır'daki güvenliğin aşırı toleranslı davranışı doğrusu benim canımı çok sıktı.

Kürdistan paçavralarıyla yapılan PKK propagandası ile atılan bölücü 'Biji Kürdistan' sloganları sadece Bursa'nın değil, Türkiye'nin de gündemindeydi bugün.

Ortada büyük bir güvenlik ihmali söz konusu.

Bilmiyorum gereğini yerine getirirler mi?

Bir diğer önemli nokta; azılıktaki bölücülerin tribünlerdeki hadsizliğini tümüyle Amedspor camiasına fatura etme yanlışlığında ısrarcı olunması.

Sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla normal vatandaş büyük üzüntü içinde ve olan biteni asla tasvip etmiyorlar.

Diyarbakırlı kardeşlerimizi bizler de bu ülkenin öz evladı olarak kabul ediyor ve bağrımıza basıyoruz.

Yıllarca terör belasından çok çektiler.

Yeni yeni kendine gelmeye çalışıyor şehirle halk.

Söylemek istediğim eleştiri yaparken çok dikkat etmeli; kırıcı ve ötekileştirici bir üslup kullanmamalıyız.

Amedsporlular da bu ülkenin takımı olma konusunda ciddi iseler; tribünlere sızan bölücülere engel olmalı;

Bayrağımızla, marşımıza saygısızlık edenleri aralarında barındırmadan, kollarından tutup dışarı atmalıdırlar.

Yanlışta ısrar ederlerse; üstlerine yapışan 'terör örgütünün kulübü' yaftasını silemeden ömür boyu birlikte yaşarlar ki; tercih kendilerinin.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları