Tofaş'tan yaşama geri dönüş: 94-89

2023.03.27 07:51 - Son Güncellenme: 2023.03.27 07:51
A

Biraz hamaset kokan bir cümle olacak ama işin doğrusu böyle maalesef.

'Sen bugünleri görecek, camianla yaşarken, taraftarlarına da yaşatacak takım mıydın Tofaş.'

Gerçekten de öyle.

Kadronun temeli sezonun başında yanlış atılınca; şampiyonluklar görmüş koskoca camia son 9 maçının 8'ini kaybederek kendini bir anda düşme hattında buluverdi.

'Hedef play-off' derken yaşanan peş peşe hüsranların sonunda ve bu kez hiç umulmadık bir mecrada 'acaba küme kalabilir miyim?' hesapları yapılmaya başlandı.

Neler yanlış değildi ki Tofaş'ta?

Birincisi Yunanlı coach Dimitris Priftis.

İçeride kimse kalmamış gibi; takım ona emanet edildi.

Coach gönderildiği haftaya kadar oyuncularıyla bir türlü istenilen sinerjiyi yakalayamadı.

Getirdiği yabancı transferlerin çoğunun yetersiz çıkması tam bir fiyaskoydu.

Suleiman Braimoh, Cecil Williams, Deon Thomson bu yanlış hamlelerinin kilometre taşlarıydı.

Bir şey değişmeyince önce işe yaramayanlar, son tahlilde de Yunanlı caach Dimitris Priftis gönderildi.

Yanlıştan dönülüp eski coach Orhun Ene getirilse de; onun da zamana ihtiyacı vardı.

Kendi kurmadığı bir takıma hocalık yaparken, sıkıntıların en büyüğünü yaşayacaktı. Yeni süreçte de eskisi gibi peş peşe kaybedilen maçların tekrarını izlerdik Orhun Ene ile.

Son bir hamleyle gerçekleştirilen Milton Doyle ve Brady Manek hamlelerinin tutmasını beklemekten başka yapacak bir şey kalmamıştı Ene için.

Yeni düzenle çıkılan ilk maçta da Beşiktaş'a farklı yenilmekten kurtulamadı Tofaş.

Geçen hafta son topta ve son saniyede pisi pisine verilene Galatasaray NEF maçı moralleri de sıfırlayıverdi.

Ve nihayet bugün (dün) Fenerbahçe BEKO maçı.

Orhun Ene'nin elinin değdiği ilk maç olması itibariyle önem taşıyordu.

'Elinin değdiği ilk maç' ne demek mi açıklayalım.

Yerlisi, yabancısı ile bildiğimiz 'Orhun Ene sistemi' yle oynayan Tofaş demek.

Yani ölümüne savunma yapan, hücumda topu çok iyi paylaşırken; şut seçimlerinde de en doğru oyuncu üzerinden skor bulan.

Ribauntlara konsantre olarak, Fenerbahçe gibi bir takıma çember altında üstünlük sağlayan.

Nicedir aradığı ruhuna kavuşmanın coşkusuyla sezonun en etkili maçını oynayarak tribünleri tıka basa dolduran taraftarlarına 'ben bir yere gitmiyorum, buradayım, yeni başlıyoruz' dedirten bir Tofaş.

Bir de farkındalık yaratarak kendi alt yapısından yetişmiş bir oyuncuyu; maçın kahramanları içine yazdırmayı başarmak.

Madde madde sıraladığım bu faktörleri dün (bugün)kü maçta eksiksiz yerine getirince; eski günlerinden bir pasaj sunmuş oldu turkuaz yeşilli takım seyircilere.

Ne kadar rotasyon yaparsa yapsın, adı üstünde 'Fenerbahçe BEKO' olan bir basketbol devini kimsenin inkar edemeyeceği kadar üstün bir oyunla devirerek rüştünü yeniden kanıtlamış olması çok anlamlıydı.

Son 9 maçın 8'inin kaybedilmesiyle bu maça maç eksiğiyle sondan ikinci sırada başlayan Tofaş baştan sona üstün oynadığı karşılaşmayı sonlarda zora sokmuş olsa da; iyi bitirmesini bildi.

Orhun Ene kontenjan nedeniyle yeni transferi Milton Doyle'u kenarda oturturken 5. yabancı tercihini Litvanyalı şutör Arturas Milaknis için kullandı.

Maçın özellikle kısa rotasyonunda görevlendirilen Tyler Ennis ve Rob Gray'in  mükemmel performanslarıyla kazanılması önemli bir detaydı. Bu ikiliye back up olarak kenardan gelen Berk Uğurlu'da yeteri kadar katkıda bulundu.

Gray ve Ennis ile topu yönlendiren Tofaş, Fenerbahçe'nin ön alandaki baskısını bu oyuncularla kırdıktan sonra oyun sete dönüşünce de yine bu ikili ile top paylaşımında çok doğru seçimler yaptı.

İki oyuncu boş ve eli sıcak oyuncuları buldukları gibi, kendileri de yüzdeli atışlarla cezayı kestiler.

Gray cross overler üzerinden çembere atak ederek bitirirken, Tyler Ennis'de sezon kariyerinin en iyi maçında her pozisyonu skora dönüştürerek Fenerbahçe'nin hesapta olmayan baş belası gibiydi.

Kısaların tempo ve çabukluk kazandırdığı Tofaş 4 çeyrekte de momentumu elinde bulunduran takım oldu.

4 numaradan ve yüksek posttan Manek yüzdeli sokamasa da; bu açığını savunma performansı ve blok katkısıyla kapatmasını bildi.

Boubakar Toure 5 faulle kenara, teknik faulle sahanın dışına çıkana kadar kapasitesini zorlayan bir görüntü çizdi. Topu yere vurmadan çembere yönelmeyi düşünmemesi fundamental zaafı olarak önünde durmakta. Bu alışkanlığından vazgeçemediği bu maçta da kaptırdığı ve kaçırdığı toplarla eleştirilen isim oldu yine.

Maçın x faktörü olarak tartışmasız iki kısayı yazacak olsam da; izninizle Ege Demir çok ekstra oyunuyla Ennis'le ve Gray'in önünde rol çaldığı için bu özellikli statüye kendisine armağan etmek istiyorum.

Ege Demir için (Ezekiel) kulübün ne büyük  fedakarlıklarda bulunduğunu en iyi bilenlerdenim.

Türk statüsünde oynayabilmesi için 2 yıl gece gündüz çalışıldı; ' bu adamdan bir şey olmaz' diyebilecekleri yerde; ısrar ve inatla kendisini kazanmak için tüm olanaklar seferber edildi.

Yanı sıra kulübün bireysel gelişim antrenörü Samir Seleskovic özel çalışmalarla eksiklerinin giderilmesi için yoğun mesai harcadı. Gelişsin diye pilot takım Akran Gemlik'de kendisine fırsat yaratıldı.

Sonunda kemik yaşı tam olarak bilinmese de; kafa kağıdında 18 yazan bir pivotun; devşirme de olsa üzerinde durulunca basketbolcu olabileceğinin izlerini gördük Fenerbahçe maçında. Orhun Ene'nin kendisine tanıdığı şansı çok iyi kullanan Ege Demir 5 faul alıp çıkana kadar ribaunt, blok ve sayılarıyla maçın içinde hissettirdi kendisini.

Tofaş şahane savunması ve hücum performansıyla bir ara 20'ye kadar çıkan farkı; girmeyen erken atışlar ve gereksiz paniklemenin sonunda yaptığı top kayıplarıyla Fenerbahçe'yi maça ortak olacak kadar eritmiş olsa da; asla geri adım atmayarak kendisine hayat öpücüğü kadar değerli bir galibiyetle taçlandırdı.

Fenerbahçe BEKO Euroleague'deki çift maç haftası nedeniyle rotasyon yaparak çıktığı maçta süper atlet uzunu Jonathan Motley ile çabuk ve skorer kısası Carsen Edwarsl'la oyuna tutunmaya çalıştı. Motley'in bir kısa çabukluğuyla pozisyonları oynaması çok enteresandı. Atletizmiyle de çember altında herkesi ezip geçecek kadar etkili bir oyun çıkardı. 

Galatasaray NEF maçından sonra dün de Fenerbahçe BEKO karşılaşmasında tribünler tamamen doldu.
Ben bunu Tofaş taraftarının takımının Orhun Ene ile başlayan ikinci dönemine duyduğu güveninin bir sonucu şeklinde değerlendiriyorum.

Handikapları; takımı motive etme yönünde yetersiz kalmaları.

Islıklarla, alkışlara değil, farklı ve değişik tezahüratlara ihtiyacı var parkedeki oyuncunun.

Yani bir an önce 'seyirci' modundan taraftarlığa evrilmek gerekiyor.

Sonra 'işlem tamam' dır.

Öne çıkanlar...

TOFAŞ: Rob Gray 26 sayı, 8 ribaund, Brady Manek 12 sayı, 3 ribaund, Tyler Ennis 18 sayı, 6 ribaund, 2 asist

Fenerbahçe BEKO: Carsen Edwards 24 sayı, 5 ribaund, 5 asist, Johnathan Motley 32 sayı, 10 ribaund

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları