Tofaş sıkıntılı günler geçiriyor

2023.03.13 17:39 - Son Güncellenme: 2023.03.13 17:39
A

Aşağıdaki saptamayı yapabilmek için; konunun uzmanı olmaya gerek yok.

Basketbolda bir coachun yaşayabileceği en büyük sıkıntı; kendi kurmadığı bir takımla çalışma zorunda bırakılmasıdır.

Tofaş'ta ikinci dönemine başlayan Orhun Ene; an itibariyle bu sorunu en yoğun bir şekilde yaşayan isim konumunda.

Türkiye Kupası ve Süper Lig play-off finalistliği yaşamanın üzerine 'acaba kümede kalabilir miyiz' hesaplarına evrilmiş bir antrenör olma konumuna düşmek ölümden beter bir yaşam gerçeği olsa gerek Ene için.

Yeniden başlarken daha iyimser şeyler düşündüğünü (!) tahmin ediyorum.

Ne var ki o iyimserliği bir karabasana dönüşmüş durumda hocanın.

Teslim aldığı enkaz; öyle bir kaç hamleyle kaldırılamayacak kadar büyük çünkü.

İşte böylesine kariyer sahibi bir hoca şimdi içine hiç sinmese de; Yunanlı coach Dimitris Priftis'in yanlış hamleleriyle enkaza dönüşen Tofaş'ı acilen içinde bulunduğu zor süreçten düzlüğe çıkartmak zorunda.

Şimdi gel de 'nereden nereye?' diye sorma.

Sen zamanında 10 maç üst üste kazanarak kulüp rekorunu kır;

Ayni sezon içinde hem Türkiye Kupası finali, hem de Süper Lig play-off finali oyna;

Pandemi nedeniyle iptal edilen Eurocup'da çeyrek final gör;

Sonra da 'acaba düşme potasından çıkabilir miyiz? hesaplarının içine gömül.

Ene gibi bir kariyerin hiç alışkın olmadığı bir serüvenin kısa özetiydi anlatmaya çalıştığım.

Zaman kısaldığı için kaybedilen maçların da telafisi yok. Çünkü takımın genel durumu tahmin edilenin de ötesinde kötü, şampiyonluklar yaşayıp, finaller oynamış Tofaş puan cetvelinde 7 galibiyetle ligin düşme adaylarından birisi.

Yunanlı coach Dimitris Priftis'tin yerine bir süre önce göreve getirilen Orhun Ene; başarılarla taçlandırıldığı eski günlerinin ardından, an itibariyle hiç alışkın olmadığı bir süreci salimen tamamlamaya çabalıyor.

Bu duruma nasıl düşüldü? derseniz;

Sağa sola sataşarak farklı mazeretler aramaya gerek yok.

İsterseniz özetleyeyim.

Orhun Ene ile yaşanılan 5,5 yıllık istikrarlı sürece, anlaşılmaz bir şekilde küçültülen bütçe ile son verilmesi!..

'Ucuz etin yahnisi yavan olunca' takımın son iki sezondur patinaj yapmaya başlaması.

Hakan Demir ve Ahmet Çakı dönemlerinde bu patinaj çok belirgin bir şekilde kendisini hissettirdi.

Yabancıların kalitesiyle orantılı olarak takıma katkıları düştü;

Sonuç; iki sezondur eski günlerini arayan bir Tofaş.

Avrupa Kupalarında yaşanılan hüsranın yanı sıra, ligde play-offa bile giremeyen bir takım görüntüsü.

Tabii insan bu noktada 'bu kadar yanlış ve hatalı transferler peş peşe nasıl yapılır' diye kendi kendine sormadan edemiyor.

Gerçekten de öyle.

Boyunun uzunluğu dışında(!) bir 5 numarada gerekli kriterlerin çok uzağında kalan Boubacar Toure.

Katkı alınamadığı için gelmeleriyle, göndermeleri bir olan Suleıman Braimoh, Celil Williams'la, Deon Thompson;

Arada yaşanan ekstra ayrılıklarla, sakatlıklar.

( Çok talihsiz bir şekilde aşil tandonundan sakatlanan genç yetenek Mustafa Kurtuldum'la, özel sorunları nedeniyle ülkesine dönen yetenekli şutör forvet Khyri Thomas)

Toplamını konuşacak olursak; Yunanlı coachun yönlendirmesiyle kadroya katılanların amiyane söylemle 'boş oyuncu' çıkmaları.

Tabii bunlara ilave olarak bir öncesi sezonun yanlışları unutulmadan, üstüne yeni sezon hamlelerinin eklenmesiyle yerle yeksan olan bütçe.

Tofaş'ı kurulduğu günden bu yana izleyen bir gazeteci olarak hiç bu kadar yanlış seçimler yapmamıştı kulüp, hiç bu kadar kariyerlerinin üzeri soru işaretleri ile dolu oyuncular peş peşe getirilmemişti.

Sonucu ortada;

Tofaş; toplam 9 takımın hem düşme korkusu yaşadığı, hem de play-off umudu taşıdığı bir gayya kuyusunda durumu en zor olanlardan birisi.

Bu hafta Galatasaray NEF ile Bursa'da oynanacak karşılaşmanın kaybedilmesi halinde işler iyice zora girecek.

Şaka gibi gelecek belki ama 'Tofaş düşüyor mu yoksa?' dedirtecek!..

Geride kalan cumartesi günü Beşiktaş Emlakjet maçını işte bu bilgilendirmenin ışığında endişeli gözlerle izledim.

Yapılan iki nokta transfer Milton Doyle ile Brady Manek 'tam isabet' gibi görünse de; takımda kimya kalmadığı için üçüncü çeyrek berbat bir oyunun sonrasında kendini toparlayamayıp son sıradaki rakibine farklı kaybetti.

Yenilgide böylesine profesyonel seviyedeki oyunculara hiç yakışmayan 18 top kaybı birinci neden gibi görünse de;  bana göre maç kadroda gerçek bir 5 numarası olmadığı için Orhun Ene gibi bir coachun maçın büyük bölümünü pivotsuz oynama zorunda kalmasından kaybedildi.

Hücum performansı yerlerde sürünen Boubacar Toure'yi yanında oturtup; bu pozisyonda gerçek yeri 4 numara olan Berke Büyüktuncer'e şans verdi.

Sadece kağıt üzerinde uzuna sahip olmak bir coach için, hele hele Orhun Ene gibi birisinin kolay kabullenebileceği bir basketbol gerçeği değildir.

Galatasaray NEF maçı camia için köprüden önce son çıkış olabilir.

Yeni bir hamle şansı daha bulabilse, Orhun hocanın bir 5 numara isteyeceğine inanıyorum.

Ama bu takviye için ne zaman kaldı, ne oyuncu, ne de kulübün bütçesinde para.

 

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları