Tofaş'a küçük bir hatırlatma: '9 Ocak salı gününüz, 1997'nin 3 Nisan Perşembesine benzemesin'

2024.01.05 18:13 - Son Güncellenme: 2024.01.06 08:42
A

Başlık biraz değil, oldukça uzun geldi değil mi?

Uğraşıp, didinsem de, daha fazla kısaltmakla sizlere ne demek istediğimi anlatamayacaktım!

Onun için böyle olsun istedim.

Bir kereliğine; sanki bir yazı paragrafıymış gibi başlığı okumanızı istirham ediyorum.

Birazdan anlatacaklarımı okuyunca; neden böyle bir seçeneğe mecbur kaldığımı sanırım daha iyi anlayacaksınız.

Konumuzun içeriği basketbol, Tofaş; Onların Şampiyonlar Ligi play-in ilk maçı ile bu maçın salı günü Bursa'da oynanacak rövanşı üzerine kurgulu.

Haberi olmayanlar için hatırlatma yaparak devam edelim.

Temsilcimiz 2 Ocak 2024 Salı günü Selanik'te Yunanlı rakibi PAOK  mateco ile oynadığı ilk maçta rakibini adeta denize dökerek 95-63 devirdi ve rövanş için eline büyük bir avantaj geçirdi.

Takım halinde olağanüstü oynayan, yanı sıra olağanüstü savunma yaparken, hücumda da neredeyse her attığı şutu sokarak rakibinin gardını düşüren temsilcimiz farkı bir ara 39 sayıya çıkararak PAOK'a geri dönüş için en küçük bir açık kapı bırakmadı.

Şimdi bu maçın rövanşı 9 Ocak 2023 Salı akşamı Nilüfer'deki Tofaş Spor Salonu'nda saat 20.00'de onanacak.

Play-in etabında oynanan maçlarda sayı avantajı yok.

Yani;

İlk maçı 32 sayı farkla kazanan Tofaş rövanşta farz edelim rakibine 31 sayı farkla yenilse de son 16 turuna kalamıyor.

Turu geçecek takımın belirlenmesi üçüncü maça taşınıyor.

Özetlersek;

İşi Bursa'da bitiremezse tekrar Yunanistan'a ve Selanik'e bir yolculuk daha yapmak zorunda kalacak.

 Tofaş BCL grup maçlarında ilk ikiye giremeyince; şampiyonanın bundan sonraki aşamalarında sahasında oynama avantajını da elinden kaçırmış oldu. 

Onun için;

Salı günü ne yapıp edip bir kez daha kazanmaya mecbur Tofaş.

İlk maçta rakip önemli oyuncularının sakatlıkları nedeniyle eksik oynamak zorunda kalmıştı;

Şimdi sakatlarını bu maça yetiştirmeye çalışacak.

Bursa cephesine gelince;

Marcus Denmon transferiyle 1 ve 2 numaralarına önemli bir skor opsiyonu takviyesi yapan ev sahibi Tofaş deplasman galibiyetiyle moralli ve daha iyi durumda gözükse de; böylesi maçların kesin favori olmuyor!..

Tersine çok dikkatli oynamaya çalışarak,

Mümkün olduğunca az hata yaparak,

Ve ' ilk maçta farklı yendik, şimdi nasılsa yeneriz' rehavetiyle gevşemeyip dimdik durması gerekiyor.

Yoksa öyle bir tokat yersiniz ki; sesi Selanik'te yankılanır!

İşte yazıma 'Tofaş'a küçük bir hatırlatma; 9 Ocak gününüz 1997'in 3 Nisan kara perşembesine dönüşmesin' başlığını atmamın nedeni buydu.

Zaman yolculuğundaki maceramıza başlayalım mı artık.

Tofaş bundan 27 yıl önce Koraç Kupası finalinde Selanik'in bir başka takımı Aris'le eşleşmiş.

İlk maçı deplasmanda fanatik Yunanlı seyircilerin tezahüratlarıyla cehenneme dönüştürdüğü salonunun dayanılması zor atmosferine göğüs gererek 77-66 kazanmış;

Böylece şampiyonluk kupasını Bursa'da havaya kaldırmak için 3 Nisan 1997 perşembe gününü beklemeye başlamıştı.

O maçtan bir önce A Milli Futbol Takımımız Avrupa Şampiyonası grup elemeleri maçında Hollanda'Bursa Atatürk Stadı'nda 1-0 yenince; şehirle Tofaş'ı umutları bir anda katlanıverdi.

Futbolda kazanılan milli zaferin, bir gün sonra yine Bursa'da ve bu kez basketbolda Tofaş'la pekiştirileceği  inancıyla emektar Atatürk Spor Salonu'nun tribünleri  çok erken saatlerde tıklım tıklım doluvermişti.

Coşku müthişti.

Daha müthiş olanı; tezahüratların kumanda merkezi Teksas tribününün görselliğe zirve yaptıran koreografileriydi.

Neredeyse bütün amigolar o gün maça gelmişlerdi.

Ponpon kızlar şov yapıyor, takım parkeye salon ışıkları söndürülüp, isimleri tek tek anons edildikten sonra çıkıyorlardı.

Her şey, her kes hazırdı, seyirci, medya, protokol de.

Tofaş üst yönetimi de bu maçta takımını yalnız bırakmayarak İstanbul'dan Bursa'ya gelmişti.

O maçı heyecandan yerinde duramayan bir gazeteci kimliğiyle izlemiştim.

Kazanarak Koraç Şampiyonu olacak, Bursa ve Tofaş'ın ismini Efes Pilsen'den sonra Türkiye ve Avrupa'ya duyuracaktık.

Maçla birlikte şanssızlıklar da başladı. Bir önceki karşılaşmada zatürree teşhisi konulan takımın önemli oyuncusu pivot Rashard Griffith serum yiyerek çıktığı maçta bitkinlikten yürümeyecek kadar halsiz görünüyordu.

Üstelik maçın yıldızı ABD'li pivot Charles Shackleford'un yakın savunması altında oynamaya çalışınca iyice çaptan düşecekti.

Sonra hiç beklenmedik bir şekilde takımın Bosnalı power forveti Samir Avdic ayağını burkarak kenara geldi.

Sakatlığı ciddiydi, bir daha da oyuna giremedi.

Bu iki şansız gelişmeyle takımın morali sıfıra inmiş, oyundan üçüncü çeyrek itibarıyla iyice düşülmüştü.

Şutlar girmiyor, ribaunt alamıyorduk. Griffith hasta hasta oynayınca Shackleford tek başına çember altını domine etmeye başladı.

İçeri giremeyince hep dış atışlara mecbur kaldı Tofaş.

Ne var ki karavana atarak çemberi dövüyorlardı.

Sadece ABD'li Shackleford değil, Kübalı Ortiz, İtalyan Mario Boni, Stavrakopoulos, Angelidis, Floros, Nahar, Cholopoulos voltranın halkalarını tamamlayınca; eksik kalarak maça moralsiz devam eden Tofaş'ın direnci iyice kırılıverdi.

Son çeyrek şampiyonluğun gidiyor olmasının tepkisiyle salonda olaylar çıkacaktı.

Seyirci kontrolünü kaybetmiş bir şekilde sahanın içine çakmak, para, bayrak sopaları yağdırıyordu. 

O hengamede İsrailli baş hakem Reuvan Virovnic'in kaşı atılan bir bozuk para ile açılınca; salon boşaltılarak maç tamamlanabildi.

Tofaş evinde sadece maçı değil, kupayı da kaybetmişti. (70-88)

Maçın sonunda Koraç Kupası Arisli oyuncuların elinde yükselirken; Tofaşlı oyuncular göz yaşları içinde soyunma odasına dönüyordu.

Eski arşivleri karıştırarak sizlere böyle bir yazı yazmak istemezdim.

Ne var ki ülke Yunanistan, şehir Selanik, rakip de yine Selanik'ten birisi olunca dejavu yaparak;

Tofaş'ın BCL'nin play-inin de PAOK'la oynayacağı rövanş maçında çok dikkatli olması gerektiğine vurgu yapmak istedim.

Yaşayarak gördüğümüz için altını çizmek istiyorum:

Selanik Bursa'ya pek yaramıyor!

Selanik'in basketbol takımları da!

Tofaş salı gününü yeni bir zafere dönüştürmeli ki; benim ve benim gibilere bir daha 'kara perşembe' benzeri yazılara atıfta bulunmak kalmasın!

NOT: Aynı gün Efes Pilsen o günkü adıyla Basketbol Şampiyonlar Ligi'nde evinde Fransız ASVEL'e yenilerek elenmiş, basketbolda ayni gün peş peşe gelen bu iki yenilgi gazete manşetlerine 'Basketbolun kara perşembesi' şeklinde yansımıştı.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları