Terslik İstiklal marşıyla başladı, yenilen golle bitti

2023.01.23 17:45 - Son Güncellenme: 2023.01.23 17:47
A

Önce İstiklal Marşı'nı çalamadı stadyumun ses düzeneği HES Afyonspor maçının seremonisinde.

Arıza düzeltilemeyince bütün stat hep birlikte okudu marşımızı.

'Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al  sancak'ı bile yayına veremiyorsun; maç artık ne olur düşünmek bile istemiyorum.

Zaten düşünsek ne olacaktı ki?

Düdük çaldı, anında çile, sıkıntı bastı hepimizi.

Yani basın tribününde yan yana oturan beni, Cemal'le (Ekentok), İsmail hocayı (Kemankaş).

Taraftarlarının 'alemin kralı' geliyor sloganlarıyla sahaya buyur ettiği Bursaspor sandık ki bu uzun arada kendini geliştirerek ikinci yarıya hazırlanmış.

Tamam tahta kapalıydı, transfer yapılamadı da, hiç olmazsa şöyle biraz futbola benzeyen bir şey oynayabilseydiler (!) yine gam yemeyecektik.

Oyun başladı başlamasına da; Bursaspor ayni yerde öylece duruyor.

'Pas yapalım, topu tutalım, kanatları kullanalım, kaleye şut çekelim' değil mi?

Adı üstünde futbol maçı oynanıyor, sıfatına yakışan bir iki hareket gösterin be arkadaş.

Bıraktıkları yerde kalmış hepsi de.

Sadece çalışmışlar, ne var ki gelişememişler!

Maçın akışı içinde topa sahip olamayan bir takımın maç kazanması mümkün değildir.

Hiç topu tutamadık zaten, meşin yuvarlak sürekli rakipte kaldı.

İki üç pası bir araya getiremeyince de organize olamadık.

Gol nasıl gelecek o zaman ?.

Özer Hurmacı sakatlanınca, takımım tek ağası olarak sahaya çıkan Enver Cenk Şahin'in ölü topları kullanmadaki becerisiyle.

Öyle de oldu;

İkinci yarıda kazanılan faulün kaleye ortalamasıyla meydana gelen karambolde boşta kalan topu iyi değerlendiren Furkan Emre Ünver'in vuruşuyla 1-0 öne geçti Bursaspor.

Sevinip, heyecanlansak ta yine de umutlarımız diken üstünde.

'Ya şimdi beleşe bir gol yersek, ya bu skoru koruyamazsak'  diye sürekli kendi aramızda tartışıyoruz.

Çocuklar cansiperane koşuyor olsalar da; bu koşmayı enerjiden icraata dönüştüremezsen bir işe yaramaz ki?

Rakip orta şekerli, biz pozisyon hazırlıyoruz ayaklarına.

Ya hücuma çıkarken top kaptırdık, ya da pas hataları yaparak Afyon'a kaymak tadında fırsatlar sunduk.

'Topu tutalım bizde kalsın' diye kendimizi yırtarken; son dakikalarda İsmail Ertekin hoca; takımın topla alışverişi en iyi adamı Enver Cenk Şahin'i kenara almaz mı?

Yorulup tükense de maçın bitmesine kalmış 5-6 dakika. 

Son nefesini vermedikçe böyle bir karar alınamazdı, alınmamalıydı.

Resmen ayağımıza kurşun sıktık.

Sonra 6 dakikalık uzatma dakikaları başladı.

Rakip 'ya herru, ya merru' mantığıyla ve uzun toplarla şişirdikçe; bizim çömezler ayağına geleni dan dun ileriye vurmakta.

Tamam Enver Cenk Şahin çıktı da, siz de silkinip biraz aranızda pas yapıp, topun Bursaspor'a kalmasını sağlayın.

'Vermeyince Mabut, neylesin Sultan Mahmut' hesabı.

Bir türlü o topun biz de kalmasını sağlayamadı çocuklar.

Şaşkın, ürkek oynadılar uzatmaları,adeta  hiç birisi kendinde değildi.

Dağlara taşlara vura vura tüketmeye çalıştığımız o zaman diliminin son saniyelerinde yüklenen Afyon;  İlke Tankul ile kendisine hayat öpücüğü gibi gelen golünü atınca, stadyumdakilerin dünya adeta başlarına yıkılıverdi.

Tabii bizim de..

Yenilmezdi, yenilmemeliydi o gol; çok beleş oldu.

Nadiren ileri çıkmışsın, sol çaprazda bire bir yakaladığın savunmaya çalım atmayı düşüneceğine; git korner direğinin oraya oyalandığın kadar oyalan.

Dikkat ettiniz değil mi yazımın içinde Enver Cenk Şahin dışında kimsenin ismini geçirmedim!.

Allahtan bir de kaleci Deniz Aydın vardı da, fark yemekten kurtulduk.

Saydığım kadarıyla gol olabilecek net 8 şutta fedakarca kurtarışlar yaparak maçın erkenden kopmasının önüne geçti.

Bir de genel istek üzerine (!) yeniden kadroya dahil edilen Çağatay Yılmaz'ı anlatalım.

İlk yarıda kaleciden dönen plasesi dışında sahada hiç bir varlık gösteremedi.

 Adam geçmeleri yarım kaldı, nefessiz ve güçsüz bir görüntü verdi.

Ben yine de bu yarım yamalak kadroya, kendisini biraz daha iyi hazırlayabilirse katkısının olacağına inanıyorum.

Saha içi boyutu böyleydi; ama bir de tribün boyutu vardı maçın.

Kendi evimizde bize reva görülen rakip taraftar terbiyesizlikleri artık kanıma dokunmaya başladı.

Küfür, hakaret, tehdit ne isterseniz vardı cumartesi günü konuk Afyon tribününde.

Utanmadan, sıkılmadan, ahlaksızca ve hayasızca saydırdılar Bursa'nın kutsallarına.

Boşuna dememiş büyüklerimiz ' kurt kocayınca köpeğin maskarası olur' diye...

Sadece takım değil, itibarımız da küme düştü ne yazık ki.

Sonuç olarak;

Takviye yapılamayacağına göre; bu çocukları kabullenip, desteklemekten başka çaremiz yok.

Çünkü kapasiteleri bu kadar, fazlası beklenemez.

Orta hakem Yunus Emre Çakar'la yardımcılarının iyi niyeti de sorgulanmalıdır.

6 dakika uzattığı maçı 2 dakika daha ilave ederek 8 dakikada bitirmesi, sonunda beraberlik golünü getirdi.

Saati durmadıysa (!); kabullenmekten başka bir şey gelmiyor insanın elinden.

Ofsayt değerlendirmeleriyle, gösteremediği sarı ve kırmızı kartlar da tartışmaya açıktı.

'Özel görevlendiriliyorlar' demek ağır bir ifade olacak.

Bursaspor sahada gereği gibi mücadele veremeyince; hakemlerin  çaldığı her düdük ister istemez aleyhimize olarak tartışılmaya başlanıyor.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları