Sultanların şampiyonluğuna bir maç kaldı...

2023.07.16 19:09 - Son Güncellenme: 2023.07.16 19:10
A

Kadın voleybolunda ülke olarak düne kadar dünyanın en iyilerinden birisiydik.

Bugün itibariyle ise 'en iyisiyiz'

Filenin Sultanları FIVB Milletler Ligi 8'li etabında İtalya ve ev sahibi ABD'ye karşı üst üste öyle iki şahane maç çıkardı ki; bu saatten sonra söz konusu yakıştırmanın alında buzağı arayanların iyi niyetinden şüphe ederim!.

Ekranlarda dönen o reklam çıngılını çok seviyorum.

Türkiye 'bir voleybol ülkesi' gerçekten de.

Hem kadınıyla, hem erkeğiyle; hem de ful aksesuar olarak.

Alt yapılardan başlayarak adım, adım ilerledik bu günlere gelebilmek için.

Mehmet Akif Üstündağ başkanlığındaki Voleybol Federasyonu her kategoride çok ciddi hamlelerle başarının yollarını ördü;

Yeni salonlar inşa edildi, voleybol lisesi kurularak hem sporcuya, hem eğitime yatırım yapıldı.

Ekonominin en zor günlerinde sponsorları bu spora ikna edebilmek ise bana göre kazanılmış en büyük başarı idi.

Beyaz eşya devi Vestel'le, bir kadın hijyen firması  yıllardır Sultanlar Ligi'nin ana sponsorları;

Kadınlarımız kazanıp dereceler elde ettikçe; verdiklerini misliyle geri almaya başladılar ki; bu sayede tanıtımın en kralını, en karlısını yapıyorlar.

Bir yerlere kadar gelip tıkanmadık.

Yenile yenile önce yenilmemeyi;

Sonra da hep kazanmayı öğrenip, bunu alışkanlık haline getirdik.

Alt yapısı, kadını, erkeği ile Türkiye voleybolda en saygın ve hatırı sayılır ülkelerden birisi kabul ediliyor dünyada artık.

Sözün özü bu sporun 'çantada kekliği' değil; en dişlilerinden birisiyiz.

Yendiğimiz son iki rakip; kadınlar sıralamasının en üstünde ve erişilmez noktalardaydı.

Yıldız oyuncuları Paola Egonu ile oynamış olsaydı; İtalya bize karşı bilemediğiz bir set alırdı;

'O yoktu' diye yenilmediler ki!.

Sultanlar top yekun kusursuz ve organize bir şekilde oynayınca; yapacakları bir şey kalmadı.

Bloklara boğup; hücum performansımızla imha ederken ellerini yukarıya kaldıracak takatleri kalmadı gök mavili kadınların.

Sonra sıra voleybol dünyasının sonucunu merakla beklediği ABD maçına geldi.

Bizim kadınların skordan tereddüdü olmasa da; asıl kariyerinde kazanılmamış şampiyonluk, kazanılmamış madalya ile kupa bırakmayan duayen coach Karch Kiraly ile öğrencileri ne yapacaktı; herkes onu merak ediyordu.

Seyirci, salon avantajı, şampiyonluklar da bir işe yaramadı.

Bir başladık, pir bitirdik.

Üçüncü sette girdiğimiz küçük türbülanstan yeniden irtifa kazanarak çıkabilsek bu maçta 3-0 bitiyordu, kazandıkları tek set tesellileri oldu.

Giovanni Guidetti ile rakipleri arasındaki referansı kapatan Türkiye, bir başka İtalyan Daniele Santarelli ile daha da ivmelenip, dünya sıralamasının ikinci basamağına kadar çıktı.

Gözümüz şimdi en yükseğinde, yani birincilikte.

İtalya maçını da, ABD maçını da hücum ve savunma ağırlıklı performansımızla kazanmasını bildik.

Çok iyi blok tuttuk; her pozisyondan skor bulurken, geride de dublaja mükemmel yerleşerek olmayacak topları çıkartarak hücuma dönüştürdük.

Ebrar ve Vargas ABD önünde sadece hücumda değil, savunmada da kusursuz oynayarak, galibiyete büyük katkı yaptılar.

Zehra Güneş'le Eda Erdem Dündar bloklarıyla file üstünü geçilmez kılarken; ortadan da çok net hücumlar bularak skor ürettiler.

Pasörümüz Elif Şahin'in git geller yaşadığı dakikaları; yerine giren Cansuz Özbay domine etti.

Derya Cebecioğlu'nun 4 numaradaki kusursuz oyununda, köşelerin alternatifleri Hande Baladın'la Saliha Şahin'e iş düşmedi.

Liberomuz Gizem Örge; bu pozisyonun değişmez ismi Simge Aköz'ü hiç aratmayan bir turnuva çıkartmakta.

İyi düşünen, çabuk karar veren, hücum kadar savunmayı da en üst seviyede ve ayni verimlilikle oynayabilen kusursuz bir takıma dönüşmüş durumda Sultanlarımız.

Enerjimiz olabildiğince yüksek, adata kabımıza sığmıyoruz.

Her oyuncumuzun başarılarda katkısı büyük olsa da;

Vargas ile Ebrar diğer arkadaşlarından daha potansiyelli ve kreatif oyuncular.

Vargas'ın atletizmini anlatabilmeye kelimeler kifayetsiz kalıyor.

Yer çekimine meydan okurcasına yükseldikten sonra; yaradana sığınarak vurduğu kurşun hızındaki smaçları bloklayabilmek de, geride dublajdan çıkartabilmek de  o kadar zor ki.

Ebrar'da diğer köşeden kendisine eşlik etmeye başladığında; rakiplere yapabilecekleri fazla bir şey kalmıyor.

Yarın sabaha karşı 01.30'da şampiyonluk için fileye yükseleceğimiz Çin eski gücünün uzağında.

Kadrolarında Zhu Ting kalibresinde (eski Vakıfbanklı pasör çaprazı)hücumcu olmadığı için; oyuna mümkün olabildiğince tempo yaptırarak, sonuca ortadan hücumlarla gitmeye çalışıyorlar.

Öne çıkabilen bir smaçörlerini görmedim; sadece dublaj savunmasında başarılılar.

Bu da kısa boylu takım olmalarının bir gereği.

Topu yere düşürmeden oyunda tutabildikleri sürece bize direnebilirler diye düşünüyorum.

Sonuç mu?;

İtalya, ABD maçlarının yarısı kadar oynayabilirsek 3-0 kazanıp, şampiyon oluruz...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları