Şampiyonuz, en büyüğüz, biz Türkiye'yiz... 

2023.09.04 07:42 - Son Güncellenme: 2023.09.04 07:45
A

Gecenin yarısını biraz gece yazmaya başladığım bu satırlarda kusura bakmayın duygularıma hakim olamıyorum. 

Öylesine sevinçli, öylesine gururluyum ki şu an kelimelerle anlatamam. 

Sadece ben mi? 

Bütün Türkiye; voleyboldan anlasın, anlamasın kim varsa her kes önce soluklarını tutarak, sonra da göz yaşlarına boğularak izledi Türkiye ile Sırbistan arasındaki şampiyonluk maçını. 

Cumhuriyetimizin 100. yılında kadınlarımız ulu önder Atatürk'ün 10. yıl nutkunda altını çizdiği gibi; 'muasır medeniyetler seviyesinin zirvesini' önce voleybolla yakaladı. 

Temmuz'da VNL (FIVB Kadınlar Voleybol Milletler Ligi)'de, Eylül'de de CEV Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası'nda şampiyon olarak Türkiye'ye çifte mutluluk yaşattı Sultanlarımız. 

Sırada ay sonunda Japonya'da oynanacak 2024 Paris Olimpiyatları için yapılacak baraj maçları var. 

Hiç kuşkum yok ki; kadınlarımız burada da başarılarını sürdürerek Paris bileti ceplerine koyacaklardır. 

'Trible double' yapmaya o kadar yakın ki kadınlarımız; artık onların zirve yarışı bize normal sonuç gibi gelmeye başladı!

Sonuç olarak; 

Yaz sıcağında peş peşe gelen iki şampiyonlukla Türk voleybolu kadınlar kategorisinde dünyanın zirvesinde ve tartışmasız en iyisi açık ara. 

Hiç kuşkunuz olmasın; olimpiyatlarda da kürsünün en üst basamağında yerimizi alırız, kuşkunuz olmasın. 

Dün gece Atanın kızları tarih yazdı, yazmaya da devam edecek.  

Sırbistan'la oynadığımız final maçı beklendiği gibi çok çekişmeli ve heyecanlı geçti. 

İki takımın da kendilerine psikolojik avantaj sağlayacak seriler yakalayamadığı maçta; iki büyük dünya starı Melissa Vargas ile Tijana Boskovic'in düellosuna tanıklık ettik. 

Sırbistan Boskovic'le sonuna kadar asılırken; Türkiye 'Vargas hava yolları' lakabıyla dünyaya ismini ezberleten Melissa Vargas'la maçı domine ediyordu. 

İki takımın oyuncuları çok motive, çok istekli, çok inançlıydı. 

Ama Vargas'la, Boskovic bir başka büyüktü; olağanüstü performanslarıyla adeta nefeslerin tutulmasına neden oldular. 

Sonunda maçın en büyüğü; tam 41 sayı üreterek Türkiye'nin şampiyonluğunda çok önemli paya sahip Melissa Vargas'ın oldu.  

Vargas ayni zamanda 41 sayı ile kariyer rekoru kırarken; yanından bile geçilmesi çok zor bir başarının da sahibi oluyordu. 

Vargas bu başarısıyla maçın bitiminde finalin 'en değerli oyuncusu' MVP' olarak ödüllendirildi. 

Maç mı ? 

Beklendiği gibi harika bir atmosferde ve başından sonuna çok çekişmeli geçti. 

İki takım asla geri adım atmadan, birbirlerinin açıkları üzerinden oyunu kurgulamıştı. 

Türkiye'de Melisa Vargas başından sonuna oyunun hep içinde ve en sıcak eliydi Türkiye adına. 

Ebrar'ı bu kez fazla devreye sokamadık.  

Çok fazla servis kaçırırken; manşet savunmamızda da zaman zaman aksadık. 

Üçüncü seti çok rahat kazanabilecekken; basit hatalarla kaybederek işimizi zora soktuk. 

Yine de kadınlarımız inançları hiç eksilmedi; çabuk toparlanıp 4. seti alarak şampiyonluğu karar setine taşıdık. 

Bu süreci de Vargas'ın mükemmel oyunuyla bitirerek, voleybolda ilk kez Avrupa'nın zirvesine oturduk. 

Böylesine büyük bir maçın sonunda kimseyi olumsuz performansları nedeniyle eleştiremem, haksızlık olur. 

Bu takım şampiyon olmuş, bir iki istisna kötü oynasa ne olacak ki? 

Oynayan her kesin emeğiyle, terine sağlık. 

Maç içinde yaşanan türbülansları stress ve heyecana bağlıyorum. 

O kadarda olacak artık. 

Sadık okurlarım iyi bilir. 

Kadınlarımızın katıldığı tüm turnuvalardaki maçlarını tek tek yorumlayarak sizlere aktarmaya çalışıyorum. 

Bazen eleştiriyor, çoğunluğunda da göklere çıkartıyoruz. 

Dün akşamki final maçı bugüne kadar izlediklerimden çok farklıydı. 

İnanın i bu kadar heyecan duyarak ve yürek çarpıntıları içinde izlediğim bir başkasını daha hatırlamıyorum. 

Maç sonunda salonun içinde de inanılmaz görüntüler vardı. 

Binlerce Türk seyircisi tribünleri terk etmeden Sultanların sevinçlerine ortak oldu. 

'Zeytin dalı' türküsü eşliğinde atılan göbekler de bu sevincin nirvanası gibiydi. 

Bir şeyi de söylemeden edemeyeceğim. 

Ebrar Karakurt bir süredir bir grup radikal islamcı trol tarafından sosyal medyada boy hedefi haline getirildi. 

Başını da kim çekiyor bu grubun biliyor musunuz? 

Ankara eski büyükşehir belediye başkanı Melih Gökçek!

Nedeni de Ebrar'ın özel yaşamı. 

Utanmadan sıkınmadan linç ettiler günlerce. 

Dün maç bitince Ebrar'ın elinde al yıldızlı bayrak vardı. 

 İstiklal marşımızı kürsüde her kesten daha istekli ve coşkulu okudu. 

Sonra da kendini tutamayıp hüngür hüngür ağladı. 

Sanırım bu şampiyonluk en çok 'Abdülhamit Han' bot hesaplarıyla Ebrar'la onun üzerinden diğer oyuncularımıza insafsızca saldıran insanlık dışı yaratıkları üzmüştür. 

Öyle hırslanmışlar ki insanlıktan uzak birisi 'bu gece Sırbistan'ı tutuyorum' diyecek kadar kendisini kaybetmişti. 

Maç bitince sabaha kadar ağlamıştır artık!.. 

Utanma, arlanması varsa da utanmıştır. 

Allah böyle insanları ıslah etsin. 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları