NBA'nin Türk efsanesi Mehmet Okur Bursada Bugün'e konuştu

2023.09.05 18:04 - Son Güncellenme: 2023.09.05 18:06
A

'Bir gün Tofaş'a antrenör olarak dönmek isterim'

NBA'nin Türk efsanesi Mehmet Okur şu aralar Tofaş uzunlarının bireysel gelişimi için kulüpte eğitici olarak görev yapıyor.

A Milli Takımındaki görevini tamamladıktan sonra; Orhun Ene ile Tolga Öngören'den gelen teklifi geri çeviremeyip Tofaş'ta çalışmaya başlayan Mehmet Okur; Eylül ayının sonuna kadar şubenin değişik departmanlarında basketbol oynayan uzun oyunculara eğitmenlik yaptıktan sonra; ailesinin yaşadığı Amerika'ya dönecek.

Kariyerinin Bursa yıllarına çok yakından tanıklık etmiş bir gazeteci olarak; hafta sonunda Tofaş Mustafa Koç Tesisleri'nde bir araya  geldiğim Mehmet Okur'la geçmişten bugüne uzanan kısa bir nostaljik yolculuk yaptık.

Biz sorduk, o yanıtladı.

Satır başlıklarıyla efsane Mehmet Okur huzurlarınızda.

*Basketbola Oyak Renault'ta başladım. Kimden duydular bilemiyorum; beni Yalova'ya gelip izlediklerinde kalecilik yapıyordum!

Sarı siyahlı kulübün genç, ümit takımlarıyla 2. Lig'de oynadım. 2. Ligde şampiyon olup 1. Lig'e çıktığımız sene Tofaş'tan teklif geldi. Meğerse beni maçlarıma kadar gelerek takibe almışlar.

Böyle bir kulübün radarına girmiş olmak, beni müthiş heyecanlandırdı. Teklif resmiyete döküldüğünde yaşadığımı sevincimi tarif edemem.

1998 yazında Hırvat coach Jasmin Repesa'nın çalıştırdığı Tofaş'a transfer oldum. (Burada bir mola verip, bir detayın altını çizmek isterim. Mehmet'in 1998 yazında Tofaş'dan içeriye adımını atmasının bir öncesinde; kendisiyle Medya S'nin eski binasının önünde (bugünkü As Merkez) ilk röportajımı yapmıştım. Mehmet'e işaret parmağıyla biraz ilerideki Tofaş fabrikasını göstermesini isteyerek 'yeni yuvam artık burası' dedirtmiştim!

Senaryosu biraz kurmaca olsa da (!); Memo'nun ilk röportajıydı bu yazılı medya bazında ve o da bana nasip olmuştu)'

*Tofaş'ta rüya gibi iki sezon geçirdim. Bende iz bırakan çok iyi yerli ve yabancı oyuncularla birlikte oldum. David Rivers gibi bir efsane hepimizin idolüydü.   Genel Menajerimiz Efe Aydan, takım menajerimiz Atila Çakmak'dı. Rashard Griffth, Slaven Rimac, Alper Yılmaz, Murat Konuk, Steven Rogers, Serkan Erdoğan, Şemsettin Baş, Cüneyt Erden ve diğerleri de takım arkadaşlarım.

Bu iki sezon içinde toplam 5 kupa kazandık. Anadolu'dan çıkan bir kulüp; ilk kez basketbolda bu sporun devlerine kafa tutarak adeta bir devrim yaratıyordu.

Benim için unutulmaz bir deneyim oldu Tofaş yılları.

Çok genç yaşımda çok büyük başarılarla tanışıp, ufkumu geliştirmiştim.

O zamanki ismiyle Şampiyon Kulüpler Şampiyonası'nın bir bireyi olmak beni basketbola daha çok motive etti.

İki yılın sonunda hedefimiz iyice büyümüştü.

Bir gün uyanınca yönetimin şube için küçülme kararı aldığını öğrendik. Avrupa'da büyümeyi düşünürken tersi oldu.

Hepimiz çok üzülsek de; oyuncu olarak bizlerin yapabileceği fazla bir şey yoktu.

Sonuç itibariyle Tofaş'ta dolu dolu iki sene geçirmiştim.

Daha sonra serbest oyuncu olarak o günkü adıyla Efes Pilsen'e transfer oldum. Burada Şampiyonlar Ligi final final four'unda oynadım. Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşadım.

*Tofaş'da oynarken de NBA takımlarıyla, Avrupa kulüplerinin radarındaydım. Tofaş ailesinin bana inanıp, süre vermesi kariyerim için dönüm noktasıdır.

Bu fedakarlıklarını hiç unutamadım, unutamam.

Efes Pilsen yıllarıyla birlikte genç Memo artık iyice olgunlaşmış; her maçı takip edilen bir oyuncu olmuştu.

*2001 yılında 2. tur 38. sıradan Detroit Pistons'a draft edildim. 2002 yılında oynamaya başladığım bu takımda 2004 sezonu sonunda NBA şampiyonluğu yaşadım. Benim için bir ilkti ve çok büyük bir başarıydı. O senenin sonunda ve 2004 yılında Utah Jazz'a transfer oldum. Kariyerimin en güzel günleri bu kulüpte geçti diyebilirim. 7 yıl aralıksız oynarken ALL STAR karmasına davet edildim. (2007 sezonu) Yaşadığım şehir olan Salt Lake City'nin halkı beni çok sevdi. Utah Jazz tarihinin en iyi 10 yabancısından birisi olmayı sürdürmem bana hala büyük gurur verir.

Türk Telekom'da bir sezon geçirdikten sonra; 2011-2012'de  New Jersey Nets'te oynayarak basketbol kariyerimi noktaladım.

Geriye dönüp baktığımda dolu dolu 10 yıl geçirmişim NBA'de.

Hidayet Türkoğlu ile birlikte bu ligde en çok iz bırakan Türk oyuncusu olmak; çok ayrıcalıklı bir başarısı öyküsüdür benim için.

Bu süreçte yaşadığım NB şampiyonluğu ile ALL STAR karmasında oynamanın gururu ise; çocuklarıma bırakacağım en büyük mirastır.'

*'Genç oyunculara tavsiyem şu; ben başardıysam, sizlerde aynisini yapabilirsiniz. Ama bunun için de çok çalışıp, sabırlı olmaları gerekir. Misyonumuz buydu aslında; genç jenerasyona rol modellik yaparak kapıları ardına kadar açtık.'

*'Ailem ve çocuklarımla yılın 10 ayını San Diego'da, 2 ayını Türkiye'de geçiriyorum. 3 çocuğumuz var, onları geleceğe hazırlamak eşimle, benim için çok önemli. Türk kültürünü, geleneklerini unutmasınlar diye yaz aylarını Türkiye'de geçiriyoruz.'

*'NBA'den antrenörlük teklifi alsam bile; çocuklarımın eğitimleriyle, gelişimlerini daha çok önemsediğim için o sürecin içine bir süre daha girmek istemiyorum. Çünkü NBA çok uzun ve yorucu bir maraton. Şimdilik gündemimde yok. Sporculuk yıllarından edindiğim yatırımlarımla yaşantımızı idame ettiriyorum'.

'Milli takım maceram Orhun ağabeyle başladı. (Orhun Ene) Teklif edince geri çeviremedim. Ergin Ataman'la da devam ettiriyorum. Ortam iyi. Birbirini yakından tanıyan arkadaşlarla birlikte çalışıyoruz. Böyle bir süreci üslenmiş durumdayım. Kabul ettikleri kadar da sürdürürüm.'

'Tofaş'ta çalışmak için Orhun ağabeyden teklif alınca düşünmeden kabul ettim. Burası benim yuvam gibi ve basketbolcu olmamda en önemli kilometre taşı. Eylül sonuna kadar geçici bir süre uzun oyuncularla ilgili fundemantal ağırlıklı teknik çalışmalar yapacağız.

Ege Demir (Eze) bunlardan birisi. Atletizmi çok üst düzeyde bir oyuncu ama önemli eksiklikleri var. Topla çok acele ediyor. Bu eksiğini gidermesi için de önemli fiziksel avantajlara sahip. Ayak oyunları (pivot) çalışıyoruz. Acele etmemesi için de bazı driller üzerinde duruyoruz. Büyük bir yetenek, eksikliklerini tamamlarsa çok iyi yerlere gelir.

Milli takım için konuşursam; Alperen Şengün hazır ve fit gelmişti. O yüzden fazla sıkıntı çekmedi. Furkan Korkmaz'la, Ömer Faruk Yurtseven  ise takımlarında fazla süre almadıkları için hazır değillerdi. Başarısız olmalarının sebebi bu.

Onuralp Bitim bu sezon NBA'ye katılan yeni oyuncumuz. Çok iyi bir sezon geçirerek transfer yaptı. Two way kontrat yapması onun için avantaj. Chicago Bulls'da hemen yer alamasa da; G-Leaue'deki rezerv takımda yer alacak. Yüzde yüzünü vererek oynarsa; mutlaka dikkatleri üzerine çekerek üst taraftan davet alacaktır.

Hiç bir zaman NBA'nin uzun soluklu bir maraton olduğunu da unutmamalı.

İki yönlü oyuncu olmak önemli bir ayrıcalıktır.

Sırasını beklemeli.

*'Antrenörlüğü şu an için düşünmüyorum. Ama zaman ne gösterir bilemem. Belki head coachluk olmasa da asistan coachluk ileride olabilir.

Türkiye'ye günü gelince dönüş yapmak; uzun vadede aile olarak tercihlerimiz arasında. Ama önce çocuklarımızın eğitimlerini tamamlaması gerekiyor.

Tofaş'tan teklif alırsam mutlaka düşünürüm. Bu ailenin bir bireyi olmak bana her zaman gurur vermiştir.'


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları