Mümin Canbaz'dan samimi itiraf: Sözler tutulmadı

2022.11.01 18:09 - Son Güncellenme: 2022.11.01 18:09
A

Bursaspor'un olağanüstü kongre sürecinde başkan adayı olarak ismi sıkça gündeme gelen Mümin Canbaz; önce adaylığı, ardından çekilmesiyle ilgili gelişmelerin perde arkasını Bursada Bugün'e anlattı.

Ailece doğuştan Bursasporlu olduklarını belirten Canbaz, 'ben yıllar önce kardeşini Altay deplasmanına giderken trafik kazasında kaybetmiş birisiyim. Acımız henüz dinmese de; Bursaspor sevgisi hepsinden ve her şeyden daha büyük ve ulvi' dedi.

Yöneticilik kariyeriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Canbaz, 1991-1992 sezonunda İbrahim Yazıcı, 1992-1993 sezonunda da Orhan Özselek yönetimlerinde futbol şube sorumlusu olduğunu hatırlatırken; 'kulüp tarihinin unutulmaz yabancılarından Slovak orta saha oyuncusu Jan Gabriel ile Bulgar kaleci İvko Gançev'in transferlerine katkım büyük oldu' açıklamasında bulundu.

Bursaspor'a başkan adayı olarak gösterilmesinin kendi iradesi dışında geliştiğini belirten Mümin Canbaz bu konuda da şu açıklamalarda bulundu.

' Şimdi sağda solda konuşmaya başlamışlar. 'Reklamını yaptı, beceremeyince de bıraktı' şeklindeki eleştiriler kesinlikle doğruyu yansıtmıyor.

İsmimle ilgili teveccühler yoğunlaşınca ilk etapta mevcut başkan Ömer Furkan Banaz'ın ekibinden kendisi dahil 4 arkadaşıyla; benim dahlimin olacağı yakın çevremden 7 kişi toplam 13 mevcutlu bir yönetim modeli düşündük.

Yönetime giren arkadaşlar adam başı 150 bin dolar verecek, ben de 1 milyon doları hibe ederek yola çıkacaktık.

Böyle bir yapılanmanın hem benim, hem arkadaşlarım, hem de Bursaspor için en sağlıklısı olacağını düşündük.

Çünkü kulübün borçları çevrilemeyecek kadar büyümüş; omuzlarına binen mali sorumluluğu da her geçen gün biraz daha artmakta.

Bizim bu noktada belediyeden de transfer ve ödemeler dışındaki mevcut giderlerinin karşılanması yönünde bir talebimiz oldu.

Arkamızda durulursa psikolojik olarak rahatlayacağımız gibi, çarkı çevirebilme adına da önemli bir adım atılmış olacaktı.

Bizim de yapacağımız katkılarla önce tahtayı açma; sonra da ara transferde en az 5-6 tane iyi futbolcu ile takviyeler yaparak en kötü play-off oynamayı hedeflemiştik.  Her şey düşündüğümüz gibi gerçekleşebilseydi 1. Lig'e çıkmamız asla hayal olmayacaktı.

Ne var ki süreç içinde grup olarak Banaz ve arkadaşlarıyla tekrar bir araya gelemedik.

Bu biz de büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

Yine de son bir umut; geride kalan hafta sonu tatil olmasına karşın 'bel ki saat 21.00'e kadar dönüş yaparlar' diye bekleyerek kendi grubum adına iyi niyetimizi  gösterdik.

Maalesef bir daha kimse ne aradı, ne de sordu!

Bir kere daha altını çizmek istiyorum;

Ben başkanlığa adayım demedim; tersine delegelerin notere verdiği  141 imzayla başkanlığa aday gösterildim.

İstesem pekala listemi divana vererek olağanüstü kongrede başkan seçilebilirdim.

Ama bu daha sonra kulüp adına büyük bir yıkım olurdu. Yerine getiremeyeceğimiz taahhüdün altına giremezdik.

'Gücün yoktu da; yine ortaya çıktın' deniliyormuş.

Böyle bir eleştiriyi asla kabul etmiyorum.

Şan, şöhret, para bunlara ihtiyacım yok ki; çıkıp ta adımı parlatarak,üzerinden PR yapayım!

Ben 'Bursaspor'a nasıl faydalı olurum, nasıl bir üst lige, oradan da Süper Lig'e çıkarız; onun düşüncesiyle ve bütün iyi niyetimle, maddi ve manevi olarak plan projemle ortaya çıkmıştım, koşullar elvermeyince vazgeçtim.'

Yaşadığımız bu kısa macerada başta da söylediğim gibi şehrin Bursaspor'a ilgisinin neredeyse köreldiğine tanıklık etmek beni çok yaraladı.

Ben Bursaspor'a aday olmadım. 'Aday' olmuşum da sonra geri çekmişim gibi bir algı oluşturulmak istense de bu doğru değil. Haksızlığı asla kabul edemem, karakterime de yakışmaz.

Bursaspor'u yönetmek salt cebinde parası olanların yapacağı iş olmaktan çoktan çıkmış.

Her kesimden ve kurumdan ciddi anlamda desteğe ihtiyacı var.

Geç kalınan her gün de aleyhine işliyor.'

Mümin Canbaz'ın başkanlık serüveniyle ilgili görüşleri böyle.

Kulüp sahipsiz kalmasın diye çıkmaya hazırlandığı yolda uğradığı hayal kırıklıkları aslında sadece Canbaz'ın değil, Bursaspor'u az çok seven her kesimin ortak sorunu aslında.

Nasıl çözümlenip, huzura kavuşulacağı ise maalesef soru işareti gibi zihinlerde durmaya devam ediyor.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları