Mecburen, mecburiyetten!

2024.02.12 17:40 - Son Güncellenme: 2024.02.12 17:40
A

Bursaspor grubunda 14 maçtır kazanamıyor!

Ve son sıraya yerleşmiş durumda...

Elindeki bu kadrosu ile af buyurun ama bu topçularıyla bundan sonra da hiç bir maçını kazanamaz!

Mümkün değil bu kadar büyük konuşuyorum;

Denk getirirlerse belki bir, belki iki olur da; üçüncüsünü becerebilecek kapasiteleri yok futbolcuların;

'Peki ne olacak o zaman ?' derseniz;

İstemesek de yaşamın acı gerçekleriyle yüzleşmeye devam edilecek;

Bir mucize olmaz; ya da kulübün elindeki tesislerden gömü gömü altın çıkmaz, petrol fışkırmazsa (!) maalesef önce üçüncü lige; oradan da DAL'a düşülüp dibinde dibini göreceğiz!

Biz oralara indiğimizde, komşu Eskişehirspor yukarılara çıkamazsa yine birbirimize rakip olacak!

Bir zamanlar en üst seviyede Süper Lig'de yaşadığımız ezeli ve ebedi rekabete, en altlarda kaldığı yerden devam edeceğiz.

Bir bakmışsınız İnegöl Kafkas ve Yıldırımspor'la bir ve beraberiz.

'Futbolda süper seviyede Bursa derbileri oynamayı düşlemişimdir' hep;

Sanki en altlarda nasip olacak gibi duruyor!

Dozajını fazla mı kaçırdım ironinin bilemiyorum?

İçinizin daralmaya başladığının da farkındayım;

Normaldir;

1965'de Bursasporlu olan; 1978 yılı itibariyle de profesyonel olarak spor gazeteciliğine / yazarlığına/ başlamış birisi olarak benim içim hepinizden daha çok daralırken, kendi kendimi yemeye devam ediyorum.

Sağlığımı peşinden koştuğum Bursaspor yüzünden kaybettim...

Yumruk büyüklüğünde bir kalbe takılı 4 tel stentle, by passla açılmış iki damarım; Bursaspor'un sevmemin bedelini bana fena ödetti.

Çözümünü de olabildiğince futbol maçlarına gitmemekte buldum;

Uzaktan sevgili gibiyiz artık Bursaspor'la;

Yaklaştıkça beni kökten bitirerek, tüketecek diye; ne yalan söyleyeyim korkmaya başlar oldum;

Aramıza koyduğum mesafe bu yüzden;

Yani;

Mecburen, mecburiyetten!

Youtube'ın kısıtlı teknolojik olanaklarıyla yapılan çekimler izleyeni tam bir fikir sahibi yapmasa da;

O küçülmüş ekrandan anladığım kadarıyla Bursaspor'un mevcut kadrosu futbol oynamasını bilmiyor!

İnsanın oynayamadığı bir şeyden haberi olur değil mi!

Onlar bunun bile farkında değiller;

Teknik sıfır, yetenek eksi sıfır; yaratıcılık, oyun zekası falan filan; derin dondurucuda.

Çözülmesi için belki de bir asır gerekebilir!

Siz buraya kadar nasıl geldiniz arkadaşlar; sizi kimler futbolcu diye yetiştirdi söyler misiniz?

Kendimden vazgeçtim, sapasağlam taraftarın da sağlığıyla oynuyorsunuz ?

Lafa gelince üstümüze yok;

'Bizim alt yapımız şöyle, yıldız yetiştiriyoruz, ikinci şampiyon Vakıfköy çıkacak!'

Sallayın gitsin, yalandan kim ölmüş ki!

Hadi oradan be!

Bursa'nın amatör kümesi seviyesindeki rakiplerden üçer, beşer yiyerek Vakıfköy'ün de adını da yerle seksan ettiniz.

El alemin ayaklarının altına pas pas yaptınız Bursaspor'umuzu.

Gelen bastı, giden bastı; çiğneyip geçtiler; umurunuzda bile olmadı.

Sayenizde, çok sağ olun!

'Bursa kümeye' yakıştırmalarıyla, her türlü cinsel içerikli küfürler de cabası.

Sizlere aynen iade edecektim de; anneniz, babanız, yakınlarınıza ayıp olmasın diye vazgeçtim.

Futbolcu filan yetişmiyor artık o tarladan; ısırgan otları çıkmaya başlamış.

Pas yapmasını, orta açmasını, gol atmasını bilmeyene futbolcu yaftası takarak A Takıma sürmüşler.

Oyuncu yetiştirmek eski günlerde kalmış;

Şimdi sözüm muhatabına; üzerine alınacak varsa alınsın;

Eğitmeye en alt taraftan ve en tepesinden başlayacaksınız ki; yeni yeni Enes Ünal'lar gelsin.

Son yetiştirilenlerin hali pür-melali ortada;

23 maçta topu topu 3 galibiyet!

Ruhunda 'Bursasporlu olabilmeyi geçirmeyenlerden' bu camiaya hayır filan gelmez.

Topa iki kere vurup, kazara bir gol atıp, bir de gol kurtarınca (!) Ozan İsmail Koç'la Canberk Yurdakul örneğinde olduğu gibi kendilerini 'futbolcu oldum!' sanıp, arkadaşlarıyla, kulübü yolun ortasında bırakarak kaçar gider.

Vakıfköy formada değil, atan kalpte yaşar;

Ruhtur, huzurdur, bitmeyen bir sevdalı şarkının son mısraı gibidir...

Bilmem anlatabildim mi!


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları