İki adayın yönetim listeleri camiayı tatmin etmedi

2024.01.11 17:56 - Son Güncellenme: 2024.01.11 17:56
A

Bursaspor'un 13 Ocak cumartesi günü yapılacak olağanüstü seçimli idari ve mali genel kurulu için aday olan Raşit Barışıcı ve Sinan Bür'ün divana verdiği yönetim kurulu listeleri açık söyleyelim kimsede heyecan yaratmadı.

Yaratmak şöyle dursun; tersine camiaya karamsar bir hava çökmüş durumda.

İki aday medyamızda ağırladığımızda listeleriyle ilgili ipuçları vermek istemeseler de; camiada kabul gören sürpriz isimlerin olabileceği imasında bulunmuşlardı.

'Yönetim listelerini okuyunca şaşırmadım' dersem yalan söylemiş olurum.

Sinan Bür'e bir yere kadar hak veriyorum da

Raşit Barışıcı'dan hiç olmadı bir iki tane ses getiren isim beklerdim.

Yorum yapacak olursak;

Bür takımın eski futbolcusu, kaptanı ve menajeri.

Buradan hareketle; listesinde ağırlıklı olarak BPFDD'nden (Bursasporlu Profesyonel Futbolcular Dayanışma Derneği) bildiğimiz isimlere yer verileneceğini üç aşağı beş yukarı bekliyorduk.

Öyle de bir liste yapmış zaten.

İyi güzel de parasal katkıları sınırlı eski oyuncuların ağırlıkta olduğu bu yönetim listesi beklentileri karşılayabilecek mi?

Yoksa perde arkasından destek sözü vereceklere mi güveniyor Sinan Bür ve ekibi bilemiyoruz.

Eski başkanlardan; örneğin Cavit Çağlar, Ali Ay, Remzi Cinoğlu; Sinan Bür oluşumunun neresinde ne kadar yer alabilir?

Yoksa 'biz yola çıkarsak; nasılsa bizi yalnız bırakmazlar'dan öteye geçemeyen bir beklenti miydi bekleyip göreceğiz.

Medya buluşmamızda çok umutlu konuşmuş, kendisiyle ekibine büyük destek verileceğinin altını çizmişti.

Diğer aday Raşit Barışıcı için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.

Listesini okuyunca ben de olumlu çağırışımlar yaptıracak isimler bulamadım.

Tabii bu benim kişisel görüşüm;

'Parayla, imanın kimde olduğunu kimse bilemez' düsturundan hareketle; iki yönetimin perde arkasındaki destekçilerinin kongre günü gelince daha net konuşulmasını bekliyoruz.

Kişisel görüşüm; iki adayın da bir yerlerden destek sözleri almadan; bu yükün altına giremeyecekleri yönünde.

Borç tablosu öylesine iç karartıcı ki, insanın rakamı duyduğunda uykuları kaçıyor.

Onun için devamlı bir şekilde parası olan yönetim üzerine vurgu yapıyorum.

Tabii böylesine kaotik ortamlar; sosyal medya üzerinden algı operasyonları çekmek isteyenlere de harika fırsatlar sunuyor!

Dün biraz gezinince kendime 1 yıl yetecek kadar dedikodu stoku yaptım!

'Sinan Bür aslında Ali Ay'ın adayıymış; onun yerine seçime giriyormuş!

'Seçilirse üzerine gelinmemesi için kendisine para yardımında bulunacakmış!

Raşit Barışıcı listesinden bir isme yapılan yorumlar ise tam bir kara mizah örneği idi.

'Adam sinek sekizli, boş gezenin boş kalfası, yönetime almışlar'

'Recep Günay onun yanında Roman Abramovic gibi kalır!'...

Yeri gelmişken bir de özlemimi dillendirmek isterim...

Nerede eski günler;

Nerede eski kongreler;

Aşağıda yapacağım bilgilendirmenin asla Bür ya da Barışıcı'yı küçümseme maksadıyla olmadığını peşin peşin söylemek isterim.

İkisi de benim için değerlidir ve iyi Bursasporludur.

Ne var ki o kongrelerde yönetici kalitesi ön plana çıkar, çekişme içinde geçerlerdi;

Bursa'nın en kalburüstü iş adamlarıyla STK üyeleri; medeni bir atmosferde ve centilmence yarışarak Bursaspor yönetimini alabilmek için delegelerden oy isterlerdi.

Şöyle bir hatırlayınca;

Kulübün kuruluş yıllarından Salih Kiracıbaşı, Muzaffer Baştaymaz, Hayri Terzioğlu, Talat Diniz, Şükrü Şankaya, Selahattin Kaya ile Mümin Gencoğlu'nun kazandığı kongreleri taraftar kimliğimle Tayyare Sineması'nda takip etmişim.

Sonrasıyla, bugüne kadar olanları da mesleğini yapmaya çalışan bir gazeteci olarak basın tribünlerinden...

Bursaspor'u sahipsiz bırakmamak için çok zor bir süreçte ellerini taşın altına sokarak yarışa giren iki adaya da başarılar diliyorum.

Eskiyi özleyen ve unutamayan bir Bursasporlu olarak yaptığım hatırlatmaların bugünün adaylarına örnek olması için bir böyle bir nostaljiye gerek duydum.

Hepimiz Bursasporluyuz, bir tane de Bursaspor var.

Ozan İsmail Koç'un sözleşmesini tek taraflı feshederek kulüpten ayrılmasında çocuğun bir suçu yok!

Suçlu varsa iş başındaki yönetimdir.

Profesyonel olarak sözleşme yaptığınıza göre; günü gelince parasını da ödemek zorundasınız.

Çocuk beklemiş, beklemiş, umudu kalmayınca da hakkını aramaya karar vermiş.

Bekar da olsa parasız yaşanmıyor.

Belki ihtiyacı var, belki aldığı parayla ailesine bakıyor, kimse bilemez ki?

Ozan İsmail'den sonra diğerleri de ayni nedenlerle çekip giderse ben yine kızamam.

Bür olsun, Barışıcı olsun seçilmeden bu işe el atarak, çocukları ikna etmeliler.

Yoksa iyice azalan kümede kalma umudu sıfıra iner.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları