Felaket anlarında spor yazısı yazmak

2023.02.07 17:59 - Son Güncellenme: 2023.02.07 17:59
A

Konu bulup yazamamaktan değil; 6 Şubat 2023 pazartesi günü kısa aralıklarla yakalandığımız yüzyılın depremlerinin yol açtığı büyük yıkıntının çaresiz bırakmasından elim klavyeye zor gitti iki gündür.

'Konu bulup yazamamak' değil derdim;

Gerçekten de öyle;

Sadece birisi üzerine yoğunlaşarak mevzuu bağlamak istemediğim için, bugün gündemimdekileri önem sırasıyla anlatmaya çalışacağım.

Birincisi;

Tam Aziz Nesinlik bir görüntü idi;

Rahmetli yaşamış olsaydı; bir kere izledikten sonra o eşsiz mizahi yeteneğiyle peş peşe iki kitap yazardı üstüne.

Ne mi var görüntüde?

Anlatalım.

Bursaspor taraftarını Çorum FK maçı için turnikelerden geçtikten sonra içeri girmeden üst aramasından geçiriyor  özel güvenlik!

Siz olsanız nereden başlarsınız aramaya?

Kaldır ellerini havaya; kadınlar ayrı, erkekler ayrı; üstü başı, bel altından aşağıya bacakları elle sıvazlamakla değil mi?

Böyle arama tarama yapıyorlar mı orasını bilemem.

Artık hangi akıllı emir vermişse bizim güvenlikçilere; karşısına gelene iki ayrı karton parçasına bastırarak ayakkabı çıkartıyor!

Taraftar şaşkın 'bu nedir böyle ya?' diyen diyene.

Kızanlar bile var; pabucunu fırlatıyor güvenliğe.

Haklılar da.

Bağcıklı giyene tam eziyet.

Sök, çıkar, tekrar giy ve yeniden bağla.

 Biraz da yaşı varsa eğilip bükülürken canının yanması da cabası.

Niyetine girmiş hangi uyanık sahaya fırlatacağı bir cismi ayakkabısının altına sokarak oraya gelir?

Bıçak, çakı, muşta sığmaz, bozuk para içinse o cefaya değmez.

Neresinden baksanız akılla mantıkla izahı yapılamaz.

Dünyada böyle bir uygulamanın başka bir yerde örneği var mıdır şahsen hiç sanmıyorum.

AMED maçında tribünler kapatılmasın diye yapılan bu uygulama taraftara sadece sıkıntı verdi, canını sıktı, ağzını açtırıp olmadık lafları söylemesine neden oldu.

İkincisi;

Öyle bir felaket yaşandı ki dün itibariyle güzel ülkemde; o büyük acı ile tahribatı yüreğinde hissetmeyen insan kalmadı.

Anında gani gönüllü insanlarımız gücü oranında yardım yapmak için devreye girdiler.

Belediyelerle, sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra; böyle kara ve zor günlerde farkındalığını ortaya koyan Bursaspor taraftar grubu Teksas'da zor durumdaki depremzedelere yardım amacıyla organize olarak tırları ihtiyaç sahiplerine göndermeye başladı.

Artarak da devam ettiriyorlar.

Yardımlarınızı Allah kabul etsin diyorum.

Üçüncüsü;

Yüreğimizi burkan iki video görüntüsü üzerine.

Hatayspor'u çalıştıran Fenerbahçe'nin eski kalecisi Volkan Demirel'in eşi Zeynep'le birlikte sosyal medya üzerinden yaptıkları yardım çağrısı.

Volkan Demirel'in 'Ne olursumuz Allah aşkına Hatay çok kötü durumda. Her yer yıkıldı. Buraya yardım edin Allah rızası için, lütfen yardım edin' şeklinde attığı çığlıkları yürekleri parçaladı.

Sözlerinin sonunu getiremeyen Volkan'ın hıçkırarak göz yaşlarına boğulması; o anda kendisini izleyen kaç kişiyi daha ağlatmıştır kim bilir.

Galatasaray ve Beşiktaş'ın eski stoperi; eski milli futbolcu Gökhan Zan'da depremden en çok etkilenen şehirlerden birisi olan memleketi Hatay'ın yaşadığı dramı elinden geldiğince Türkiye'ye duyurmaya çalıştı.

Dördüncüsü;

Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, bir zamanlar bordo mavili takımın formasını giymiş Kamil Ahmet Çörekçi ile kaleci Bursalı Erce Kardeşler'i telefonla arayarak durumlarını öğrenmeye çalışmış.

Teknik yetersizlik nedeniyle telefonla iletişimin zor sağlanabildiği bir hinterlantta başkan Ağaoğlu'nun eski oyuncularını unutmaması çok güzel bir jest olmuş, kendisini kutluyorum.

Zor durumda olan insan o anlarında bir yakınına ulaşarak; moral bulmak ister.

Ahmet Ağaoğlu'nun araması; ölümün soğuk nefesini hissetmiş iki oyuncuya deyim yerindeyse ilaç gibi gelmiş.

Başkanın anlattığına göre Kamil Ahmet Çörekçi'nin kaldığı apartman ağır hasarlıymış.

Bursaspor'un eski kalecilerinden Eser'in oğlu, FİFA kokartlı hakem Arda Kardeşler'in kardeşi Erce Kardeşler ise sarsıntıda panik halinde kendini dışarıya zor attığını söylerken, ' öyle korktum ki ruhumu teslim ediyorum sandım' şeklinde kendisini ifade etmiş eski başkanına.

Sonuç itibariyle;

Deprem Türkiye'nin kaderi olmamalı.

Kendimize bakarak özeleştiri yapmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor bile.

Kentsel dönüşüm projeleri ile binaları yenilemek bugüne kadar nedense hep olası deprem için sürekli İstanbul ve Marmara Bölgesi için düşünüldü;

Oysa doğu ve güney doğu Anadolu'daki  fay hattı dünyanın en önemli kırıklarından birisi.

Bir benzeri Kuzey Amerika kıtasının batısında San Fransisco şehrine kadar uzanan San Andreas fay hattı.

Ve Amerikalı bu kırık fay hattı üzerinde en küçük bir yapılaşmaya izin vermeyerek, günün birinde kapısını çalacak büyük felakete kendini hazırlıyor.

Biz ise fütursuzca binaları kondurarak yapılaşmanın nirvanasına ulaşıyoruz.

Sonra da yıllardır bu ülkenin 'Deprem değil, bina öldürür' diyerek dikkati çekmeye çalışan, bir elin parmağını geçmeyecek sayıdaki birbirinden değerli deprem uzmanlarını kendi dar zihniyetimiz içinde linç etmeye kalkıyoruz.

Onlar mı haklı, yoksa önlem almamak ta direnenler mi?

Edep yahu...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları