Eski mahalle!

2023.08.17 17:31 - Son Güncellenme: 2023.08.17 17:31
A

Bizim eski mahallede (Süper Lig) ilk hafta maçları bitti. 

'Tadı, tuzu var mıydı?' derseniz, yanıtım 'eh işte' olur... 

Henüz hazır takım göremedim. 

Ligin başı olduğu için hepsinin zamana ihtiyacı var. 

Toparlanma sürecinin de uzun süreceğini tahmin ediyorum. 

Boş duranına rastlamadım daha... 

Diğer taraftan da eksik, gedik kapatmak için transferlere son sürat devam ediliyor. 

Bilindik senaryo bu yıl da gündemde... 

Üsttekiler, ortadakiler, altta kalanlar... 

Üç büyüklerin gözü karalığı beni şaşırtıyor. 

Bir türlü doymak bilmiyor mübarekler!

Her gün yeni bir isim; yeni bir aday, yeni bir bomba(!) 

Yeri gelmişken bombada 'kriterleri' nedir çözebilmiş değilim!. 

Neye göre 'bomba' ya da 'süper'!

Yazılı, görsel ve sosyal medya sağ olsun!.. 

Bir isim üzerinden kurgulanmış senaryolarla taraftarı hayal alemine sürüklemekte üstlerine rakip tanımıyorlar. 

Avrupa'nın açığa çıkmış rezevr fazlası yıldızlarını allayıp, pullayıp piyasaya sürmenin ambalajlanmış şeklinden başka bir şey değil hamleleri. 

Oysa her kes biliyor ki; transferlerin süperi Arabistan çöllerinde!

Petrolun şımarttığı şeyhler kantarın topuzunu kaçırmış olsalar da; emeklilikleri yaklaşmış eski tüfekler; 'ahir ömürlerinin' son demlerini Basra körfezi civarında turlayarak geçirmeye kararlı. 

'Her şey dahil' ücretlerinde olmayan tek şey sosyal yaşam eksikliği olsa da; cehennem sıcağında buram buram terlemek; servetlerine katılacak avroların yüzü suyu hürmetine bahar esintisi gibi etki yaratıyor olmalı kendilerinde. 

Cristiano Ronaldo ile aralanan kapıdan sıra ile geçenler son tahlilde Karim Benzeme, Sadio Mane, Marcelo Brozovic, Seko Fofana, Roberto Firmino, Alex Telles, Neymar JR ile eli kulağında Aymeric Laporte; 

Biz ise tepside bitmiş böreklerin kırıntılarını topluyoruz bana sorarsanız... 

Kişisel görüşüm böyle; 'isteyenin istediği gibi düş dünyasında yıldızını parlatmasına da saygı duyarım'. 

Şuraya gelmek istiyorum; 

Oynadıkları kulüplerinde gözden çıkartılanlarla; kadroda düşünülmeyen yıldız kırpıntılarına yeni sıfatlar takarak lansmanını yapmak Türk futboluna özgü bir model olsa gerek!.. 

Anlam veremediğim gibi, harcanan paraları da lüzumsuz buluyorum. 

Ekonomik krizin son sürat devam ettiği güzel ülkemde  ödenen her kuruş yazık, her kuruş günah son demlerindeki oyunculara; 

Nerede duracağını ülkeyi yönetenlerin bile tahmin edemediği döviz sirkülasyonunda; o paralarla kendi öz kaynaklarına yatırım yaparak, öze dönüşün rol modeli olsalar daha iyi olmaz mı?

Kaç takımla grup aşamasına kalabiliriz? 

Yanıtı soru işareti. 

Şampiyonlar Ligi'nde yeniden yerimizi almak? 

Muhtemelen olacaktır. (Galatasaray

Benin tasam; ötesine geçebilir miyiz onu merak ediyorum. 

Son 16'ya kalmak; ya da çeyrek final oynamak yani!

Çünkü harcanan paraların geri dönüşü; Avrupa'daki performansla alakalı. 

Hedef tutturulamazsa; fütursuzca saçılan dövizlerin kur artışlarıyla son tahlilde ekonomik kriz yaşamak 'faiz sebep, enflasyon neticedir' denkleminin futbola uyarlanmış versiyonu; 

Kazanılmamış paraları; kazanmış gibi harcayıp sonra da tığ-ı teber şahı merdan (*)' gibi ortalık yerde kalmak, bu hovardalığın son noktasıdır. 

Sonra da 'Kral çıplakmış meğerse' diye bağırın durun; faydası olacaksa... 

Bizim eski mahallede bu yıl da şampiyonluğun adresi değişmez gibi göründü bana ilk hafta itibariyle. 

Fenerbahçe, Beşiktaş ya da Galatasaray

Trabzonspor?

İhtimal vermiyorum. 

En beğendiğim Anadolulu; yine Adana Demirspor oldu. 

Kim ne derse desin; yıllar sonra çıktıkları Süper Lig'e renk ve heyecan getirdiler. 

Bursaspor'un şampiyonluk öncesi esintilerini hissediyorum onları izlerken. 

Göze hoş gelen hücum futbolu oynuyorlar. 

Yerli, yabancı bütün transferleri yerli yerinde. 

Seyircisi bizim kadar etkili olmasa da sürekli takımının yanında.  

Tribünleri doldurarak desteklerini esirgemiyorlar. 

Geçen yıl İtalyan  Vincenzo Montella ile harika bir sezon geçirmişlerdi;  

Bu yıl da Hollandalı Patrick Kluivert ile ayni başarıyı tekrarlayacak gibi duruyor Adana ekibi. 

Bunca laftan sonra sözü getirmek istediğim yer belli; okurken hissetmişsindir. 

Eski mahallenin tek eksikliği Bursaspor... 

Küme düşmekle gözden düşsek de gönüllerde yaşamaya devam ediyoruz. 

Eş, dost bizi soruyor sürekli. 

'Ne zaman döneceksiniz?' diye. 

Tribünlerinin ambiyansıyla fark yaratan bir takım olunca; Bursasporsuz bir Süper Lig düşünemiyorlar. 

En takıntılı olduklarımızdan bile övgü almak, bunun bir kanıtı. 

O atmosferi yeniden solumak o kadar güzeldi ki; insan yıllar geçse de bir türlü unutamıyor. 

Bizim eski mahallenin tadı tuzu olan bir kulübün yazarı ve taraftarı olmak şimdilik tek tesellim. 

Gözlerimin önünden bir film şeridi gibi gelip geçiyor o yıllara özgü yaşadıklarım.  

Bir yanım umut, bir yanım karamsarlık dolu... 

Halimize bakıp bakıp kederlenirken, 'neden olmasın?'a sımsıkı sarılarak 'bir mucize olsun' istiyor; 

Ömrüm buna yetecek mi; işte o kadarını bilemiyorum...  

(*) Tığı teber Şahı Merdan kalmak:'Elde avuçta ne varsa her şeyini kaybetmek'... 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları