Ergin Ataman'dan milli isyan!

2022.08.14 23:59 - Son Güncellenme: 2022.08.15 13:53
A

'Türk medyası bu takımın farkına varmalı' İmza Ergin Ataman / A Milli Basketbol Takımı baş antrenörü.

Hocanın Polonya maçının bitimindeki eleştirisi sadece yazılı basına mıydı, yoksa içinde görsel ve sosyal medya da var mıydı o kadarını bilemeyeceğim!.

Haklısın Ergin hocam, bu ülkenin spor gazetecilerinin (eskisi, yenisi hepsi) neredeyse % 80'i sadece futbol futbol maçı izler, futbol maçı yorumlar.

Yurt dışından son nefesini vermek üzereyken (!) getirilmiş dinozorlarla özdeş yabancılara 'Asrın transferini getirdiler. Gör bak şimdi X takımını nasıl tozunu atacaklar ligin' bağlamında manşete çeker ki; nasılsa yemektedir bu millet; hiç bir sakıncası yok!

Ama tutup da örneğin dün gece kariyer maçlarından birisini oynayan çiçeği burnunda Frutti Extra Bursasporlu Yiğitcan Saybir'in şahane performansına 'bir kaç satır yazayım da ayıp olmasın' diyemez.

Çünkü izlemedikleri için basketbolu bilmezler, oyuncuları tanımazlar...

Ya futbolcular!

Don lastiğinin gevşek mi sıkı mı olduğuna dair kıyıda köşede kalmış neleri varsa döşenir de döşenir de, ta Amerikalardan, oynadığı NBA Ligi'nden ayağına kadar gelmiş Cedi Osman, Alperen Şengün, Furkan Korkmaz'a 'özel bir sayfa yapsak iyi olur' diye aklının ucundan geçirir mi hiç sanmıyorum!.

Yaygın medyanın tepe noktasındakilerin neredeyse hepsi kerli ferli adamlar.

Çoğunu okurum; öyle basketbola takılanını neredeyse hiç görmedim.

% 80'in neredeyse % 80'i hem de.

İlgisi olmadığından mı, yoksa bilmediğinden mi !

Bizim meslek adına araştırma konusu olacak kadar önemli bir detay.

Kendisi yazmayınca tutar dışarıdan getirdiği taşeronlara yazdırır!

Ergin hoca maç sonunda direkt buradan konuya girince; içimde ukde olanları satırlara dökmeden edemedim.

Amatör, profesyonel 46 yıllık spor gazetecisiyim.

Benim için futbol kadar, basketbolda, voleybolda, atletizmde, yüzme de, güreşte ayni derecede önemlidir.

Birini diğerinden hiç ayırmadım, hiç ötekileştirmedim.

Hele basketbolu diğerlerinden bir adım önde tuttum.

Ergin Ataman kronik bir yaraya parmak basınca, sanki kendi üzerime alınmış gibi hissettim inanır mısınız.

Hocam ben mesaj gönderdiklerinizin dışındayım ve buradayım.

Basketbolu en keyif alınacak spor olarak kabul ettiğim için haftada en az iki, ligler başladığında da üçten az olmamak üzere köşeme taşıyorum.

Kendimi övmek gibi olmasın da ben spor gazetecisiyim, futbol değil!

Öyle başladım, öyle de kalacağım.

Ergin hocam Bursa'dan sevgilerle; Tofaş Turnuvası için gelince görüşürüz.

Avrupa ve Dünya Şampiyonalarına hazırlanan 12 Dev Adam'ın İstanbul Sinan Erdem'deki üç maçlık provası bitti.

Böyle maçlar eksik gedik kapatmak, taktik varyasyonları uygulamak için oynanır.

2 galibiyet, 1 yenilgi ile tamamladık turnuvayı.

Genel görünümüz iyiydi,  dakika alan herkes bu takımın birer parçası olma adına büyük efor sarf ettiler.

Sistem olarak set düzenine sadık kalarak oynamaya çalıştık. Her oyuncu Ataman'ın yönlendirmesiyle üzerine ne düşüyorsa onu yapmaya çalıştı. Fast break oynamak bu düzen içinde en son düşünülecek alternatifti. Bu / dün/ akşamki Polonya maçı istisna gündemimize gelmedi.

Sert ve temaslı savunma yaparak oynadık; bunda başarılı olundu da diyebilirim. Kendi potamızda tek zaafımız çemberden seken toplarda box out'u unutunca, fazlasıyla hücum ribaundu vermemiz oldu.

Çok iyi skorer kısalara sahip olmamız en önemli artımızdı. Özellikle Cedi Osman'la, Furkan Korkmaz üç maçta da üst düzeyde oynayarak NBA'de boşuna bir yerlere gelmediklerini gösterdiler.

Her iki oyuncu orijinleri 2 ve 3 numara olsa da; oyun kurucu pozisyonunda yani 1 numarada da rahatlıkla iş yapabiliyorlar.

Cedi Osman tepe üçlüklerinin yanı sıra, rakibi bire birde eksilterek çembere gitmesiyle de ekstra bir kalite. Furkan Korkmaz'da öyle... Özellikle Slovenya maçında seyircinin bağırdığı gibi 'MVP' kalibresinde bir performans sergiledi. Şut yüzdesinin zirveye çıkardığı bu maçta bütün kısa pozisyonların hakkını vererek geceye damgasını vurdu.

Ergin Ataman'ın Shane Larkin'i oynatmadığı bu maçlarda oyun kurucu pozisyonunda Buğrahan Tuncer'le, Şehmuz Hazer'i kullanmaya çalıştı. Cedi ve Furkan' da gerçek yerleri olmasa da bu görev tanımı içinde fazla sırıtmadan işlerini yaptılar.

Kişisel görüşüm hem Buğrahan, hem de Şehmus 1 numarada yeteri kadar verimli oynayamadı. Özellikle Buğrahan'ın sete yerleştikten sonra arkadaşlarını oynatırken yaşadığı sıkıntı, Polonya maçında bir kez daha net olarak göründü.

Shane Larkin dönünce sorun çözümlense de; back up noktasında kim kullanılabilir önemli bir ayrıntı.

Uzun rotasyonda Alperen Şengün'ün oynadığı iki maçta performansı fazlasıyla dalgalandı. Faul atışlarına daha çok çalışması gerekecek. En büyük özelliği olan yüksek posttan ikili oyundan sonra içeri devrilerek bitirmelerini; oyun kurucularla olan uyum sorunu nedeniyle bu kez pek fazla göremedik.

Back up Sertaç Şanlı, Alperen Şengün'le boyalı alanda birlikte oynayacaklar. Ama bu ikili kritik maçlarda yetersiz kalabilir.

Keşke Ömer Faruk Yurtseven bazı kaprisleri sineye çekilerek milli takım için ikna edilebilseydi. Çünkü alternatifi olmayan önemli bir uzun, başta atletizmi olmak üzere farklı özelliklere sahip.

Furkan Haltalı ile Sadık Emir Kabaca 4 numarada kapasiteleri kadar oynamaya çalıştılar.

Polonya maçına damgasını vuran oyuncumuz 14 sayı, 6 ribaunt 1 asistlik performansıyla Frutti Extra Bursaspor'un taze kanı Yiğitcan Saybir oldu. Yiğitcan için bu maçın X faktörüydü diyebiliriz. Aileden basketboldu 4 numara; yıllarca Anadolu Efes benchinde süre verilmesini bekledikten sonra transfer olduğu Frutti Extra Bursaspor'da patlama yapan Onuralp Bitim gibi potanın timsahlarında çok önemli katkılar yapabilecek potansiyelde bir oyuncu.

Onuralp Bitim , Yiğitcan Saybir, Ahmet Düverioğlu; artı Enes Berkay Taşkıran.

4 adet taş gibi yerli ile Süper Lig'in en iyi yerli rotasyonlarından birine sahip olmak kuşkusuz çok özel bir şey olmalı.

Maçlar başlayınca bu oyuncuların kalitesi daha iyi anlaşılacaktır.

Yiğitcan'ı getirmekle bir kez daha nokta atışı bir hamle yapan Bursaspor'un staffını kutluyorum.

Soru işareti olan 3 numara takviyesi dışında yine iyi bir takım kuruldu bana göre.

Yeni transferlerin de coach Dusan Alimpijevic'in savaşçı kimliğiyle örtüşen, öz güveni yüksek oyuncular olduğunu düşünüyorum.

Kimya da tutarsa yeni destanlar yazmak asla sürpriz olmayacaktır.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları