Eleştirmeyeceğim!

2022.09.11 00:17 - Son Güncellenme: 2022.09.11 00:17
A

Başlığım gibi kurgulayacağım bu sezonki Bursaspor yazılarımı.

Çok istisnalar dışında da sözümü tutmaya çalışacağım.

Fedakarlık sezonundayız şehir olarak;

A'dan Z'ye hepimiz, herkes.

Maça gelen, gelmeyen taraftar, yerel medya ile ( ulusalın yerelinin de Bursaspor zaten umurunda bile değil) bilip, bilmeden her şeye maydanoz olanlar.

Bir de tribün antrenörleri!.

'O çıksın, bu girsinciler'; hoca kovucularla, yönetici kellesi isteyenler!

Sizler de kapayın çenenizi; sabredin, gerekirse dilinizi ısırıp; her şeyi içinize atın.

Gördük işte mal ortada;

Kubilay Sönmez, Enver Cenk Şahin'le, Hasan Ayaroğlu'nu bir kenara koyun; diğerleri süt kuzusu.

Belki de bir resmi maçta bu stada ilk kez çıkanlar daha çoğunluktaydı.

Ayakları titremiştir hepsinin, kim bilir o körpecik kalpler dakikada kaç kez atmıştır heyecandan bilemeyiz.

'Seyirci acaba ne tepki koyacak' diye düşünmekten kendi futbollarını bile oynayamamışlardır.

Bunların çoğunluğu masum, daha bu işin alfabesindeler.

Ağlanacak durumlara gelindiyse geçmişin suçu; küme düştüysek geriye çevirelim kafaları, şimdi onların alayı uzaklara sıvışıp gitmiş durumda.

Demek istediğim hepsi ilgiye, sevgiye hasret.

Bunun farkında olan seyirci de ellerinden geleni yaptı bu maç için  tribünde.

Hiç tepki koymadan, ıslıklamadan destek verdiler.

En  güzeli hiç kötü söz işitmedik; alışkın olmadığımız için şaştım kaldım.

Büyüktü Teksas, büyüktü maraton, büyüktü sosyete.

Hep böyle olmalıyız; sadece destekle bir çok şeyin düzeleceğine ben yürekten inanıyorum.

Çocuklar ambiyansa alışınca daha iyi oynamaya başlayacaklardır.

Özgüven çok önemli; bunu onlara kazandırmalıyız.

İlk sınavı Batman Petrolspor maçında geçtik.

Tribünleri sıra ile selamladılar maç bitince genç timsahlar, seyirci de kendilerini bağrına bastı.

Çok güzel ve özel görüntülerdi.

 Peki nerede maç derseniz ?

Maç filan yok arkadaşlar (!) belki ileride göreceğiz futbol oynarken takımı.

Kabul edelim ki;

Bu kadro ile işimiz bayağı zor; ayakta top tutamıyor, oyunu kuramıyoruz; pozisyonumuz da çok az sayıda.

Bereket Enver Cenk Şahin vardı da iki değil,üç kişilik mücadele etti. Şahane bir ayak içi plase ile de maçın tek golünü attı.

Yıllar öncesi gidiverdim o anda.

Galatasaraylı Tanju Çolak'ın 9 Kasım 1988'de Ali Sami Yen'de oynanan o unutulmaz Neuchatel Xamax maçındaki golünün tıpa tıp benzeriydi Enver Cen Şahin'inki de. ( Maçı Galatasaray 5-0 kazanıp tur atlamıştı)

Harika gördü köşeyi Şahin, zaten yaratılan ne kadar tehlikeli atağımız varsa hepsine o imzasını attı.

Oynatmamak için çok tekme attılar kendisine, faul üstüne de faul yapıldı; ama yine de yıkılmayıp ayakta kaldı.

Bravo sana; hep böyle oyna, bu çocuklara rol modellik yap. Yakışıyorsun takıma.

Diğer tecrübeli kramponlar Hasan Ayaroğlu ile Kubilay Sönmez ise vasatı aşamadılar. Dileriz önümüzdeki maçlarda ikisini de toparlanmış olarak izleriz.

Genç yetenek Eren Güler'in sakatlanıp çıkması hesapta olmayan bir gelişme olarak düştü notlarımızın arasına.

Geçmiş olsun; dileriz ciddi bir şey yoktur.

Kadro zaten dar; rotasyonda kullanılacak oyuncu kalitesi yeterli değil, o bakımdan sakatlıklar nedeniyle oyuncu kaybetmek handikabı olur Bursaspor'un.

Tahsin hoca takımı hangi taktikle oynattı derseniz?.

Hiç dikkat etmedim (!), çünkü bu kadronun rakamları ile hiç işim olmaz.

Yok 4-1-3-2'ymiş, yok 3-5-2,  4-3-3.

Boş verelim bunları; sağı, solu, ortayı, forveti de.

Bu kadro toplu hücum edip, toplu savunma yapmayı öğrendiğinde kazanır!.

Yani önce kilitleyeceğiz golü, sonra Çanakkale geçilmez.

Daha başkasını oynayamayız, oynatamazsınız bu çocuklara.

İşte ite taka attık bir tane, sonra da üzerine yatıp 3 puanı kazandık!.

Bu kadar...

Bu kadarını yapsınlar başımızda taşırız.

En azından ilk yarı bitene kadar 'ne puan toplanırsa kardır' diyorum.

Sonrasına bakılır.

İnşallah şehir o vakte kadar kendine gelir de tahta açılır.

Futbolun gerçeği Bursaspor için böyle maalesef;

Eleştiri haklarımı sonlara bıraktım.

Neydi o sahanın zemininin rezaleti Allah aşkına ?

Bu bakımlı haliyse eğer,  bakımsızlığını düşünemiyorum!.

Sanırsınız patates tarlası mübarek.

Engebeler, tümsekler, çimlerin yarısı sapsarı, yeşilin açığından koyusuna her ton, ne ararsanız vardı!

Bu tarlada Allah korusun sakatlanır çocuklar, lütfen el atın ve olabildiğince düzeltin.

Maçı elimizde takım listesi olmadan izledik gazeteciler olarak.

'Kadroyu say' deseniz; 11 kişiyi eksiksiz bilen ya bir, ya da iki kişi çıkar ki, bunlardan birisi de benim!

Neden maç listeleri dağıtılmadı? Nerede Bursaspor'un basın departmanı?  

Günün utanmazlarına (!) ise özel muamele çekmek istiyorum!

Batman Petrolofis maçını izlemeye gelen konuk seyircinin adım gibi eminim ki en az % 90'ı Bursa'da ikamet ediyordur.

Yani ekmeklerini bu şehirde, içimizde yaşayarak kazanıyor, bizimle metroya biniyor, bizimle yolda yürüyorlar.

İnsanda biraz nezaket, biraz yaşadığı şehir adına utanma, arlanma olur.

Toplasanız 100 kişi etmez o rezil güruh; maçın başından sonuna Bursa'ya, Bursaspor'a salya sümük küfür  etti.

Bizim taraftar onlara ağzını açmadığı halde.

Azgınlıkta sınır tanımadılar.

Kopardıkları koltukların parçalarını locada maç izleyen Bursaspor taraftarlarına fırlattılar.

Hafta içindeki bir yazımda bu konuya değinmiş ve beni küme düşmekten ziyade; bu ligin atmosferinde 'Bursa ve Bursaspor için edilen küfür ve hakaretler yaralıyor' demiştim.

'İçimizdeki İrlandalı bunlar.

Kendi topraklarında Bursaspor'a saygısızlık ediyorlar.

Sayılarını bilemem ama;  bu güzel şehirde yaşayıp ta bu terbiyesizliği bize reva gördüyseniz eğer, haram zıkkım olsun üzerimizden kazandığınız paralar.

Öyle özür filan dilemekle de olmaz asla affetmeyeceğiz.

Son olarak;

Bu çocukları, yönetimle antrenörleri sonuna kadar desteklemeye mecburuz.

Gördünüz işte; 'Bursa kümeye' diye bağırdılar maç bitene kadar.

Birlik olup, ağzından çıkanı kulağı duymayanların eline koz vermemeliyiz.

En azından ilk yarıyı bitip, tahtayı açtırana kadar.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları