'Bursaspor değil' bir tarih göç ediyor ebediyete...

2022.10.31 17:11 - Son Güncellenme: 2022.10.31 17:11
A

Bursaspor'un gündemini sosyal medya belirliyor dersek abartmış olmayız.

Yönetim, teknik kadro; olası adaylarla ilgili isimler üzerine sizin öyle uzun uzun düşünerek kafa patlatmanıza gerek yok zaten!

Düşünceler farklı farklı olsa da; buluşulan ortak nokta tek;

Tartışmasız ve kesin hem de;

Ali Nur Aktaş kulüp işlerine burnunu sokmasın;

Ömer Furkan Banaz istifa etsin;

Tahsin Tam'la, İsmail Ertekin pılıyı pırtıyı toplayıp gitsin;

Her yenilgi sonrasında eleştirilerin odağında bu birleşik özne çarpıyor gözlerimize.

İyi güzel de; teknik kadro dışındakiler; yani başkan Alinur Aktaş'la Ömer Furkan Banaz istemiyorlar ki isimlerinin Bursaspor'la birlikte anılmasını.

Yedi sülalesine küfretmiş;

Yerin dibine geçirmişsin seçilmiş adamı; Esenler Erokspor maçında;

57 yıllık Bursasporluyum; dörtte birini bana sarf etseler adını bile anmam bir daha.

İşimden gücümden feragat edeceğim, ailem, çocuklarım üzüntüden kahrolacak;

Ne için; 'Bursaspor kötü durumlara düşmesin' diye..

Sonra bir kaç kendini bilmez; 'bilmem ne çocuğu, şey ol git.' bağlamında olmadık hakaretlerle kendi egosunu tatmin edecek.

Yok dünyada böyle bir geniş yüreklilik; kimse öyle kolay kolay katlanamaz bu tarifsiz işkenceye.

'Buraya kadar' der olur, biter.

Ömer Furkan Banaz defalarca ' Madem biz başarısızız, yapamıyoruz, buyurun yapan gelsin' diye çağrıda bulundu mu?

Bulundu;

Genel istek ve arzu üzerine (!) olağanüstü kongre kararı alındı mı?

Alındı...

Sonra ne olduğunu gördük?

Bir baktık sosyal medyada klavyenin başına geçince atanlarla tutanlar anında arazi  olmuş!

Hani nerede başkan adayları, nerede kulübü elinden tutunca uçurup götürecek delikanlılar!

Yetmedi, bir daha olağanüstü kongre kararı...

Peki sonra?

Sanırsınız ki kapıda kuyruk olup bekleşmede başkanlık koltuğuna sevdalananlar!

Bir kere daha 'sıfıra sıfır, elde var sıfır' görülmüş oldu.

Emin Adanur nabız yokladı, Mümin Canbaz kendince haklı nedenlerle başına iş alacağını anlayıp son anda çekildi.

Kaldık mı Mayıs 2024'ün sonuna kadar eldeki yönetimle idare etmeye!

Meraklısı değil ki baştakiler; bir kısmı kendi halinde iş adamı, bir kısmi maaşıyla çalışan bürokrat.

Ortada ve açıkta kalmasın istediler; Bursasporlu olmaları bunu gerektiriyordu. Yanlış anlayan az değil ki; hayasızca saldırdılar.

Para ise en olmayan mevzuu idi!

Yalvardılar, yakardılar kimsenin kılı kıpırdamadı.

Şimdi iki seçeneği kaldı Bursaspor'un önünde.

Ya Ömer Furkan Banaz'la her türlü riski göze alarak devam edecek;

Ya da 'bu defa kesin son' diyerek o da köşesine çekilecek.

Sonrası önce kayyum, en nihayetinde DAL'a kadar yolumuz var!

Durum bu kadar açık ne net.

Böylesine bir kaos ortamında Tahsin Tam ile İsmail Ertekin'i kovsan ne olur, kovmasan ne olur!?

Bilmeyenler gidecek (!) kapıda bizi bekleyen en çılgın adayı Bursaspor'a teknik direktör yapacağız!

Kim var ki boşta!?

UEFA'da çalışmasa Arsene Vegner diyeceğim de!

Ya da içeriden Sergen Yalçın taraftarla papaz olmasa en iyi seçim olur!

Yeşil beyaz sevdalısı, Bursa aşığı sevgili Yılmaz Vural neden olmasın ki?

Geçenlerde konuştum. 'bebelerle mi oynayacağım Engin !.  Direkt düşeriz. Benim de bir kariyerim var' diyerek yan çizdi.

Görüyorsunuz değil mi; iyice saçmaladık; artık bu teknik adam takıntısı ironi yapacak düzeylere geldi çünkü.

Kovunca kimi getirecekler?;

Alternatif isim filan yok.

Tek dertleri yeter ki gitsin Tam'la Ertekin;  yeter ki bir an önce takımın başından uzaklaşsınlar.

Sormak isterim;

Ne zaman özeleştiri yapacak A'dan Z'ye her gruptan taraftarın oturduğu tribünlerimiz?

Ne zaman geleni canından bezdirmeyip;

Küfürlerle, hakaretlerle doğduklarına pişman etmeyecek?

Ne zaman acaba?

Giden bir daha dönmüyor;

Dönmez de boşuna beklemeyelim.

Birbirinden değerle eski başkanlarla, yöneticiler birer birer küstürülerek kopartıldılar bu güzel camiadan;

Şimdi 'olmayacak duaya amin' demeye çalışıyoruz.

'Ne olacak canım el uzatsınlar, küskünlükler bir tarafa bırakılmalı, bir tane Bursaspor var!'

'Var' da kazın ayağı öyle değil işte.

'Bir tane Bursaspor için' onlarca onurlu, gururlu, namuslu iş insanları bir azınlığın keyfi için linç edilirken, kimsenin kılı bile kıpırdamamıştı; bütün bu yaşananlar kolay mı unutulur sanıyorsunuz?

Daha kötüsünü söyleyeyim mi?

Yakında çevremizde kimseyi bulamayacağız;

Azınlıkta kalmış olsalar da; Bursaspor'u hala sevmeye devam edenler uzaktan bakacak, ama asla yanımıza gelmeyecekler.

'Yine eskisi gibi 'olursa diye!

Elimizi vicdanımıza koyup, üzdüklerimizden özür dilemedikçe bu günler daha iyi günlerimiz...

Kahroluyorum Bursaspor'umuz için...

Süper Lig maçlarını mesleğim gereği takip etmeye mecbur kalmanın dayanılmaz üzüntüsü içinde; onda birimiz bile etmeyen Anadolu takımlarıyla İstanbul'un semt azınlığının boş tribünlere mücadelesi içimi sızlatıyor, gözlerim yaşarıyor.

Bursa gibi bir şehrin marka değeri olan Bursaspor bugün can çekişiyorsa; her kesimden bireyle kurumun suçu vardır.

Kimse bu ortak sorumluluktan kendini kurtaramaz.

Azar, azar, gram gram tükeniyoruz maalesef.

'Bir zamanlar Bursaspor vardı' diye arkamızdan konuşulduğu gün, hepimizin bittiği gündür.

'Ali gitsin, Veli gelsin; onunla da olmuyor, bununla da!

Bir filmin sonuna gelinmek üzere;

Perdede 'The End' yazıp bittikten sonra akan fragmanda ismimizi ararız artık, 'seninki en baştaydı, benimkisi sonra' diye!

Sadece Bursaspor değil, 1963'de yazılmış bir tarih sökün etmekte ebediyete doğru...

Bu kadar...

 

 

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları