Bu kadar çok yabancı kimyamızı bozar

2022.08.10 16:50 - Son Güncellenme: 2022.08.10 16:54
A

Futbol Federasyonu'nun yeni başkanı Mehmet Büyükekşi çok gani gönüllü çıktı!

Öyle bir statü dayattı ki Süper Lig'e sayın başkan işine gelen ayağa kalkıp alkışlar, gelmeyen de ağzına geleni söyler.

Bol keseden ulufe dağıtmanın da bir sınırı olmalıydı.

Yanlış, sakat uygulamalar; ufkumuzu karartacaktır yenilik diye getirilenler.

En baştan belirteyim; ben kendimi tutamayanlardanım.

Fermuarı son dişine kadar çeksem de 'görünen köyün kılavuzlarını' tek tek sıralayacağım.

Türk futbolunun felaketi mi isteniyor acaba?

Yani söyleme de dur;

Alt yapıya yatırımı bitirir bunlar,

Gençlerin gözlerindeki feri söndürür.

Başlayalım mı?

Her kulüp kadrosu için 35 futbolcuya kadar istihdamda bulunabilecekmiş!

Bu ne cömertlik böyle...

Zaten borç içindeki kulüplere 'gel biraz daha borca bat, sonrası bizi ilgilendirmez' demek değil de nedir bu?

Belki çoğunluk 35'in çok altında rakamlarda kalacak olsa da; bunun 'statü kisvesi' altında deklare edilmesi bile çok absürt.

Topa ayağını değdirenin milyon avrolarla, dolardan kapıyı açtığı böylesine zorlu bir ekonomik süreçte 'Rus ruleti oynuyor' federasyon.

İlk tetik 'boş' ikincisi belki de 'beyinleri dağıtacak' bilebilir miyiz  sizce?

Futbolun köküne kibrit suyu ekmeye, kulüpleri batırmaya niyetin mi var senin sevgili başkan; gırgır olsun diye değil, ciddi ciddi soruyorum!

Rezaletin ikinci perdesi kadrolarda 21 yabancı oyuncu bulundurulmasına izin verilmesi!

Üç büyüklerle Trabzonspor geçen yıldan ellerinde kalan arz fazlalarını satamayıp, üstüne yenilerini getirmek isteyince; fatura onların sırtlarından gariban Anadolu'ya kesiliyor ki; kusura bakılmasın da  bu anlam çıkıyor sağından soluna, solundan sağına okuyup bitirdiğinizde.

35 kişinin 21'i yabancı!

Fazla değil, çok fazla!

Biraz biraz değil, resmen ırkçılık!

O zaman niye kızıyoruz ki Suriyelilerle Afgan kardeşlerimize;

Onlar canını derdinde, ekmeğinin peşinde bir şekilde koşmuşlar güzel ülkeme,

TFF ise en alasından kıyağını geçiyor 'milyon avroluk, dolarlık 'futbolcu sığınmacılarına.

Yerliler 'out', yabancılar 'in'

Kim bilir kaç tanesi beş kuruşluk iş bile yapmayınca, beğenilmeyip gönderilmeye kalktığında imzaladığı ballı sözleşmesinin kendisine tanıdığı süper avantajlarla sırt üstü yatıp kesesini dolduracaktır;

Hele 3-4 maç geçsin birlikte göreceğiz.

Gidebilen de anadan üryan gitmeyecek ki!

İkinci şansına koştururken, cebini de unutmaz; üç beş ne kopartırsa artık.

Şimdi kalkıp ta AB'ndeki örnekleriyle kıyaslama yapılmasın yanlış olur.

Orada kulüplerin borcu makul seviyelerde;

Gişe hasılatları, yayın havuzundan gelenler, artı reklam gelirleriyle idare edebiliyorlar.

En küçük suistimal ya da limit aşımı halinde ise ceza kesiliveriyor.

Örnek vermek gerekirse; Fransa'da Bordeaux ve Angers geçen sezon mali kriterleri karşılayamadıkları için küme düşürüldüler.

6 şampiyonluğu bulunan Bordeaux'a acımadı ülkenin federasyonu,

Benzer bir durumun bizde yaşanma olasılığı milyonda birden bile azdır.

Cesaret etmeyi bırakın, adlarını bile ağızlarına alamazlar.

 Konuyu değişen statünün iki maddesi üzerinden biraz uzattığımın farkında olsam da bunları birisinin yazması gerekiyordu.

Özetle taşrada da yaşasak bunları dillendirmenin görevimizin bir parçası olduğuna inanıyorum ben!

Kıyakçılığın başka boyutları var; onları da anlatalım.

35 kişilik kadroda en az 14 Türk oyuncu bulunacakmış (!)

Bu 14 Türk oyuncunun en az 4'üne 1 Ocak 1998'den sonra doğmuş olma şartı getirilmiş.

Tebrik ediyorum lütfetmişler!

21 yabancının 14'ü 21 kişilik kadroda yer alırken, bunların 8'i sahada, 6'sı ise kulübede oturabilecekmiş!

Tuhaf olmanın ötesinde, bir asimilasyon operasyonu gibi.

Yabancı oyuncu; yerlisi beğenilmediği için onları ikame etsin diye transfer edilir.

Kulübede oturması için değil.

Eğer bir kulüp bünyesinde başkan ya da normal bir yönetici isem; neden oturtacağım yabancıyı para ödeyerek dışarıdan getireyim ki?

Onların yerine kendi alt yapımı, ya da yerli transferlerimi kullanırım.

Aklın yolu bir, mantık bunu söylüyor.

Sonra da 'battık,yandık, bitiyoruz' diye feryat figan ağlaşılıyor.

Mazeret olarak öne sürülen 'arz talep meselesi, yabancı getirmezsek zaten sayısı az olan yerli fiyatını anında ikiye üçe katlıyor' mazereti bana göre tam bir geyik masalı.

Senin alt yapın üretiyorsa, niye korkacaksın ki?

Bakın Bursaspor'a; çatır çatır oyuncu yetiştiriyor.

Kabahatin, yanlışın büyüğü en tepedekilerle, onlara her dediklerini yaptıran ağa babalarında.

8 artı 6 kuralı; Türk futbolunun altına yerleştirilen pimi çekilmemiş bir el bombası gibidir.

Kontenjan dolsun diye koftiden birilerini getirmek; hem kendi çocuklarımızın önünü kapatmak, hem de geleceklerini karartmakla eş değerdedir.

Oynatıp, yararlanamadıktan sonra 'alt yapınıza yatırım yapın' bağlamında fetva vermek, tam Aziz Nesinlik bir durum, onun unutulmaz eseri Zübük'ün ruh ikizidir!

Yabancı olacaksa -ki Allahın emri sanki -en fazla 5, bilemediniz 6 tane olmalıdır.

Bir de anlı şanlı ulusal gazeteler böylesine embesil bir düzenlemeyi 'TFF'den 21 yabancıya izin' manşeti çekerek vermiyorlar mı; kafayı yememek için sabrımın sınırlarını zorluyorum!

Şimdi de biraz konunun dışında bir kaç şey söylemek istiyorum!.

Fener medyası ile Portekizli Teknik Direktör Jorge Jesus'un arasındaki balayı  erken biteceğe benziyor!

'Dede Jesus an itibariyle (ilki İspanyol Luis Aragonas idi) anlı şanlı kalemşörlerin menzilinde; 'ateş serbest' durumu egemen köşelerde!

Dün kınalı saçlı ihtiyarı öve öve bitiremezlerken, bugün ne oldu da 'tu kaka' yapıyorlar; doğrusu ben anlayamadım, inanın kendileri de nedenini bilmiyordur!

Maksatları 'eleştiri olsun' herhalde!

Aldatıcı baharda kimsenin iç yüzü belli olmazmış.

Asıl kara kışta, yani maçlar başladığında farkına varılır.

Şimdi şimdi farkına varınca da; 'kim getirdi bu Jesus'u' türünden ağlanmaya başladılar.

Ali başkan da bu eleştirilerin gizli hedefi gibi.

'Yine olmadı, tutturamadın' üzerinden salvolar hiç hoş değil.

Ali başkanı silkeleyemezler de; bakalım dede Jesus'un ömrü nerede bitecek, doğrusu merak etmiyor değilim!

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları