Benden spor yazarı olmaz, taraftar olur!

2025.01.20 17:11 - Son Güncellenme: 2025.01.20 17:11
A

Bursaspor'la ilgili köşemi genelde maç sonları değil, hafta başları yazmaya özel itina gösteriyorum.

'Ne olur, ne olmaz' diye değil;

Nedeni de tamamen duygusal!

( Komedyen Cem Yılmaz'ın kulakları çınlasın; bu lafı ortaya attığından beri; ilişkilerin para ve menfaat üzerinden yönlendirilmesi gibi bir mecazi anlayış topluma egemen oldu.)

Kötü oyuna, kötü hakeme, kötü futbola tahammülüm yoktur;

Dilimi tutamam; fena tepki veririm;

'Tamamen duygusallığım' da Bursasporluluğumla ilgilidir;

Aralarından yetiştiğim TEKSAS'ın yıllar geçse de zaptı-rap altına aldığı kimliğimi kendilerine benzetmesi; beni maçların içinde çok farklı duygulara karşı verdiğim güç savaşında bir tercih yapma noktasına getirdi.

Şunu anlatmaya çalışıyorum;

Dün oynanan maçın sonrasında klavyenin başına oturacak olsaydım; kırıp dökmediğim kimse kalmayacaktı!

40 bin küsür seyircinin o güzelim pazarını zehir eden Pablo Martin Batalla'nın yanlışlarından girer; sahada vites küçülterek oynayan topçuların alayından çıkardım!

Allah korumuş; şükürler olsun;

Ortalığı fincancı dükkanına bodoslama dalan filler gibi dağıtmama adına köküne kadar frene basarak bugünü bekledim;

Böyle olmayacak galiba, o zaman biraz dokunduralım mı?

Öyle teknik, taktik bağlamında değil, tribündeki taraftarların söylemiyle olsun;

Maç bitimlerinde aralarından yürüyerek metroya gelip, oradan evime gidiyorum.

An itibariyle içlerinden yürürken öfke ile karışık sitemde bulunanların sözcüsüyüm;

Dün takımdan ve oynanan futboldan hiç memnun kalmamışlar;

Üstüne toz kondurmadıkları Pablo Martin Batalla'nın karizması da yavaş yavaş çizilmeye başladı haberi olsun;

Oyuna yeterince müdahale edemediğinden;

Oyuncu hamlelerinde geç kaldığından;

Kenardaki durgun ve enerjisiz görünümünden şikayetçiler; Kendisinden sahanın kenarında biraz aksiyon, biraz hareketlilik bekliyorlar;

Kadronun temel taşı olan tecrübeli kramponların isteksiz ve temposuz performanslarını kabullenememişler;

Örneğin Ahmet İlhan Özek'in tek olumlu hareket yapamadan kenara gelmesini içlerine sindiremeyip eleştirdiler;

Maçla ilgili bütün bu eleştiri konusu yapılacak detayları ben yazamasam da;

Birlikte metroya kadar yürüdüğüm yeşil beyaz sevdalıları tek tek dikte ettirince;

Paylaşmazsam olmazdı; bilgi olsan diye not düşüyorum.

Başlığımda bir abartı filan yok; gerçeğin ta kendisidir;

Spor yazarı kimliğimle, taraftarlığım arasında gidip gelmekteyim maç, maç;

Bursaspor benim gözümde hep iyi oynamalı, hep 3-5 atarak kazanmalı; hiç yenilmemelidir.

Ya öyle, ya böyle:

Ortası yok bu sevdanın;

Keşke spor yazarlığını değil de; başka bir mesleği seçseymişim;

O zaman tam özgür olabilirdim;

Şimdi özgürlüğüm kısıtlı, gördüğümü yazamıyor; kendim gibi eleştiremiyorum;

Teksas'ın sadece Bursalıları değil; Türkiye'yi kendisine hayran bırakan dayanılmaz cazibesine; uzaktan imrenerek bakarken, derin derin iç geçiriyorum...

Sadede gelecek olursak;

Bu puan kaybıyla sendelemekle kalmadık; alt taraftan gelenlerin iştahını kabarttık.

KSK ile aramızdaki puan farkı da 9'a inse de; bu kapanılmayacak kadar büyük değil.

Düzcespor maçını bir yol kazası olarak görmek yanlış bir değerlendirme olur;

Bu uyarı; Teknik Direktör Pablo Martin Batalla başta, forma giyen tüm oyuncuların umarsızlığına karşı takipçilerimizin yapmış olduğu bir kulak çekmedir.

Böyle devam etmeyecektir elbette;

Bu kadro motive olunca ve kendini maça verince; her rakibini içeride, dışarıda farklı yenebilecek bir potansiyele sahip;

Her 90 dakikanın kendine özgü bir önemi vardır;

Üstelik daha lig bitmiş değil,

Kendimize gelelim;

Rehavete kapılmayalım;


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları