Belgrad'da destan yazdık, Ljubljana'da tarih!

2022.04.28 01:22 - Son Güncellenme: 2022.04.28 08:29
A

Kalbiniz tekler gibi oldu mu hiç maç bittiğinde?

Tansiyon, şeker durumları!..

Ağzınız kurumuş, diliniz damağınıza yapışmıştır bu hastalıklardan muzdaripseniz eğer.

Şekerin dışında hepsi mevcut bendenizde.

Motoru aort kapakçığı da dahil 12 sene önce rektifiye ettirdik!.

Tepeden tırnağa ful aksesuarız yani!.

Tansiyonla ne zaman tanıştım inanın senesini hatırlayamıyorum;

Haplarla da arkadaş sayılırım.

Niye mi yazdım bunları?.

Cedevita Olimpija Ljubljana ile Frutti Extra Bursaspor arasındaki Euro Cup çeyrek final maçının son 2 dakikasında ne kadar illet varsa yaşantıma asalak gibi yapışıp da bir daha bırakmayan;

Sırasıyla nöbet geçirttiler bana.

Kalbim sıkıştı, tansiyonum fırladı; nefesim daraldı, dilim damağım kurudu;

Eğer o sürenin bitiminden sonra atılan basket; masaya gidip yeniden izlenmeden sayılmış olsaydı eğer; kendim o sandalyeden bir daha ayağa kalkabilir miydim bilmiyorum ama; en çok ta her birisinde aslan gibi yürek olan o aslan parçası oyuncularının döktüğü terle, sarf ettikleri emeğe yazık olacak, haksızlığın en büyüğüyle yüzleşerek yıkılıp gideceklerdi.

Özetleyecek olursak; mübarek gecenin yüzü suyu hürmetine ve inanarak oynanmışlığın karşılığı olan bu büyük galibiyetle Frutti Extra Bursaspor; Avrupa'nın basketboldaki ikinci büyük organizasyonu kabul edilen Euro Cup'da yarı finale yükselmiş oldu.

Sırp ikonu Partizan'dan sonra bir başka Avrupa devi Cedevita Ljubljana'yı eleyerek bu sezona şimdiden damgasını vuran Bursaspor'umuzu yürekten kutluyorum.

Bu sonuçla;

Şimdiden Euroleauge'de neler olacağını beklemeden 'yılın basketbol olayı'na imza atarak kulüp ve basketbol tarihine adlarını yazdırdılar.

Bizlere de böylece ileride torunlarımıza anlatacağımız harika anekdotlar kalmış oldu.

Rüya değil gerçeğin ta kendisi...

Devam edip etmeyeceğine içeride bile dudak bükülerek bakılan Frutti Extra Bursaspor Euro Cup'da yarı finalist.

İspanyol rakibi Andorra'yı da elerse finalist.

Sonra da kim gelirse gelsin fark etmez;

Bu havamızla, bu karakterimizle, bu inanmışlıkla, bu seyircimizle bir bakmışsımız şampiyonluk kupasını havaya kaldırarak Avrupa'nın en büyük organizasyonu Euroleauge için vizeyi cebimize koymuşuz...

2010 yılında futbol takımı şampiyon olurken tribünler '2010 yılında Şampiyonlar Ligi'nde, dürteceğiz(!)Real Madrid'e' sloganlarıyla inlemişti.

Şimdi basketbolda bu özlemin gerçekleşmesine sadece ama sadece iki maç kaldı.

Finale kalmamız halinde ULEB Yönetiminin seneye Rus takımlarını devam eden savaş nedeniyle organizasyon dışında bırakması ihtimaller arasında olduğu için Bursaspor'a davet götürmesi sürpriz olmayacaktır.

Nereden nereye geldi Bursaspor'da basketbol değil mi?

Ömrü için papatya falları açılan bir şubenin an itibariyle Şampiyonlar Ligi'nde oynayıp, oynamayacağının konuşulmaya başlanması akla gelebilecek en son olasılıktı belki de.

Yılların Tofaş'ı yerinde sayıp kendi liginde play-off oynama şansını bile tehlikeye sokarken; kısa geçmişine karşın Bursaspor'un basketbol şubesiyle de kendini kabul ettirerek bir yerlere gelmiş olması insana müthiş bir gurur yaşatıyor.

Hayali bile güzel değil mi?,  o zaman birlikte kuralım.

2022-2023 sezonunda Euroleauge'de Anadolu Efes, Fenerbahçe BEKO bir de Frutti Extra Bursaspor !.

Maçı teknik olarak analiz edecek olursak;

Alimpijevic'in maç öncesi kurgusu bir kaç ufak nüans dışında tamamı ile yürüdü.

Sırp coach adeta geleceğin Zeljko Obradovic'i gibi.

Takımına müthiş hakim; oyunu çok iyi okuyor. Kenardan müdahaleleri yerinde ve kusursuz. Ne zaman, nerede nasıl oynanacağını da A'dan Z'ye her kese öğretmiş.

Kapasitelerini su gibi ezberlediği için; hamlelerinde her türlü riski alabilecek kadar gözü kara. Örnek vermek gerekirse; dün akşam başka bir coachun kolay kolay cesaret edemeyeceği bir tercihle, takımın beyni point guard Derek Needham'ı yaşadığı faul sorunu nedeniyle ilk iki çeyrek uzun süre kenarda oturtarak yerine Ömer Utku Al'la devam etti. İki ucu keskin bu değişiklikte Ömer Utku Al'ın işin hücum yönü haricinde topu getirip, oyun kurmada sıkıntı yaşatmaması; Alimpijevic'in oynadığı kumarı bir kez daha haklı çıkartmaya yetti.

Son iki çeyrek Andrew Andrews'le birlikte sorumluluk alarak maçın akışını değiştiren Derek Needham harika oynayıp, inanılmaz şutları sokmaya başlayınca; Sloven coach'un yüzü şekilde şekile girmeye başladı.

Takımın inatçı karakteri ile müthiş enerjisi de eklenince; Cedevida son çeyreğin dışında kendi ritminin dışında oynamaya mecbur kaldı.

Sadece bu iki oyuncu değil, eli titremeden soktuğu çok kritik üçlüklerle girerek kadronun önemli bir parçası haline gelmeye başlayan John Holland'la, ribaunt ve blok uzmanlığına son maçlarda kendini yerden yere atarak bir top kapmak için adeta savaşan Hayes'de eklenince bu maçı kazanacağımız belli olmaya başlamıştı zaten.

Sakatlık sonrası geç de olsa toparlanan Metin Türen'in skor ve asist katkısına, 'yerli siyah Amerikalımız(!)' Onuralp Bitim'in savunma enerjisiyle, yüzdeli sokamasa da şutlarının takibindeki performansı da eklenince; salonun büyüleyici atmosferini parçalayıp delen Bursaspor'un uzay boşluğuna yükselişi izlendi!!.

Rakibin geniş ve potansiyelli rotasyonuna karşın 8 kişi ile verilen yürek yüreğe, tırnak tırnağa, göğüs göğüse kavga; inanılmazdı; şahaneydi, tüylerimizi diken diken etmeye yetti.

Evet çember altında fazlasıyla ezildik, gereğinden fazla hücum ribaundu verdik, rakibin tepeden içeri devrilmelerinde de özellikle eski Galatasaraylı Zach Auguste'yi durdurma da zorlansak ta karakterimiz haline gelen inatçı oyunumuzla hiç geri adım atmayıp, sonuna kadar direnerek bir destan daha yazdık. Böyle bir mucizeyi gerçekleştirmek her babayiğidin harcı değildir.

Gururluyuz, mutluyuz sevinçten yerimizde duramıyoruz.

Çünkü Bursaspor'un sadece futbolunu değil, basketbolunu, kapatılmış olsa da bayan voleybolunu, petangını, atletizmini, boksunu, yüzmesini velhasıl tepeden tırnağa yaşattığı tüm değerlerini seviyoruz.

Bu şubeyi asla yalnız bırakmayalım, sizlerle birlikte yürüsün sevgili Bursasporlular.

Ve bu akşam Ataevler'deki Barış Spor Salonu'na koşarak çocuklarımı yine meşalelerle, marşlarla karşılayıp, alkışlarımızla destek verelim.

Pazar günü de Nilüfer Salonu'nda saat 13.00'de başlayacak Türk Telekom maçına koşarak, koltukları tek boş yer bırakmamacasına dolduralım.

Kupa bitince takılacak olursa ta; geriye dönüp bakarak Partizan ve Cedevita maçlarını kazanmanın şampiyonluk kadar değerli olduğunu hiç aklımızdan çıkartmayalım.

Eğer Cedevitalı Jacob Pullen'in süre bittikten sonra panyadan destek alarak giren o şutu basket kabul edilecek olsaydı; bu spor tarihinin yaşanmış en büyük hazsızlıklarından birisine uğramış olurduk Bursasporlular olarak.

Mübarek Kadir gecesinin yüzü suyu hürmetine Rabbim hepimizin dualarımızı kabul etti.

Bir kocaman teşekkür de TRT Spor'dan maçı anlatan spiker Eren Tuna'ya. Süre bitiminden sonra giren şuta defalarca 'inanamıyorum' şeklinde isyan ettikten sonra ' Kesinlikle basket değil. Verilmemeli. Bursaspor bu maçı kaybederse çok yazık olur, kaybetmemeli' temennisinde bulunması çok az görülen bir jestti.

Bursaspor'un üzüntüsünü Bursalılardan başkası biraz zor paylaşır!. Maç sırasında ve sonrasındaki içten ve samimi duyguları nedeniyle Eren Tuna'ya şahsım ve mesleğim adına yürekten teşekkür etmek istiyorum.  

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları