Basketbol hakemliği üzerine...

2023.04.25 17:33 - Son Güncellenme: 2023.04.25 17:33
A

Neden bu kadar formsuzlar?

Neden bu kadar tartışıyoruz kendilerini ?

Sanki basketbolun gündeminde başka konu yokmuş gibi.

Sadece bu kadar mı?

Egoları yüksek; diyalog sorunu yaşıyorlar.

Hem oyuncularla iletişimlerinde;

Hem de kenardaki staff ile.

Yetmezmiş gibi saha içindeki koltuklarda oturan seyirciyle de hırlaşmaya başladılar ki; tam kel alaka bir durum.

Bakın işinize; yok laf atmış, şöyle demiş;  elinizde sınırsız yetki; atarsınız dışarıya sataşanları olup biter; bu kadar basit.

Basketbolun ayrılmaz ögeleri hakemlerimizden bir pasaj sunmaya çalıştım sizlere.

Yukarıdaki paragrafların her satırındaki eleştirilerde; haklılık payımın su götürülemeyecek kadar büyük olduğuna inanıyorum.

Ömrüm neredeyse salonlarda geçiyor.

Bazen haftada iki üç maç izlediğim bile oluyor.

Hakem performansları kulüp yönetimleriyle, coachların ortak şikayeti an itibariyle.

Haftanın biten karşılaşmalarının ardından medyaya yansıyan demeçlere bakın.

Ağlama duvarına döndü basketbolun emekçileri.

'Çalamadı, atamadı, göremedi; yazık değil mi bizlere?'

Gerçekten yazık oluyor parkede dökülen terlere;

Hakem sahaya çıkınca duygularıyla değil, mantığıyla hareket etmelidir.

Kesinlikle art niyet aramıyoruz;

Böyle bir iddiamız da  yok;

Yeter ki adil olun, cesur yönetin; sizden istenen bu.

Unutmayın ki;

Boynunuzda asılı o düdük; ayni zamanda vicdanınızın sesi gibidir.

Buraya kadar genel bir çerçevesini çizmeye çalıştım basketbol hakem camiasının.

Şikayetlerin orta paydası; en küçük itirazda bile çok kolay çalınabilen teknik ve sportmenlik dışı faullerle;

Pozisyonları kaçırınca telafi edebilmek için zırt pırt monitöre giderek yapılan izlemeler;

Maçın keyfi kaçıp, oyun ve oyuncu soğurken, seyirci homurdanmaya başlıyor.

Dikkatiniz dağınık olmasa bu kadar kolaycılığa kaçmayacaksınız belki ama; demek ki aklınız oyunda değil başka yerlerde !.

Eleştirilere açık olun, kenardan yapılan itirazlarda biraz daha yumuşak ve toleranslı davranın.

Diskalifiye etmek bu kadar kolay olmamalı;

Can yakan haftalara girdiğimiz şu günlerde sorumluklarınız daha da arttı.

Onun için diyorum ki;

Dersinize iyi çalışıp, objektif maç yönetmek için kendi kendinize söz verin.

Vicdan meselesi yapın kararlarınızı...

Kulüplerle, yöneticiler ağlayıp, üzülmemeli.

Söylemesem olmazdı;

El alemin ağzı torba değil ki konuşuyor işte!.

Bazılarınızın bahis iddialarına para yatırdıkları kulaktan kulağa dolaşmakta.

Yönettikleri maçların skoru üzerine yatırdıkları paralarla ilgili ayar çekmeye çalıştıklarını dillendirmek çok düşündürücü ve kabul edilecek bir durum değil.

Kendi payıma inanmak istemiyorum, inanmıyorum da.

Ama 'ateş olmayan yerden de duman çıkmıyor' arkadaş!..

Böyle çirkin yakıştırmalar karşısında MHK Başkanı ise susmayı tercih ediyor!.

Çok çirkin, çok üzücü, çok düşündürücü.

Lütfen açıklama yapıp 'yok öyle bir şey' deyin.

İnsanlar hakemlerimizle, sizlere güvenmek istiyor.

Bu ortamı sarsmayalım.

Yoksa sadece hakem müessesesi değil, basketbol camiası olarak hepimiz top yekun altında kalır, bir daha da üste çıkamayız.

Çok iyileriniz de var, düdükleri tartışılmıyor;

Kusura bakmayın ama çok kötüleriniz de;

Demek istiyorum ki;

Objektif yönetin; sinirlerinize hakim olup kenara adam dövecekmiş gibi gelmeyin.

Tribünler zaten yay gibi gerilmiş, olay çıkarmak için bahane aramakta.

Gelelim 'en' lerime...

En beğendiğim hakem;

Açık ara Kerem Baki;

Yanlış öttürse de altında bir şey aramıyorsunuz.

Kararlı, gözü kara, güler yüzlü.

Zaten Avrupa'nın da gündeminde olan bir hakem.

Ne yalan söyleyeyim; gençlik yıllarımın unutulmaz isimlerini çok arıyor ve her fırsatta anıp, kulaklarını çınlatıyorum.

Yani Gökhan Günalp'ı, Necip Kapanlı'yı, Kaya Örencik'i, Haluk Tuncay'ı, Tarzan Hikmet'i (Hikmet Erdem);

Hele hele sahaya çıkınca babasını bile tanımayan delikanlı Ömer Ozan'ı.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları