Sosyal medya ve yalan haberle algı yönetimi: Politic's Araştırması

2021.10.06 17:08 - Son Güncellenme: 2021.10.06 17:18
A

Aslında yeni bir durum değil.
Sadece iletişim kanalları değişik.
Ve algılar eskiye göre daha açık.
Sosyal medyadan söz ediyoruz.
Geçmişte manşetleri ya da televizyon ekranlarını süsleyen manipülatif haberler şimdi sosyal medya aracılığı ile yapılıyor.
Üstelik çok daha kapsamlı ve kontrolü daha güç bir şekilde.
Hatta çok uluslu faaliyet gösteren sosyal medya şirketleri devlet yönetimlerine bile meydan okuyarak iktidar değişimlerinde rol alabiliyor.
ABD seçimlerinde bunu çokça gördük.
Brexit sürecinde de. 
Arap baharında da.
Öyle ki; Arap Baharı Tunus'ta el arabasıyla satıcılık yapan bir vatandaşın kendini yakmasıyla başlamıştı.
Bu eylem bölgede iktidar değişimlerine kadar köpürtüldü.
Ve bugün Arap Baharı olarak adlandırdığımız noktaya gelindi.

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Ali Murat Kırık'ın yorumuyla "sosyal medya bireylerin ilgisini kısa bir süre içerisinde çekmeyi başarmış ve tüm dünyada yaygın olarak kullanılan, milyonlarca üye sayısına sahip Facebook, Twitter, Myspace gibi ağların popüler bir hal almasını sağlamıştır. Başta Ürdün, Cezayir, Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, ve Yemen gibi ülkelerde görülen Arap Baharı ise tüm dünyaya kitle iletişim araçları ve sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yayılmıştır. Halkın gösterdiği tepkiler ve direniş kimi zaman sansüre uğramış ve radyo, televizyon üzerinden rahatlıkla aktarılamamıştır. Fakat internet daha özgürlükçü bir ortam sunduğu için kullanıcılar sosyal paylaşım ağları üzerinden Arap Baharı'na yönelik tüm gelişmelerden haberdar olabilmiş, yorum yapabilmiş ve görsel paylaşabilmiştir. "
Elbette Kırık'ın söylemiyle beraber stüdyolarda tasarlanan sahnelerle algı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Gerçek ise çok sonra ortaya çıkabilmiş ve iş işten geçmiştir.

Gezi olaylarının büyümesini de sosyal medya üzerinden yorumlamak mümkün elbette.
Son zamanlarda ise sosyal medya üzerinden yapılan manipülatif haberler ya da paylaşımlar sıkça karşımıza çıkmaya başlamış durumda.
Paylaşımlar öyle bir etkileşim alıyor ki, işin gerçeği ortaya çıksa bile gerçekle kimse ilgilenemez duruma gelmiş oluyor.
Yalan haberle istenilen hedefe ulaşılmış oluyor. 
Hükümet yetkilileri de bu hususa sıkça dikkat çekmişlerdi zaten.
Ve TBMM'nin açılmasıyla yasa teklifinden söz etmişlerdi.
Şüphesiz burada en önemli tartışma konusu özgürlüklerin kısıtlanması hususu olacaktır.

Hal böyle iken; önemli bir kamuoyu araştırması gündeme gelmiş durumda.
Özellikle 2019 yerel seçimlerinde neredeyse nokta atışı sonuç vererek başarısını kanıtlayan Politic's Araştırma Şirketi Kusucusu Recep Güven, Bursa'da geniş kapsamlı bir araştırmaya imza atmış durumda.
Binin üzerinde sosyal medya kullanıcısıyla yapılan araştırma "Sosyal Medya ve Yalan Haber" başlığı ile duyuruldu.

Araştırmada deneklere hangi sosyal medya platformu kullandığı soruldu.
Ardından sosyal medyayı hangi sıklıkla kullandığı soruldu.
Yazımızın sonunda ayrıntısıyla  görüleceği üzere yoğun bir kullanımdan söz etmek mümkün.
Burada dikkatimizi çeken bir soru var.
Ki, yazımızın ana temasını oluşturuyor.
En çok güvenilen mecra olarak internetten yayın yapan televizyon haber kanalları anket sonucunda yer alıyor. 
En güvenilmeyen mecra ise Facebook ve İnstagram olarak karşımıza çıkıyor ankette.
Politic's Kurucusu Recep Güven bir noktaya dikkati çekiyor.
Güven, ankete katılanların önemli bir bölümü haberin kaynağına dikkat ettiğini söylüyor.
Ayrıca paylaşımların kaynağının ideolojik boyutu önem kazanıyor.
Güven'in vurguladığına göre ankete katılanların 23.8'i rakip ideolojiye zarar verecekse paylaşımların kaynağını sorgulamıyor.
Bir anlamda destek veriyor.

Anketin tamamını okuyabilir ve inceleyebilirsiniz.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları