İnegöl salgınla mücadeleyi özümsemiş...

2020.04.13 09:35 - Son Güncellenme: 2020.04.13 09:35
A

Şüphesiz her ilçe açısından bunu söylemek mümkün olacaktır. 

Haksızlık etmeyelim. 

İstisnaları varsa bile genelde durum böyledir. 

Yakın zamanda İnegöl'ü ziyaret ettiğimiz için bu ilçeden söz ediyoruz. 

Korona virüsle mücadele bizlere yeni kavramları öğrettiği gibi toplum davranışlarına ilişkin yeni veriler de verir oldu.  

Nitekim bir kez daha gördük ki, bizim toplumumuz kuralları ihlal etmeyi de iyi biliyor kurallara uymayı da.

Bir başka ifadeyle korona virüsüyle mücadelede önlemlere bir süre direnmiş gibi görünse de sonuçta topyekün bir şekilde mücadele etmektedir. 

Ve bu durumu özümsemiştir. 

Aynı şekilde az önce de ifade ettiğimiz gibi sokağa çıkma yasağının başlayacağı 2 buçuk saatlik süreyi de ne yazık ki sonuna kadar kullanmayı becermiştir!

Yeniden olacağını sanmıyoruzdur herhalde. 

Öyle ki; iki günlük bir yasak için böylesine tehlikeli bir hamleye gerek olmadığını görmüşlerdir.

Ayrıca 2 buçuk saatlik bir hareketin faturasının belki de aylara sirayet etme riskini anlamışlardır. 

Başlıkta İnegöl'den söz etmemizdeki neden; geçtiğimiz Cuma günü gerçekleştirdiğimiz ziyarete ilişkin izlenimleri aktarmak istememizle alakalıdır. 

*

BursadaBugün Genel Yayın Yönetmeni Mesut Demir, Aysın Komitgan ile birlikte İnegöl Belediyesi'ni ziyaret için ilçeye girdiğimizde polis kontrolüyle karşılaştık.

Normal olarak tabii. 

Hepimizde maske olması ve araçlarımızdaki sosyal mesafe kuralına uymamızdan dolayı rahattık elbette. 

Fakat buradaki kontrol biraz daha farklıydı. 

Polislerin ellerinde ateş ölçer cihazlar vardı. 

Ve bu cihazlarla hastalığın belirtilerinden biri olan ateşle ilgili uygulama yapılıyordu.

Elbette bu iş polisin görevleri arasında yer almıyordur. 

Ancak özel bir dönemden geçiyoruz. 

Bunu niye yapıyorsunuz, diyecek değiliz. 

Yapsınlar yeter ki. 

Ortaya koydukları işten memnun olup olmamaları bir yana konuya olan hassasiyetlerinden ve mücadeleyi özümsemelerinden olsa gerek "Hoş geldiniz" demeyi ihmal etmemişlerdi. 

Biraz daha ileriye gittiğimizde ve belediyeye yaklaştığımızda çöplerin etrafının ve sokakların tertemiz olduğunu görmek mümkündü. 

Bunu samimi olarak söylüyoruz. 

Belki ana cadde olmasından dolayı daha hassas davranıldığı düşünülebilir. 

Belki de öyledir ama anlatmak istediğimiz başka. 

Daha sonra Başkan Alper Taban'ın anlattıklarından öğreniyoruz ki, ilçede bir süredir yerlere çöp atılmaması ile ilgili bilgilendirme çalışması yapılmış tüm kurumlarla koordine halinde. 

Bunun yansımalarını almaya başlamışlar. 

Belediyenin çöp toplama göreviyle salt bu başarıya ulaşmanın mümkün olmadığını göstermek adına önemli bir adım elbette. 

Yerlere atılan çöpleri toplamaktan önce vatandaşın bilinçlendirilmesi ile sorunun kaynağına gidilmeye çalışılmış.

Taban'ı dinlerken, belediyeye telefonla ulaşıp yardım isteyen ya da şikayet ve önerilerde bulunulmasıyla ilgili Alo 153 hattından söz edip test etmek istedik. 

153'ü arayıp telefon hoparlörünün de açılması sayesinde konuşulanlara tanık olduk başkan ile birlikte. 

Neyse ki, Başkan telefondaki görevliden gelen yanıtlarla birlikte yüzünde tebessüm oluştu. 

Telekom kökenli olmasından dolayı bu konuyu ilçe merkezli değerlendirip 153'e ayrı bir önem vermiş. 

Görevli personel sayısını da arttırmış. 

Böylesine günlerde ziyaretin kısası makbuldür, demek daha doğra olsa gerek.

Yoksa İnegöl ile ilgili sorulacak çok soru ve konuşulacak çok konu vardı. 

*

Korona virüs hususu elbette belediye başkanlarının ve yönetimlerinin çok ama çok üzerinde bir husus. 

Konu ister istemez virüs etrafında döndü durdu ama belediye olarak da vatandaşa en yakın hizmet birimi olma adına yapılacak şeyler de az değil.

Ve Başkan Taban da yeni koşullara ayak uydurmakla beraber en ücra köşede yaşayan vatandaşa bile daha yakın durmanın gayretinde olduklarından söz etti hep. 

İnegöl'ün nüfus itibariyle 300 bine yaklaşmış olması adeta bir vilayet gibi hissettiriyor kendini.

Ona göre hizmet etmenin beklentisiyle karşılaşılıyor. 

Bugünün konusu değil elbette. 

Gerek coğrafi konumu gerekse sanayi potansiyeli ve nüfusu itibariyle ülke genelinde hep farklı bir konumu oldu. 

Rahmetli Hikmet Şahin döneminde de İnegöl'ün adı Türkiye'de hep ön sıralarda oldu. 

Ardından göreve gelen Alinur Aktaş zamanında da İnegöl'ün potansiyeli hep hissedildi. 

Şimdi de öyle.

Yarın da öyle olacaktır. 

Ama vilayet olarak ama kaza olarak. 

*

Sonuç olarak İnegöl'de sokaklarda eskisi gibi vatandaş görmek mümkün değil doğal olarak. 

Gördüğümüz ve yorumladığımız o ki, İnegöl'de halk da belediye ve kurumlar da salgınla mücadeleyi özümsemiş.

Bunu dışarıdan gelen ziyaretçilerin hissetmemesi mümkün değil. 

Vatandaşın memnuniyetsizliği ve eksikler varsa da belediyenin yapabilecekleri bağlamında kapının açık olduğunu düşünüyoruz.  

Bir an önce İnegöl'ü yeniden hareketli görmek istediğimizi özellikle vurgulamak istiyoruz. 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları