Elbette bir tavrımız var. 
Bir görüşümüz mevcut. 
Yani haklı ile haksızı ayırabilecek durumdayız. 
Ancak kimin haklı ya da haksız olduğundan daha çok bizi ilgilendiren BUDO'nun hizmetine devam edip etmeyeceğidir. 
Ve bir Bursa markası olan BUDO'nun Büyükşehir Belediyesi bünyesiyle hizmet vermesinin devam edip etmeyeceğidir. 
Haklı ve haksız boyutu daha sonraki mesele. 
Dolayısıyla AK Parti ve CHP arasındaki rol kapma tartışması kamuoyunu ilgilendiriyor olsa da asıl önemli olan ortaya çıkan sorunun çözülüp çözülmediğidir. 
Ya da çözülüp çözülmeyeceğidir. 
Bizleri ve Bursa'yı ilgilendiren de asıl budur. 
*
Bir Bursa markası olan ve yolcuları bir özel şirket olan İDO'nun tekeline bırakmayan BUDO'da sıkıntılı günler göze çarpıyor. 
Bir süredir kamuoyunun da takip ettiği üzere Mudanya ile Eminönü arasında çalışan BUDO ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iştirakleri aracılığıyla sözleşmenin yenilenmesi istenmişti. 
Ve yüzde 300'lere varan yenileme bedeli ortaya çıkmıştı. 
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş arasında da soğuk rüzgarların esmesine neden olmuştu. 
Bu süreçte CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca ve arkadaşları sorunu çözme adına Başkan İmamoğlu'na ziyarete gitmişti. 
Doğal olarak sorunu CHP yönetiminin çözdüğünü-çözeceğini lanse etmişti. 
Bir siyasi partinin başkanı olan Karaca'nın tavrı AK Parti yönetimi tarafından tepkiyle karşılansa da CHP heyetinin algıyı yönetebilme becerisi açısından başarılı bir hamle yürüttüğünü söylemek gerekiyor. 
Zira Bursa halkı sorunun çözülüp çözülmediğine bakacaktır.
Ha o çözmüş ha başkası. 
Bir başka ifadeyle sorunun yine CHP'den seçilmiş bir belediye başkanı tarafından çıkarıldığıyla çok ilgilenmeyecektir. 
Başkan İmamoğlu ve ekibinin yüzde 300 gibi fahiş bir zam oranıyla BUDO'nun varlığının sorgulanır hale gelmesini dikkate çok fazla almayacaktır. 
Alsa bile iş işten geçmiş olacaktır.
Burada Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin yönetimi sorgulanmış olacaktır.
Her ne kadar işin sonucuyla ilgilensek de burada AK Parti Bursa İl Başkanı Ayhan Salman'ın açıklamalarını da önemsemek gerekiyor şüphesiz. 
Salman'a göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yüzde 300'lik zammıyla ortaya çıkan krizin üstünün örtülmeye çalışıldığı ve suçu Bursa Büyükşehir Belediye yönetiminin üzerine bırakılmaya çalışıldığını anlatıyor. 
Aynı zamanda BUDO'nun satılmaya çalışıldığı izlenimi verilmek istendiğini vurguluyor. 
Diğer tarafından "hem sorunu ortaya çıkaran CHP'liler hem de sorunu çözmeye çalışan da CHP'liler" mealinde yorumluyor hadiseyi. 
*
Hep söylüyoruz. 
CHP'liler algı ile gerçeklik arasındaki ince çizgide partileri adına mantıklı adımlar atmaya başladılar. 
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bu süreci partisi adına iyi yürütüyor. 
Dediğimiz gibi partisi adına. 
Ve algı yönetimi konusunda da hayli becerikli bir konumdalar. 
Zaten gerçeği aramaktan öte istenilen algının oluşması son zamanların en önemli konusu.
Gerçeğin ortaya çıkmasına kadar geçen sürede algı oluşmuş oluyor zaten.
BUDO konusuna gelince, sorunu çıkaran Ekrem İmamoğlu olsa bile çözüm noktasında Karaca ve ekibinin rol alması CHP yönetimi açısından kamuoyu desteği toplaması bağlamında dikkat çekici.
Öyle ki; bu saatten sonra sorun çözülse de çözülmese de CHP'nin adımı hatırlanacaktır.
Tabi bu algıyı tersine çevirme becerisi AK Parti'de her zaman var. 
Eğer kamuoyuna, sorunu çıkaranın da çözüm için adım attığı görüntüsünü verenin de aynı taraf olduğunu iyi anlatabilirse...
Unutulmamalıdır ki AK Parti, Ulaştırma Bakanlığı marifetiyle karşı hamleler yapabilecek durumda. 
Ayrıca artık Bursa'da da aklıyla hareket edebilen ve algı yönetimini öğrenmeye başlayan bir CHP yönetimiyle karşı karşıya olduğunu idrak etmek zorunda. 
Ve İstanbul Belediyesi'nin yüzde 300'lük zam yapmasına ilişkin tebligatını topluma açıklamada geç kalmış durumda. 
CHP heyetinin İstanbul ziyaretinden çok önce tebligat ilk çıktığında çıkıp kamuoyuna açıklamış olsalardı algı tam tersi oluşacaktı.