Birkaç gündür dikkatinizi çekiyordur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bayramda Trabzon ve Rize'de bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. 

Bu ziyaretlerinde çeşitli temaslarda bulundu, konuşmalar gerçekleştirdi. 

Ancak bunlardan da öte başka bir şey gündem oldu. 

O da İmamoğlu'nun beraberinde muhalif kanadın sevmediği, tepki gösterdiği belirtilen bazı gazetecileri ziyarete götürmesi oldu. 

Normalde isteyen kişi istediğini bu tür ziyaretlere götürür. 

Ama mesele önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylık için adı en çok geçen isimlerden biri olan Ekrem İmamoğlu olunca işler değişti. 

Şurası bir gerçek ki, her ne kadar CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer birkaç isim gündemde olsa da Ekrem İmamoğlu'nun adı çok konuşuluyor. 

Kendisini yılmadan destekleyen ve aday olmasını isteyen gerçekten büyük bir kitle var. Seçimi kazanacağına inanlar ciddi anlamda mevcut. 

İş böyle olunca bu destekleyen kitle, İmamoğlu'na, 'senin yanındayken hala sen kimden medet umuyorsun, bu yapılır mı?' diye büyük çıkışta bulundu. 

İşte bundan sonra da asıl kırılma başladı. 

Gerek Ekrem İmamoğlu gerekse Basın Sözcüsü Murat Ongun gelen tepkilere aldırış etmediklerini ilk açıklamalarında seslendirdiler. 

Ancak tepkiler daha da yükselince yeni açıklamalar yaptılar. Bu da tansiyonu iyice arttırdı. 

Buraya kadar konuyu zaten çok iyi biliyorsunuz. Asıl bundan sonrasını konuşmak gerekiyor. 

Ekrem İmamoğlu bundan sonra ne yapmalı? 

Yani bir başka gezisine yine hükümete yakın olduğu iddia edilen isimleri davet etmeye devam mı etmeli? Zaten bunun benzerini yapabileceğini açıklamalarında söylemişti. Bunu yapabilecek mi? 

Veya gelen tepkilere bakarak kendi cenahına yakın isimlerle mi devam etmeli? 

Çünkü bu yaşananlara reaksiyon gösteren ve dikkate alması gereken bugüne dek hep yanında olan ciddi isimler var. Gözardı kolay kolay edemez.

Ancak öte yanda da her tepki de geri adım atarsa ileride herhangi bir adımı beğenilmediğinde geri adım atma riskinin de olacağını o da biliyor. Yani özgürlüğünü kısıtlama riski beliriyor.

Ayrıca, bir diğer önemli soru da;  etrafında ona aday olması konusunda bu kadar çok baskı yapan varken kendisi ne yapacak? 

Evet bugüne kadar net açıklamalardan kaçındı. 

Ama hala bu baskı üzerinde ve bunu herkes biliyor. 

İddialara göre bir grup ise kendisinin bir parti kurması ve yoluna devam etmesini istiyor. 

Bu da siyaseten ciddi riskleri barındırabilir. 

Bununla birlikte Cumhuriyet Halk Partisi içinde de bu kadar parlamasından ve bu kadar kısa sürede ön plana çıkmasından rahatsız olabilecek isimler de olabilir. 

Mesela Kılıçdaroğlu ekibi bu işe nasıl bakar? Millet İttifakı'nın diğer ortakları ne der? 

Bir de İmamoğlu'nu destekleyenler aday olmazsa buna da tepki gösterecek. 

Siyasette popüler olmak ve çok parlamak gerçekten bir çok insan için rüya gibi olabilir. İmamoğlu bunu başardı. 

Ama bunu sükunetle yönetemezsiniz kısa süre içinde büyük sıkıntılar da yaşayabilirsiniz. Çünkü siyaset çok acımasızdır. 

Ek olarak, ne kadar süre bekleyerek doğru adım atabilmek meselesi de bir diğer bilinmez. 

Kısacası işler her açıdan zor. 

Yıl sonuna kadar nefes kesen bir siyaset sahnesi ile karşı karşıya olacağız. 

Millet İttifakının adayı kim olur sorusuna gelince, Ekrem İmamoğlu olsun diyenler ile Kemal Kılıçdaroğlu olsun diyenler arasında bir dengeye bağlı olarak bunu göreceğiz. 

Belki de bunların hiçbiri olmayacak ve dışarıdan bir aday üzerinde anlaşılacak. 

Bu da belki iş dünyasından bir yönetici veya bir akademisyen olabilir. 

Şu an sessiz hareket ediyorlar ama Ankara'da ayak seslerinin arada yansımalarını duyuyor gibiyiz. Bizim derdimiz Türkiye, kim olursa olsun yeter ki güzel ülkemizin hayrına olsun. 

Sağlıkla Kalın.