Levent Yılmaz

Levent Yılmaz

İhracat İklim Endeksi güçleniyor, siparişler Türkiye'ye kayıyor

2022.01.11 11:15 - Son Güncellenme: 2022.01.11 11:15
A

Covid19 pandemisinin risklerini ve yarattığı olumsuz havayı sürekli konuşuyoruz. Maalesef halen söz konusu riskler yeni mutantlarla beraber artmaya ve ekonomileri olumsuz etkilemeye devam ediyor. Ancak arada güzel şeyler de oluyor. Covid19'un etkileri ile tedarik zincirlerinde yaşanan değişimler belli fırsatları beraberinde getiriyor.

2021 yılında Türkiye'nin ihracatı bir önceki yıla oranla %32,9'luk bir artışla 225,4 milyar dolar oldu. Her ne kadar ithalat %23,6 oranında artsa da dış ticaret açığı bir önceki yıla göre %7,8 azalarak 45,9 milyar dolar oldu. Böylelikle ihracatın ithalatı karşılama oranı %83,1'e yükseldi.

İhracattaki bu olumlu seyrin bir diğer göstergesi de İstanbul Sanayi Odası tarafından oluşturulan Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi. Aralık ayı verisi 53,9 seviyesinde gerçekleşti. Böylelikle endeks kesintisiz 11 aydır güçlenmiş oldu. Söz konusu endeks bir önceki ayda 55,1 olarak gerçekleşmişti. Ancak tıpkı İmalat PMI Endeksi'nde olduğu gibi bu endekste de 50 puanın üstü iyileşme anlamına geliyor.

Gerçekten de imalat sektörü Türkiye'nin ihracatında çok önemli bir yer tutuyor. 2021 yılı ihracat verilerine göre yıl boyunca yapılan toplam ihracatın %75,82'si sanayi sektörü kaynaklı. Öncü veriler sektörün 2022 yılında da sürükleyici olacağına işaret ediyor.

Sanayi sektörü ihracatının en önemli kalemi de otomotiv endüstrisi. Otomotiv endüstrisinde ise 2021 yılında ürün grupları bazında en fazla payı %40 oranı ile tedarikçiler alıyor. 2021 yılı boyunca etkin olan "çip krizi" otomobil ihracatını bir önceki yıla göre %0,3 düşürse de tedarik tarafındaki artış %26 oranında.

Pandeminin başından bu yana tedarik zincirlerindeki kopmaların Türkiye'ye belirgin avantajlar sağlayabileceğini değerlendirmiştik. Sanırım bu durumun en belirgin yansımasını otomotiv sektöründe tedarikçiler tarafında görüyoruz. Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam'ın bu konuda Dünya Gazetesi'ne yaptığı açıklamalar son derece önemli. TAYSAD verilerine göre ihracat hem ton bazında hem de değer bazında artış gösteriyor. Avrupalı firmalar tedarikte Asya ve Çin yerine Türkiye'yi tercih etmeye başlamış durumda. Elektrikli araçlara dönüşüm sektördeki yatırımların artmasını da beraberinde getiriyor. İşin iyi tarafı bu yatırımları sadece yerliler değil yabancılar da yapıyor.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye'nin ihracatındaki aslan payını otomotiv sektörü aldı. Uzun süreden bu yana devam eden bu durum sadece tedarikçilerin değil aynı zamanda otomotiv yan sanayiinin de güçlenmesine zemin hazırladı.

Her ne kadar taşıt üretimini büyük firmalar gerçekleştirse de tedarik ve yan sanayi tarafında KOBİ'lerin rolü yadsınamaz. Özellikleri itibariyle KOBİ'lerin esnek yapısı değişen şartlara ve yeni teknolojilere kolay uyum sağlama yeteneği kazandırıyor. Bu durum önümüzdeki yıllarda daha da güçleneceği öngörülen elektrikli otomobil piyasasında Türkiye'nin önündeki fırsatları artırıyor.

Covid19 pandemisi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de finansal istikrarı olumsuz etkiledi ve enflasyonist baskının artmasına neden oldu. Bu iki riskin oluşturduğu belirsizliklerin Türkiye'deki yatırım iklimini olumsuz etkilediği aşikâr. Bu bakımdan ekonomi yönetiminin de sıklıkla dile getirdiği üzere enflasyonda belirgin düşüşün sağlanması ve finansal olarak öngörülebilir bir ortamın oluşması hem ihracat ikliminin güçlenmesinin devam etmesi hem de Türkiye'nin küresel tedarik zincirlerinden daha fazla pay almasını sağlayacak yatırımların çekilmesi açısından stratejik önem arz ediyor.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları