Bursa kentin de yaşam kutsal ayın idraki ile programlı şekilde iken, yerel seçim dolayısı ile de olabildiğince yoğun bir şekilde devam ediyor. Yani hayat rutinin de sürüyor.

Peki herkesin hem fikir olduğu  "kentin ortak değeri" ne durumda ?

Son maçında değerli bir 3 puan aldı Bursaspor.

Ligin bitmesine kaldı 7 hafta. Olağan genel kurula da 2 ay var. Cumartesi günü de rakip Kırklarelispor. Böyle bir ortamda futbol heyecanı var mı? derseniz, üzülerek söylüyorum camianın büyük bölümünde kabullenilmişlik ve ümitsizlik hakim olmuş durumda.

Dolayısı ile sessizlik ve hamlesizlik mevcut durumu bertaraf edememektedir. Ağır sorunları nedeni ile yaşam savaşı veren Bursaspor kulübü kısa, orta ve uzun vade planlamalar boyutunda hiç bir şey üretemiyor.

- Transfer Tahtası (en önemlisi),

- Sözleşmesi biten futbolcular,

- Mali kaynak yaratılması,

- Şirketleşme kararı,

- Temlikler ve davalar,

Sorunlu konularımızın belli başlıları bunlar ve kulübün hareket alınında oldukça sıkıntı yaratmaktadır. O nedenle derim ki; "ağacı değil, ormanı görmek" gerekiyor. Türk futbolunun geldiği kaotik ortam ve spor kulüplerinin %95 nin düştüğu borç batağı, başta Bursaspor olmak üzere birçok takımın mevcut yöntemlerle yol alamayacağını açıkça ifade etmektedir.

3,5 milyonluk kentin mali, idari ve insan kaynağını harekete geçiremiyor olması, Türkiye'deki spor basınında şaşkınlıkla karşılanıyor. Zaman zaman ligin 5. şampiyon takımının geldiği durumu üzülerek konu ediyorlar. Özel de görüşüp kanuştuğumuz gazeteci arkadaşların ifadeleri de ayrı bir üzüntü verici durumda.

Bu durumda mevcut yönetimin de camiayı harekete geçirmesi gerekiyor. Bursaspor gündemden hiç düşmemesi lazım. Doğru bilgilendirme, şeffaflık ve kuvvetli iletişim bu işin çözüm ilacıdır.

Sonucunda bir alt ligde mücadele etmek zor da olsa kabullenilebilr, ancak mevcudiyetine gelebilecek bir sonuç asla kabul edilemez.

BİR UMUTTUR BURSASPOR...