Soğuk ama bugüne has açan güneşle ısınarak Bursaspor'un maçı için stadyuma gittik.

Bir kahrolup bir umutlanan taraftarda 3.000-4.000 civarında yerini almıştı.

Okuyucularım maç ile ilgili bir analiz okuruz diye devam ediyorlarsa, üzgünüm...

Bugünden itibaren maç yazısının hiç bir anlamı ve önemi kalmadı. 

Maç ile ilgili ancak şunu söyleyebilirim, ne futbolcular ne de teknik direktör Ümit Şengül maçı kazanacaklarına hiç inanmamışlar.

Zaten kapalı tribünden Ümit hocaya gösterilen tepkiler de bunun göstergesiydi.

Evet sevgili Bursaspor'lular artık 2. Ligde misafiriz. Yeni dönem yeni platformda olacak.

Aslında yönetimin yetki verdiği İsmail Ertekin ve Ümit hoca kendilerini yeni döneme hazırlıyorlar.

Son haftalardaki oyuncu tercihleri, yine maç içindeki oyuncu değişiklikleri bana hep bu çalışmaların olduğunu hissettiriyor.

Hafta içi yapılan basın toplantısında bu sebeple sözleşmesi biten futbolcuların durumunu sormuştum. Gelen cevap "hiç birini kaybetmek istemiyoruz, hedef sıfır kayıp" demişti Erkan Öncel.

Ama biraz araştırma yaptım, 3-4 tane futbolcu kardeşimiz ciddi ayrılık sürecine girmişler.

Menejarler kulüp etrafında kol geziyor. Yönetimin henüz hiç bir futbolcu ile ilgili anlaşma yapamayışının da İsmail Ertekin ve Ümit Şengül'ün raporlarını bekliyor olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Sırtındaki çok büyük bir mali yük ile yeni sezona girecek Bursaspor. 

Bugünkü durumuz ile ilgili radikal bir değişikliğe gidemezsek, büyük beklentilere girmemek gerekiyor.

Aynı senaryoyu önümüzdeki senede de izleriz hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Tahta, tahta, tahta...

Bakın bu takımın hızla aşağıya gidişini ancak transfer tahtasını açarak durdurabiliriz.

2 ay sonraki kongreye bu bilinçle bakarak öyle hazırlanmalıyız. Yok öyle benim tanıdığım gelsin, benim arkadaşım olsun, filancalar sakın ha gelmesin düşünceleri buralara kadar getirdi ve hala buralarda tutuyor bizi.

Her zaman söylüyorum yine söyleyeceğim klasik yönetim anlayışını değiştirmediğimiz sürece biz buraları da çok ararız.

Çok yazık oldu Bursaspor'a.

Göz göre göre geldi buralara.

Kabul edilmesi çok ama çok zor.

Türk futbolunda tarih yazmış bir kentin tekrar ayağa kalkması gerekiyor.

Neticede artık, Diriliş, Yeniden zirveye, Geliyoruz gibi sloganları bir kenara bırakıp, AYAĞA KALK BURSA demenin zamanıdır.