Serkan Yetişmişoğlu

Serkan Yetişmişoğlu

serkanyetismisoglu@bursadabugun.com

Onlar kaçırır mıydı?

2020.01.17 10:50 - Son Güncellenme: 2020.01.17 10:55
A

İnternette gezerken, Bursaspor'un 2009 Avusturya kampına gittiğim zaman Olay'da yazdığım bir yazı denk geldi.
O sezonu Ertuğrul Sağlam'la 6. bitiren Timsah, UEFA Kupası trenini kılpayı kaçırmıştı.
Kadroya Turgay Bahadır, Batalla, Ivan Ergic, Hüseyin Çimşir önemli transferler yapılmıştı.
İşte, şampiyonluğun temellerinin atıldığı o kampa Bursasporlu taraftarların ilgisini kaleme aldığım 13 Temmuz 2009 tarihli yazımı okuyunca; şöyle bir düşündüm.
46 yıllık kulüp, daha Süper Lig şampiyonu olmamıştı.
Taraftar, şanlı armanın renklerine aşıktı.
Kamptaki, heyecan, coşku, arma sevdasını görünce etkilenmemek elde değildi.
Ben de yaklaşık 11 yıl önce kamptaki izlenimlerimi sizinle paylaşmak istedim.
Yazının sonunda bazı saptamalarım olacak.

Önce yazımı hatırlayalım:

ANLATILMAZ YAŞANIR!
"Avusturya'da kampın daha ilk gününde Bad Tatzmannsdorf kasabasına koşan gurbetçilerin Bursaspor sevgisini görünce Coşkun Sabah'ın o meşhur şarkısı dilime dolandı. 
Hani şu, "Var mı böyle bir sevda, sorarım sizlere..." diye başlayan... 
Gerçekten de Bursaspor sevgisi mesafe ve engel tanımıyor. 
Timsah'ın Avusturya'ya geldiğini duyan yeşil-beyaz tutkunları, başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden kamp merkezine adeta ışık hızıyla ışınlandılar!

BİNLERCE KİLOMETREDEN...
Antrenman sahasına gelen gurbetçilerin, o an gözlerinde oluşan parıltıyı görmenizi isterdim. 
Çoluğunu çocuğunu alıp, yüzlerce, hatta binlerce kilometre yol kat edip, Bursaspor'u dünya gözüyle görmek için adeta birbiriyle yarışan gurbetçilerin yaşadığı mutluluğu görünce 46 yıllık kulübün büyüklüğünü bir kez daha idrak ettim. 
Öyle ya, başka hangi kuvvet, onlarca insanı, sınır ötesinden kaldırıp da, sadece 2 saatlik bir antrenmanı izlemek için yollara düşürür? 
Dortmund'lu Ergin ve Sezer, Viyana'dan gelen İnegöllü Bursasporlular, sanki sözbirliği etmişcesine, "Biz Bursaspor için, değil bin kilometre, 10 bin kilometre bile yol geliriz" demesi, bu vazgeçilmez sevdanın ne kadar büyük olduğunun önemli bir göstergesiydi. 
İnanın, Bursaspor'un büyüklüğü gurbette çok daha iyi anlaşılıyor. 
Hele o, Viyana'da yaşayan İnegöllü Bursasporlu taraftarların yaptıkları tezahüratlar ve atkı şov yok muydu? 
İşte o zaman, bir kez daha "Bursaspor sevgisi anlatılmaz yaşanır" dedim. 
Eminim ki, bu coşkulu destek, yeşil-beyazlı futbolcuların ve Bursaspor'a katılan yeni transferlerin de gönül telini titretmiştir... 

TURGAY, HÜSEYİN ÇİMŞİR VE BATALLA...
Şimdilik; 
Timsah'ın çiçeği burnunda kramponları Turgay Bahadır ile Hüseyin Çimşir, Batalla ve Ramazan Sal ise, ilk 2 gündeki görüntüleriyle Bursaspor'a kısa sürede adapte olacaklarının sinyallerini verdiler, demekle yetiniyorum."
(Not: Ivan Ergic ise, kampa bu yazımdan birkaç gün sonra katılmıştı.)

AŞK MESAFE TANIMAZ!
Bu yazımı, sizinle neden paylaştığımı sanırım çoğunuz anladınız.
Gurbetçi Timsahlar, "aşk mesafe tanımaz" diyerek, takımını birkaç saatliğine görebilmek için binlerce kilometre teperken...
Biz, pazar günü 2. yarısı başlayacak 1. Lig'den çıkmayı amaçlayan "Bursaspor'un Timsah Arena'da oynayacağı Karagümrük maçına acaba kaç bin taraftar gelir?" diye, birbirimize soruyoruz!

İSTERSENİZ GURBETÇİLERE SORUN!
Bugün, Avrupa'da Bursasporlu gurbetçi tanıdığı olan dostlar, lütfen arayıp sorsun:
"Bursa'da yaşasaydınız, Bursaspor'un maçlarını kaçırır mıydınız?" diye...
Oysa, camianın kenetlenmesi gereken en önemli günlerde, bakıyorum da...
Kimi, "transferler oynarsa gelirim" havasında.
Kimi de, "armudun sapı, üzümün çöpü" diyerek, bahane üretme peşinde!..
Arkadaşlar;
Artık her maçımız final!..
Maça gelmekte nazlanan kardeşlerim, abilerim, sözüm size:
-Siz armaya mı aşıksınız, yoksa transferlere mi?
-Bu takım, bu yıl çıkamazsa, seneye halimiz nice olur, bilmez misiniz?
Arada sadece 3 puan fark varken, enseyi karartmak, armayı terk etmek bize yakışır mı?
İnanın;
Timsah Arena'yı doldurma konusunu, konuşup yazmak bile bana "zul" geliyor!

O GÜNLERDE KAHROLMUŞTUK
1987'de; gazeteciliğimin ilk aylarında, Bursaspor küme düştüğünde 18 yaşındaydım. Günlerce o şoktan çıkamamıştım!
1.Lig'de 1 maç (Aydın maçı) oynadıktan sonra Mahkeme kararıyla lige döndüğümüzde dünyalar benim olmuştu.
2004 Sakarya'da yine içimiz kan ağlamıştı!
2 yılda anca geri dönebilmiştik.
2010'da kupayı kucakladık, sonra da "küme düşen ilk Süper Lig Şampiyonu" olarak tarihe geçtik!
İnşallah bu son olmuştur!
Hep diyoruz ya;
"Adı aşk bu eziyetin!" diye...
Ee, öyleyse?
Şimdi desteğin tam zamanı değil mi?
Zira;
Seneye yine Menemen'deki o "kafesli misafir tribününü" kim görmek ister ki!..


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları